Fethullah Gülen ‘mübarek dostları’ndan dertli

Fethullah Gülen ‘mübarek dostları’ndan dertli
7 Aralık 2012 12:00

Dün Alman Frankfurter Allgemeine Gazetesi’de Fethullah Gülen’le yapılmış bir röportaja rastladım.

 
Safile USUL H&H YORUM

Onu hemen aktaracağım ama ondan önce geçen gecelerden birinde zaplarken tesadüfen Fethullah Gülen’e rastladım ve dinledim Mehtap TV’de.
 
Konuşma yapıyordu ve konu dershanelerin kapatılması idi.
 
Dedi ki Gülen, “Mübarek dostlarımızın eliyle gelen bu darbe bizi üzüyor.”
 
Mübarek dostları, yani Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti dershaneleri kapatmaktan söz ediyor ya, konu o.
 
Fethullah Gülen de buna karşı, kendisine bağlı olanlara dershaneler kapatılsa bile hizmete devam “tavsiyesinde” bulunuyordu konuşmasında.
 
Şimdi gelelim Frankfurter Allg. Gazetesi’ne söylediklerine.
 
Sorular ve cevaplar yazılı olarak hazırlanmış, belli ve de röportaj çok uzun.
 
Size hemen röportajı yapan Alman’ın çıkış noktasını da aktarayım.
 
Almanlar İslamcı terörden çok korkuyor ve Fethullah Gülen acaba şiddete karşı olur da, bize bir faydası dokunur mu diye düşünüyorlar.
 
Yani, ılımlı İslamcı ise, terörün durmasına fayda eder mi babından.
 
Gülen bu soruya bir defa, “İslam’da terör yoktur, başka dinlere saygı vardır” gibi bir cevap vermiş.
 
Soruları soran Alman tabii aslında “insider” yani bu kültürün içinden olmadığı için son derece safiyane sorarak bir sonuca varmaya çalışmış.
 
Örneğin, “Kadınlarla erkekler eşit midir?” diye sormuş.
 
Gülen de, “Kadınlar da erkeğin yaptığı işlerin çoğunu yapabilir” demiş.
 
Veya gazeteci, “Demokrasi İslam dini ile bağdaşıyor mu?” şeklinde bir soru sormuş.
 
Gülen de, “Zaten İslam ile demokrasinin prensipleri aynıdır; insan hakları, azınlık hakları, bir grubun diğer grup üzerindeki tahakkümüne karşı olmak, birey hakları, fikir ve ifade özgürlüğü gibi değerler İslam’ın da değerleridir.” cevabını vermiş.
 
Şimdi bundan sonrasını hızlı hızlı ve çok özet tercüme halinde aktarayım, ki, kelamın otantizmini daha iyi hissederek tadına doymayın.
 
-Bay Gülen neden 10 senedir ABD’de yaşıyorsunuz?
 
Ben ABD’ye aslında sağlık nedeniyle geldim. Çevrem ısrarcı oldu tedavim konusunda ve kalmam istendi. Bunun dışında hakkımda iftira dolu yayınlar yapıldı ve bunlara karşı dava açtım. ABD’de olmak bu yapılanlara uzak kalmada kolaylık sağlıyor. Bir de, ben eğer Türkiye’ye dönersem demokrasi alanında kazanılan haklar geri alınabilir diye korkuyorum.
 
-AK Parti Hükümeti başlarda çok reform yaptı ama sonra durdu. Sizin Erdoğan ve AK Parti ile aranız nasıl?
 
Evet, şimdiki Hükümet demokrasi için çok şey yaptı ama bizim dileğimiz bu yolda daha da ilerlemeleri. Ben siyasi partilerin hepsine eşit mesafedeyim. 12 Eylül Anayasa referandumunun evet çıkması için çalıştım ama bu ilkelerim gereğiydi. Bu referandumu CHP de yapsaydı desteklerdim. AK Parti ile özel bir ilişkim yok ama Başbakan’a ve bundan önceki devlet adamlarına da sade bir vatandaş olmanın yüklediği sorumluluklar çerçevesinde değişik yollarla görüşlerimi anlattığım olmuştur.
 
-ABD’de öğrencileriniz ve size bağlı olanlarla nasıl irtibat kuruyorsunuz?
 

Aslında ben artık yaşlılığımla beraber basit ve geri çekilmiş bir şekilde yaşamak istiyorum. Son yıllarımı dua ederek geçirmek istiyorum. Günlük yaşantımda öğrencilerimle okuma ve sohbet yapıyorum. Bana yöneltilen soruları cevaplıyorum. Fikir alışverişinde bulunuyoruz.
 
-Sizin adınızı taşıyan harekete, “Hizmet Hareketi” deniyor. “Hizmet” başkaları için hizmet demek. Türkiye ve dünyada milyonlarca insanın size bağlı olduğu dikkate alındığında, sizin için “Hareket” demek daha doğru olur mu?
 
“Hizmet Hareketi” ilk başlarda cemaat idi. Ama bugün geldiğimiz noktada başka dinlerden, başka kültürlerden, başka dillerden insanlar katıldı bize. Cemaat kavramı artık yetmiyor bize. “Hareket” denince akla toplumsal ve siyasi akımlar ve de o akım için çalışan gönüllüler ve gönüllüler tarafından kurulan kurumlar geliyor. O nedenle ben bizim hareketimize ya, “Gönüllüler Hareketi” veya da, “Nev-i Şahsına Münhasır Hareket” diyorum.
 
-Sizin için gizli olarak örgütleniyor deniyor. Doğru mu bu?
 
74 yaşındayım. Yaşamım ve eserlerim ortada. Ben bir köyü bile kontrolüm altına almaya çalışmadım. Ve, artık bu uyduruk sözlere gülecek kadar bile bir enerjim kalmadı. Kaldı ki, “Hizmet”in yaptığı herşey ortada. Hizmet’in faaliyetleri için devlet makamlarından alınan resmi izinler de ortada.
 
Röportajın tamamı bu kadar değil ama ben bir özet yaptım.
 
Yorumsuz aktardım. Yorumlarımı sonra yazarım.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar