Evet fişliyorlar ben de fişlendim

Evet fişliyorlar ben de fişlendim
20 Haziran 2012 15:17

Dün Avukat Hülya Gülbahar’ın, “Gebelik testi yaptıran kadınlar fişleniyor” açıklaması çok ses getirdi.

Sağlık Bakanlığı ise alelacele bunun gerçek dışı olduğunu söyledi.
“Böyle bir genelge yayımlanmamıştır” dedi.
Neydi o tüyleri diken diken eden açıklama:
“Sağlık Bakanlığı, tüm tıbbi tahlil laboratuarlarına bir genelge gönderdi. Hamilelik testi yaptıranların sonuçlarının ve iletişim bilgilerinin bakanlığa bildirilmesini istiyor. Bakanlık da, bu bilgileri, ilgili aile hekimliklerine ileterek hamilelik sürecinin takip edilmesini ve normal doğum yolunun kullanılmasını talep edecek!”
Bu haberden sonra bakanlık beni arıyor, başka bir röportajda olduğum için ulaşamıyor.
Hülya Gülbahar’ı arıyor.
Önce 6 aydır böyle bir uygulamaları olduğunu kabul etmelerine rağmen…
“Gülbahar’a bu genelge nereden elinize geçti, bize gönderebilir misiniz?” diyorlar.
Bunun üzerine, Hülya Gülbahar da, “Benim elime genelge filan yok çok sağlam yerlerden duyum aldım” diyor.
Bakanlık da bu konuşma üzerine, “İddia gerçek dışıdır, böyle bir genelge yok” diye açıklama yapıyor.

Onu bunu bilmem…
Sağlık Bakanına mı KADER başkanı Avukat Hülya Gülbahar’a mı inanırsın dersen, kafadan Gülbahar’a derim!
Bu arada CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a “Bugüne kadar kaç hamile kadın fişlenmiştir?” diye sordu. Sormakla kalmadı, meclise de soru önergesi verdi.
1- Sağlık Bakanlığı tarafından tıbbi tahlil laboratuvarlarına gönderilen genelgenin tarihi ve kapsamı nedir?
2- Temel hak ve özgürlüklere ve özel hayata müdahale anlamına gelen bu genelge ile ne amaçlamaktadır? Elde edilen veriler nerede saklanacak ve ne amaçla kullanılacaktır?
3- Bugüne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından bu tür bir uygulama yapılmazken kürtaj konusunda Başbakan’ın açıklamaları ve yaşanılan tartışmalar sonrasında bu tür bir genelgenin gönderilmesinin nedeni kürtaj yaptıracak kadınların izlenmesi midir?
4- Söz konusu genelge kapsamında bugüne kadar kaç hamile kadın fişlenmiştir?
5- Bu tür bir uygulama yapılan ve demokrasiyle yönetilen bir başka ülke var mıdır?
6- Söz konusu genelge, gebelik testi sonucunu ve kimlik bilgilerini vermeyen kadınlara yönelik ne tür bir uygulama öngörmektedir?
7- Bilgisi dışında gebelik durumu ve kimlik bilgileri tahlil yaptırdığı laboratuvar tarafından bakanlığa gönderilen kaç kadınımız vardır?

Onlar inkar ede dursun…
Ortada da insanların yaşadığı gerçekler var.
En yakın arkadaşlarımdan biri hamile, “Her nasılsa öğrendiler ve ikide bir arayıp bilgi alıyorlar” diyor, “Büyük Birader sizi gözetliyor gerçek oldu yani…”
Ve aşağıda bu konuda iki örnek daha okuyacaksınız!
Sonra da siz istediğinize inanın…
Bu sütun gebe kadınların yaşadıklarına açıktır, bekliyorum…

EVET, FİŞLİYORLAR! BEN DE FİŞLENDİM!

Sevgili Ayşe,
Dünkü “Gebelik testi yaptıran kadınlar fişleniyor” yazını okuduktan sonra, ben de başıma gelenleri anlatmaya karar verdim.
Evet, fişliyorlar! Ben de fişlendim!
Hamile kaldığımda, hastanede yaptırmış olduğum testlerde, genetik bir rahatsızlığımın olduğunu öğrendim.
“Yüksek riskli gebe” olarak kayıt altına alınmışım.
Bu durum, “aile hekimi”me bildirilmiş.
Bana ulaştı, kendisini mutlaka görmem ve kayıt fişlerini doldurmam gerektiği konusunda uyardı. Defalarca.
Gitmeye fırsatım hem olmadı hem de bu kadar ısrarcı olması canımı sıktı. Bu ısrarlı davranışlara sinirlendim ve gelmeyeceğimi söyledim.
Sonrasında ne mi oldu?
İnanmayacaksın… Ailemi aradılar!
İlkinde, kendilerine gitmem ve kaydımı tamamlamam gerektiği konusunda onları uyardılar.
İkinci aramalarındaysa, benim yüksek riskli bir gebe olduğumu ve mutlaka oraya gitmem gerektiği konusunda beni ikna etmelerini istediler ailemden!
Ve böylece, ailem de riskli bir durum olduğunu aile hekiminden öğrenmiş oldu!
Ki ben onları üzmemek için söylemeyi bile aklımdan geçirmiyordum…
Düşünebiliyor musun Ayşe, bunu babama, anneme söylediler!

