Ergin: Sürecin uzamaması hayırlı olur

Ergin: Sürecin uzamaması hayırlı olur
10 Şubat 2013 14:30

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İmralı süreci başladığından bu güne kadar ki gelişmeleri olumlu değerlendirdiğini vurgularken, adaya kimin gideceği konusunun teferruat olduğunu belirtti.

Bakan Ergin, İmralı süreci konusunda önümüzdeki hafta bir gelişme olacağını düşündüğünü ifade ederken, sürecin çok uzamamasının daha hayırlı olacağını belirtti. Ergin, “Bu sürecin sonuç alma ihtimali bölgedeki bir takım dengelere etki edecektir. Bu dengelerin değişecek olması ihtimali, muhtemeldir ki belli noktalarda belli aktörleri rahatsız edecektir” uyarısında bulundu.
 
Bakan Ergin, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmeler bulundu. Ergin, Başbakan Recep Tayyip Başbakan Erdoğan’ın “Balyoz Planı” davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan, ancak sağlık sorunları nedeniyle tahliyesine karar verilen ve önceki gün de kalp ameliyatı geçiren emekli Orgeneral Ergin Saygun’u ziyaret etmesinin “normal” bir durum olduğunu ifade etti. Ziyaretin insani bir refleks olduğunu dile getiren Bakan Ergin, “Beraber çalıştığımız, mesai yaptığımız bir üst düzey güvenlik bürokratımız ve böyle ağır bir ameliyat geçirmiş, ardından böyle bir ziyaret yapılması normaldir. Dolayısıyla buna ayrı, daha fazla anlam yüklenmemeli. İnsani bir reflekstir” diye konuştu.
 
-TUTUKLULUK ORANLARI AB ORTALAMASININ ALTINDA-
 

Türkiye’de tutukluluk sürelerinin eskiden beri tartışıldığını kaydeden Ergin, şöyle devam etti:
“2008 yılı sonrasında gündemde olan soruşturma ve yargılamalar çerçevesinde bu daha da görünür hale geldi. Aslında bakıldığında 2008 öncesindeki dönemde tutuklu oranları şimdikine göre çok yüksekti.
 
Buna rağmen o dönemde bu kadar tartışılmıyordu. Niçin şimdi çok tartışılıyor; çünkü kamuoyunun yakından tanıdığı, çok önemli toplumsal tartışmalarda gündem oluşturan konular gündeme geldi. Ergenekon, balyoz soruşturması, internet andıcı gibi soruşturma ve yargılamalar bu konunun daha çok görünür olmasını sağladı.”
2012 sonu itibariyle Türkiye’de tutukluluk oranlarının Avrupa Birliği ortalamasının altında olduğunu savunan Bakan Ergin, “Biz bunları yeterli görmüyoruz. Bu oranları kendimiz açısından yeterli görmüyoruz” şeklinde konuştu.
 
-4. PAKET BAŞBAKAN ERDOĞAN’A SUNULACAK-

 
4. Yargı Paketinin yarın gerçekleştirilecek Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelmesini beklemediğini ifade eden Bakan Ergin, Salı günü 4. paket ile ilgili Başbakan Erdoğan’a bir arzlarının olacağını dile getirdi. 2011 Kasım ayında Ankara’da Avrupa Konseyi ile bir çalıştay yaptıklarını anımsatan Ergin, bu çalıştayın çerçevesindeki çalışmalar neticesinde 4. Yargı Paketi ve insan hakları ihlallerini önlemeye yönelik eylem planının ortaya çıktığını ifade etti. Ergin, bu eylem planında ihlallerin nedenlerinin belirlendiğini ve tüm bakanlıkların kendi görev alanlarına düşen ev ödevlerinin ve bir takvimin belirlendiğini anlattı. Bunlar yapıldığında Türkiye’nin geleceğine güvenle bakacağını belirten Bakan Ergin, “Biz kendi bulduğumuzdan daha güzel bir Türkiye’yi bizden sonraki kuşaklara devretmek zorundayız. Onun için gerekli bu çalışmalar” dedi.
 
-“ŞİDDET HADİSELERİ BİZİM ÇALIŞMALARIMIZA SEKTE VURUYOR” –
 

Bir yandan bireysel hakları, özgürlükleri güvence altına almak ile insan hakkı ihlallerini en aza indirmek ve tamamen ortadan kaldırmak için, bir yandan da eş zamanlı olarak şiddetle, terörle mücadelede uğraş verdiklerine değinen Ergin, “En son Amerikan Büyükelçiliği’ne yapılan bombalı saldırı. Şimdi bir yandan insanı hedefe koyan gözü dönmüş terör örgütlerini zararsız halde tutmak zorundasınız bir yandan da insanlarımıza geniş bir hareket alanı, özgürlük alanı oluşturmak zorundasınız. Bu çok kolay bir şey değil. Bunların yanında toplumdaki psikolojiyi de yönetmek gerekiyor. O açıdan bu tür şiddet hadiseleri bizim çalışmalarımıza sekte vuruyor” şeklinde konuştu.
 
