FETÖ/İsrail siyasal yapılanması

FETÖ/İsrail siyasal yapılanması
26 Ekim 2017 09:30

FETÖ siyasal alana dün itibariyle partisel kurumlaşmaya giderek dün itibariyle kesin bir şekilde sızmıştır ama ayırtına vardığında Türk milletinin gelişip büyümesine müsaade etmeyeceği de çok açıktır.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

‘’Sızma’’ aslında askeri bir tabir olarak bir bölgeyi ele geçirmek için askeri birliklerin çok gizli olarak o alana yerleştirilmesi ve belirli bir güç dengesini ele geçirdikten sonra çarpışarak o bölgenin ele geçirilmesi harekatıdır.

 

 

Ama sivil alanda da ‘’sızma’’ harekatı çok kullanılan bir taktiktir ve bunu Türkiye’de en iyi yapan bu konuda tüm müritlerinin de eğitildiği FETÖ cemaatidir ki, uzun yıllar çok sinsi bir şekilde ‘’SIZINTI’’ adlı bir dergi çıkararak toplumun bütün kesimlerine ücretli olarak yıllık abonelerle dağıtmışlardır.

 

 

FETÖ’nün sızma stratejisi çok uzun ve apayrı işlenmesi gereken bir konudur ama ben bugün yine bu yapının çok sinsi bir şekilde siyasal kurum haline gelmesini işleyeceğim.

 

 

Artık yıllarca başka partilerin sırtına binerek devletin bütün kurumlarına sızan FETÖ yeni bir siyasal yapıya gitmeğe kendini zorunlu hissetmiştir.

 

 

Meral Akşener’in parti kurmasını ve bunun cemaat tarafından bir sızma harekatı olarak yapıldığını anlatmak istiyorum.

 

 

Öncelikle Meral Akşener kimdir?

 

 

Selanik kökenli bir ailenin kızıdır ve 1923’teki mübadeleyle Kocaeli’ye gelip yerleşmişlerdir.

 

 

DYP kadın kolları başkanı olduğu 1995’e kadar siyasetle hiç ilgilenmez.Tamamen politikanın dışındadır, işinde gücünde birisidir.Öyle söylendiği gibi ülkücülükle asla ilişkisi yoktur, ta ki MHP’den milletvekili seçilinceye kadar.Meral Akşener kimin arabasına binmişse onun düdüğüne çalan bir kimsedir.

 

 

Benim bu konuda asıl dikkatimi çeken durum ise MHP’li olduğu yıllarda günlerde sosyal medya hesaplarından ülkücü şehitleri her vesile ile anarken şimdi tek bir sözcük bile sarfetmemesi çok dikkat çekicidir.

 

 

Yukarıda yazdıklarım MHP’yi nasıl da siyasal olarak dolandırdığına ait anekdotlardır ama şimdi asıl konuya geçelim.

 

 

Sihirli bir el Meral Akşener’i nasıl siyasete sokarak paraşütle bu işin ortasına atlamasına neden oldu?

 

 

O sihirli el işinde gücünde olan ve siyasetten uzak yaşayan Meral Akşener’i önce DYP kadın kolları başkanlığına getirir ve bir yıl sonra da İçişleri bakanı yapar.Çok açıkça yazalım, 28 Şubat’a giden yolda önemli bir aşama olan Susurluk kumpasının kurulması ve Ağar’ın görevden alınmasında da FETÖ çok etkin bir rol oynamıştır.

 

 

O süreçte Tansu Çiller’in siyasi danışmanı olan ve bugün FETÖ davasından kodese tıkılmış olan Mümtazer Türköne Fethullah’ın talimatıyla Meral Akşener’in İçişleri Bakanı olması için Başbakan’a telkinde bulunur ve başarılı olur.Meral Akşener birden kendini İçişleri Bakanlığı koltuğunda bulur.