RİSKLİ GEBELİĞİMİ BENDEN İZİNSİZ AİLEME SÖYLEDİLER

Ben, ailemle görüşmüyor olabilirim, evli bile olmayabilirim, gayri meşru bir çocuk doğuracak da olabilirim…
Bu olayın ucu nerelere dayanır sen hesapla…
Düşünmeden yapılan böyle bir davranışın sonucu 3. sayfa haberi bile olabilir…
Bunu yazmaktaki amacım, aile hekimlerini nasıl bir baskı altına alıyorlarsa artık, beni kayıt altına almak adına doktor bunları yapmayı, bana ait olan bir durumu, en özelimi ailemle paylaşmayı kendine hak görebildi…
Eşim, aile hekimiyle görüştüğünde, bu konuda onların da sıkıntılarının olduğunu, kendilerine soruşturma açıldığını vs vs anlatmış.
Elbette ki yaptığını haklı çıkarmıyor ancak tüm bu olanlardan sonra nasıl sıkıştırıldıklarını ve takip edildiklerini tahmin edebiliyorum.
Bu anlattıklarım kürtaj meselesinden önceydi, artık bundan sonra neler yapabileceklerini hesap etmek zor olmasa gerek…
Ne kadar inkar ederlerse etsinler, bu ülkede her şey kayıt altına alınıyor.
Özelimiz, mözelimiz kalmadı.
Hamileleri de fişliyorlar!
Bizi daha da kötü günler bekliyorum, korkuyorum… (Ebru K.)

“BEN BİR AİLE HEKİMİYİM. BİZ DE KAPI KAPI8 GEZEREK, GEBE ARAMAK İSTEMİYORUZ”

Ben bir hekimim.
Aile hekimiyim.
“Gebe kadınların fişlendiği” doğru ama olayın sadece bir bölümü.
Size öncelikle aile hekimlerinin çalışma şekillerini anlatayım.
Biz, kesin kayıtlı bebek ve gebelerin aşıları ve takipleriyle sorumluyuz.
Onların bize gelmelerini sağlamakla yükümlüyüz.
Herhangi bir sebeple aksaması halinde, hemşiremizle birlikte negatif performansa girmekte ve ceza puanı almaktayız.
Maaşımız 400-800 lira arasında kesilmekte.
Haliyle gelmeyen gebelere telefonla ulaşmaya çalışıyoruz.
Ulaşamazsak, evlerine kadar giderek kuruma davet ediyoruz.
Biz de bu durumdan memnun değiliz, çünkü hakaretlere, kapıdan kovulmalara kadar aşağılayıcı hareketlere maruz kalıyoruz.
İstanbul’da 5 yıl önce kurulan GEBLİZ adındaki merkezi bilgisayar ağıyla gebeleri ve yeni doğan bebekleri tespit edebiliyoruz.
Buraya bilgiler gebelerimizin muayene olduğu özel veya kamu hastaneleriyle özel hekimler tarafından girilmekte.
Faydalı olduğu kadar kadınların kişisel ve özel hayatlarını deşifre ettiğinden dolayı da sakıncalı olduğuna inandığımız bir program.
Ama bugün de halen kullanılıyor…

BUNLAR  BÜYÜK PLANIN PARÇASI

Sizin yazdığınız laboratuarlardaki gebelik testleri -ki şimdiye kadar bildirimleri yoktu- ve bizim programı birleştirdiğimiz zaman, bir de kürtaj yasağı çıkarsa, her şey yerli yerine oturmuş olacak.
Bunlar büyük bir planın parçası…
Şöyle ki, aile hekimleri ve hemşireler, bilgisayarlarına düşen gebelerin takibini yapacak. Ve gebeliği yok olan kadınların adli yönden soruşturulması için Sağlık Müdürlüğü’ne bildirimde bulunacak.
Bu konuları çok gündeme getirdik.
Şikayetlerimizi söyledik.
“Biz kurumumuza gelen gebe ve bebeklerle ilgilenmek istiyoruz” dedik, “Kapı kapı gezerek gebe aramak istemiyoruz!” dedik.
Gayrimeşru gebelikler, kayınpeder ve kaynanadan gizlenen gebelikler, eşlerin aldırmaya karar verdiği ama bizim personel yüzünden evdekilerin de öğrenmek durumunda kaldığı gebelikler…
Her an problem yaratmaya hazır bir konu…
Çok da yarattı…
Felaketler de yaşandı…
Ama İstanbul’da şimdiye kadar hiç bir kadın şikayetçi olmadığı ve dava açmadığı için uygulama devam ediyor.
Bizim de elimiz kolumuz bağlı, yapacak bir şey yok…  (Dr. Ahmet R. Y.)

Not: Dernek ve Tabip Odası’nda aktif görevim olduğundan ismimin kullanılmamasını rica ederim. Ya da değiştirin. Size güveniyorum. Yoksa işime son verirler.

AYŞE ARMAN HÜRRİYET