-SÜREÇTE, ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GELİŞMELER OLABİLİR-
 

Bakan Ergin, bir soru üzerine, İmralı süreci konusunda önümüzdeki hafta bir gelişme olacağını düşündüğünü söyledi. Bu süreç başladığından bu yana, sürece ilişkin toplumun bakış açısını gıpta ile izlediğini vurgulayan Ergin, şöyle devam etti:
 
“Geniş bir sağduyu hâkim topluma. Bu problemin çözülmesi halinde, Türkiye’nin orta vadede, gelecekte önünü açacak, Türkiye’deki temel sorunlara yeterince zaman ve imkân aktarabileceğimiz bir zemin ortaya çıkacak. Siyaset kurumu, siyaseti oluşturan aktörlere baktığımız zaman bir adım atacakken toplumu ölçmeye çalışıyor ama bu hadisede toplum, siyaset üreten organların önünde hareket ediyor.
 
Toplumda hâkim olan sağduyu sevindirici. Anlık, bir takım duyguları tatmin edecek çıkışlar, fevri davranışlar, tribünlerin hoşuna gidecek bazı sloganlar, toplum bunları istemiyor. Toplum bu ülkenin geleceğini çok daha iyi noktalara getirecek adımları istiyor. 1925’ten bu yana konuya ilişkin birçok tespitler, raporlar söz konusu. Bu 90 yıllık sürece baktığımızda öngörülmüş tedbirler, uygulamaya konulmuş tedbirlere bakın atılmamış adım kalmamış.
 
Bunlardan bir çıkarım yapmazsak, Türkiye bundan sonra daha iyiye gitmez. Devlet aklı 90 yıl uğraşıp bu noktaya gelen bir sorunda 90 yıldır denediği ve doğru noktalara taşımadığı bir sorunu aynı yöntemler ile bir 90 yıl da taşıma yönünde adım atmaz. Devlet kendi vatandaşının sahipleneceği ve onun hukukunu koruyacağı bir alt yapıyı oluşturmak zorunda. Devlet her bireyin kendisini bu ülkeye, bu devlete ait olarak hissetmesini sağlayacak mental yapıyı oluşturmak zorundadır. Devlet kendi vatandaşını kucaklayıp, geleceğe taşıyacak hukuki alt yapıyı da anayasasını da buna göre kurgulayacağı bir yapıyı oluşturmak durumundadır.”
 
“SÜRECİN SONUÇ ODAKLI TAŞINMASI LAZIM”
 
Süreç başladığından bu güne kadar ki gelişmeleri olumlu değerlendirdiğini vurgulayan Ergin, “Bu süreci adaya kim gitsin, şu mu gitsin bu mu gitsin gibi son derece teferruat sayılabilecek bir noktada kesintiye uğratmak; meselenin büyüklüğü karşısında, ortaya çıkacak sonucun azameti karşısında, bu ülkenin menfaatlerinin büyüklüğü karşısında bana göre teferruattır.
 
Bu terör sorunu aşacak bir zemini oluşturabiliyorsak, ortaya çıkacak sonucun büyüklüğü karşısında bu mesele teferruat kalıyor. O yüzden birazcık bireyler kendini aşmalı. Bu sadece benim siyasetin BDP tarafına bir telkinim falan değil. Hepimiz bulunduğumuz noktada engelleri aşarak geldiğimiz noktada, küçük bariyerlere, psikolojik bariyerlere takılmamamız gerekiyor. O psikolojik bariyerleri aştığımız anda bu problemin çözülmemesi için de bir neden görmüyorum. Önümüzdeki hafta belki daha somut çıktılar ortaya çıkabilir. Sürecin sonuç odaklı taşınması lazım. Herkesin beklediği sonucu sıkıntıya sokacak söylemden ve eylemden herkesin kaçınması lazım” ifadelerini kullandı.
 
-“SONUÇ ALMA İHTİMALİ BÖLGEDEKİ BİR TAKIM DENGELERE ETKİ EDECEKTİR”-

 
Sürecin çok uzamamasının daha hayırlı olacağına işaret eden Bakan Ergin, “Bu süreç yerli malı bir süreç. Tamamen kendi içimizde cereyan eden bir süreç. Bu sürecin sonuç alma ihtimali bölgedeki bir takım dengelere etki edecektir. Bu dengelerin değişecek olması ihtimali, muhtemeldir ki belli noktalarda belli aktörleri rahatsız edecektir. Rahatsız olacak aktörlerin bu süreci engellemeye yönelik birtakım girişimleri olabilir. Biz bu süreci ne kadar kısa vadede, ne kadar kısa bir zaman diliminde gerçekleştirebilirsek, o sabote ihtimallerini o kadar azaltmış oluruz. O açıdan süreci makul bir zamanın ötesine taşımamak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Bakan Ergin, Sürece yönelik bir takvimlendirme yapmak yerine, sonuca ulaşmak için gayret ortaya koymak gerektiğini belirtirken, taraflarda da o iradeyi gördüğüne işaret etti.
 
Sorunun çözümü noktasında Öcalan’ın olumlu bir çizgide olup olmadığının sorulması üzerine de Ergin, “Netice itibariyle bir sonuç elde etmek için süreç devam ediyor. Zaten o irade olmaz ise bu çalışmanın bir anlamı olmaz, bu gidiş gelişlerin bir anlamı olmaz. Hedeflenen bir sonuç var, o sonuca gidişin adımları diyelim buna” dedi.