 

 

FETÖ’nün kumpas elemanı olan Mümtazer Türköne konusunda biraz bilgi vermek istiyorum.Kamuoyu bu adamı cemaatin içinde olmakla birlikte aynı zamanda ülkücü olarak bilir.Ülkücülüğü asla doğru değildir.Bu şahıs ülkücülüğü siyasal alanlara sadece sızma aracı olarak kullanır ve FETÖ’den aldığı talimatları bir ajitatör(tahrikçi, ortalığı karıştırıcı) olarak yerine getirir.

 

 

Mümtazer Türköne 2007’de yine ajitatör olarak iş başındadır ve AKP’yi dağıtacak olan ANAP-DYP birleşmesinin olmaması için FETÖ’den aldığı görevi yerine getirecektir.Bildiğiniz gibi o dönem menfaatler karşılığı dönen dolaplar sonucu Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu denilen bedbahtlar kamuoyu önünde horoz dövüşü yaparak birleşmemek için numara yaparlar.Bu duruma götüren yol FETÖ talimatıyla olur, çünkü o tarihlerde RTE ve AKP’nin boynuna bindiği için onların yine tek başına iktidar olmasını ister.Çünkü ANAP-DYP birleşmesi sonucu alınacak oy oranı yaklaşık olarak yüzde 20’yi gösteriyordu.İşte bu ajitasyon görevini FETÖ Mümtazer Türköne’ye vermişti.O dönemde Erkan Mumcu ortalıkta görünmüyor, partiye ve özel ofisine bile gitmiyordu.Milletvekillerinden ve partinin yetkili kurullarından kaçıyordu.Birkaç milletvekili arkadaş bir arkadaşımızı görevlendirerek genel başkanın evine çatkapı gönderdik.Bu bir ani baskın sayılabilirdi.Arkadaşımızın getirdiği bilgi bizi dehşete düşürmüştü çünkü Mümtazer Türköne denilen ajitasyon ustası çöreklenmiş bir şekilde sabahtan akşama kadar Erkan Mumcu’nun yanında oturup iki partinin birleşmemesi için onun beynini yıkıyordu.Sonunda FETÖ’nün isteği oldu ve Mümtazer Türköne ajitasyon görevini ustalıkla yerine getirdi.

 

 

O dönem kendisini Mümtazer Türköne ajitatörü ile bakan yapanın Fethullah Gülen olduğunu Meral Akşener çok iyi biliyordu.Bu nedenle cemaate açıkça teşekkür etmiştir.

 

 

Ayrıca Meral Akşener’in Mümtazer Türköne FETÖ operasyonu kapsamında tutuklanınca RTE’ye belgegeçer (faks) çekerek bırakılmasını istemesinin nedenini velinimetine bir vefa borcu olarak değerlendirmemek mümkün mü?

 

 

Yine o dönem Meral Akşener ile Fethullah Gülen’in emniyet imamı olan Kemalettin Özdemir arasındaki bağ iyice güçlenir.Fethullah Gülen devletteki en büyük ve en güçlü yapılanmasını Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı döneminde yapar ve devlete tamamen sızar.İçişleri Bakanlığı döneminde emniyet, özellikle istihbarat dairesi tamamen Fethullah Gülen’in eline geçer.Bu dönemde Akşener değil de asıl Kemalettin Özdemir’in İçişleri Bakanı olduğu söylenir.Söz konusu malum kişi o dönem komiser olarak Meral Akşener’in yanına girerek hem onu yönlendirir hem de ona yönlendiricili danışmanlık yapar.Bu malum kişi Akşener’e 15 Temmuz darbesini tarihi, parolası ve en ince ayrıntısıyla haber verir, yurtta sulh sloganını durup durduk yerde boşuna kullanmaz.15 Temmuz darbe girişimi öncesi Meral Akşener’in milletvekili olmadığı halde başbakan olma muhabbetlerinden bahsetmesinini nedeni başka nasıl açıklanabilir?

 

 

Ayrıca şu ayrıntıyı da yazalım, Meral Akşener’in hukuk danışmanlarından Avukat Nuri Polat FETO operasyonu kapsamında gözaltına alındı.

 

 

Bunların hangi ekibinin yakasını tutsanız Fethullah Gülen dökülüyor.Geçmiş tarihlerde Ümit Özdağ’ı Mümtazer Türköne’nin evinde birileri görünce ‘’Aman sakın benim burada olduğumu söylemeyin.’’ diyerek yalvarmıştır.Ümit Özdağ İsrail ve Yahudi lobileriyle sürekli ilişki içindedir.ABD’deki Yahudi think-tank kuruluşu JINSO ve RANT COMPORATİON ile görüşmeleri gözden kaçmayacak defolardır.Ayrıca Ümit Özdağ’ın başında bulunduğu ASAM(Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi) olanaklarıyla sık sık yaptığı İsrail gezileri ve burada Türkiye ve Ülkücü camianın geleceği ile ilgili yaptığı pazarlıklar asla gözden kaçamaz.

 

 

Meral Akşener destek aldığı cemaatın yönlendirmesiyle önce milliyetçi-ülkücülerin tek kalesi MHP’yi ele geçirmeye çalışmış, sonra Devlet Bahçeli’ninn Türkiye’ye çok zarar veren manevralarıyla bunu başaramamış ve yeni bir Fethullah Gülen siyasal otobüsü ile yoluna devam etmeye başlamıştır.Bu bağlamda değerlendirdiğimiz zaman Meral Akşener ve yakın ekibi Türkiye’yi uçurumun kenarına getirmişlerdir, çünkü bunların şerrinden çekinen Devlet Bahçeli RTE’ye verdiği destekle tek adam rejimine götürerek cumhuriyetçi parlamenter rejimi yıkmıştır.Tüm günah Meral Akşener ve yakın kurmaylarının boynunadır.Bunları yönlerdiren de ve bundan sonra yönlendirecek olan da Fethullah Gülen’den başkası olamaz.

 

 

Partinin kurucular kurulu listesine baktığımız zaman idealsiz, teslimiyetçi, her denilene kafa sallayan, itiraz kültüründen yoksun kişilerden oluştuğu açıkça görülmektedir, çünkü bu liste Fethullah’ın vatansever isimleri veto ederek oluşturulan bir listedir.

 

 

Daha önce bir vesileyle yazmıştım partinin içine AKP ve MHP ajanlarının gireceğini.Kurucular kurulu listesine baktığımız zaman bunu çok açıkça görüyoruz, zaman içinde kendileri de görecekler.Bu konudaki saptamalarımızı zamanı gelince elbet yazacağız.ANAVATAN-DYP birleşmesini engelleyen adlar bu listede çok var ve yine vazifelidirler.Şimdilik sadece size çok ilginç gelecek prototip iki isim vereyim:Mesut Yılmaz, Süleyman Sarıbaş.

 

 

Son olarak bir önemli noktaya işaret etmek istiyorum.

 

 

O da FETÖ’cüler ve tüm nurcu cemaatleri ‘’maklube’’ denilen yemeği toplu sohbetlerden sonra bir ibadet aşkıyla yerler-Saidi Nursi’nin sediği ve sürekli yediği yemektir maklube, böylece onun hatırasını sürekli canlı tutarlar-ve bu yemekte yapıldıktan sonra tepsinin içinde tıpkı bir güneşe benzer ama bu benzeyiş Meral Akşener’in partisinin ambleminin tıpkısının aynısıdır.İnanmayan ‘’maklube’’ yemeğine bilgi ağından (internet) görsellerden bakabilir.

 

 

Bu durum FETÖ’nün sızma harekatı mı yoksa zavallı bir tesadüf mü?

 

 

Partinin amblemine güneşin gerçek şekli çizilemez miydi?

 

 

Suçüstü yakalanmak oldukça can sıkıcı değil mi?

 

 

Basit gibi görünen olgular bir şeyi saptamada çok işe yararlar.

 

 

Üstelik FETÖ’nün görmemiş olsa bile tüm müritlerinin çocuklarının adlarını yazışma yoluyla koyduğunu ve bu işlere çok meraklı olduğunu çok iyi bilmekteyim.

 

 

Ümit ederim ki, Türk milleti bu siyasal yapıya asla geçit vermeyecektir.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!