Erdoğan’dan Yunan Başbakan Miçotakis’e: Biz Türkiye’yiz, kabile devleti değiliz

Erdoğan’dan Yunan Başbakan Miçotakis’e: Biz Türkiye’yiz, kabile devleti değiliz
25 Temmuz 2022 22:15

Canan Yener Reçber’in moderatörlüğünde Gazeteciler Hale Kaplan, Nuriye Çakmak Çelik, Okan Müderrisoğlu ve Mehmet Acet’in sorularını yanıtlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında satır başları şöyle:

 

 

ODESSA SALDIRISI VE TAHIL SEFKİYATI

 
“Aralıksız yoğun temas ve müzakere yürüttük. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına yönelik mütabakatın İstanbul’da imzalanmasını sağladık. Vahim boyutlara ulaşmakta olan gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. Özellikle en az gelişmiş ülkelerin üzerindeki baskı azalacak, kıtlıklar önlenecek.

Bizim de memnuniyetle karşıladığımız hususlar. Planın operasyonel boyutu İstanbul’dan organize edilecek. Ukrayna’ya giden ve oradan gelen gemilerin emniyetli seyrine birlikte yön verilecek. Yürütülen görüşmeler hassas bir şekilde devam etti.

Maalesef Odessa saldırısını arzu etmezdik ama oldu. Herkesten attığı imzaları, üstlendikleri sorumluluklara göre hareket etmelerini istiyoruz. Yoğun bir şekilde trafiği artırdık. Böyle bir şeyin olması bizi üzüyor. Buradaki başarısızlık hepimizin aleyhine olacaktır. Biz anlaşmayı hayata geçirmeye kararlıyız.

Savaşın başından beri önceliğimiz ateşkesin ardından sürdürülebilir barışın sağlanması. Umarım bunu da başarırız.

 

 

“İSVEÇ VE FİNLANDİYA BİZDEN TAVİZ BEKLEMESİN”

 
Her şeyden önce, PKK, PYG, YPG ile FETÖ’ye destek verilmeyeceğini, kırmızı çizgimiz olduğunu hatırlattık. Zirve bildirisinde de bu taahhüt ve teyit edildi, taviz verilmesini kimse bizden beklemesin dedik. NATO kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması, Madrid zirvesinin en başarılı yanıdır.

Uluslararası en önemli konumda bulunan NATO’da bu terör örgütleri yer almamıştı. Somut beklentilerimiz var. İsveç’in caddelerinde polis korumasında bunlar gösteri yapıyor, kendi paçavraları ellerinde, sözde liderlerinin posterleriyle… Ancak İsveç vatandaşının sağ duyusu da ortada. Erdoğan istiyorsa, bunların verilmesi lazım diyor. Aklı selimin gereği de bu.

Oradaki iltisaklı yapıların da kapatılması gerekiyor. Bunları da istedik, soruşturma, iade… Bunlara karışanlardan, eğer sermaye, para noktasında imkanı olanlar varsa bunlara da el konulması ve iade edilmesi bizden de isteniyor. Orada da mal varlığı dondurma taleplerimize de cevap bekliyoruz. Dışişleri ve ilgili kurumlar bunun takibini yapıyor ve bundan taviz yok.

 

 

“NATO’YA GİRİŞ ÖYLE HIZLI OLMUYOR. SÜREÇ İŞLİYOR. MADRİD’DEKİ BİR DAVETTİR”

 
Teröre desteğin sonlandırılması için atılan adımların muhasebesi ortaya konulacak. Türkiye’den kesinlikle bu konuda bir taviz beklenmesin. Gittik oraya geldik, teröristler gösteri yapıyor İsveç’te. Yani somut adım atmaktan şu anda çok uzakta görünüyorlar. Terör örgütü uzantılarını ülkemiz aleyhine faaliyette bulunmakta alıkoymadıkları sürece bizden olumlu yanıt beklemesinler.

NATO’ya giriş öyle hızlı olmuyor. Süreç işliyor. Madrid’deki bir davettir. Onama değildir. Neticesini de bu eylemler belirleyecek. Caddelerinizde teröristleri yürütürseniz. Biz de olanları takip ediyoruz. Sadece İsveç ve Finlandiya değil, Almanya, Fransa da diğer İskandinav ülkeleri de böyle.

 

 

İRAN VE RUSYA İLE SURİYE HAKKINDA

 
Astana formatında 7. üçlü zirveyi İran’da gerçekleştirdik, ikili ilişkilerimizi ele aldık. Görüşmelerde ikili ticaret hacmimizi 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Şu anda Covid ile düştü. Şu anda 7,5 milyar dolar. Bu yakışmıyor. Bunu süratle yeniden oraya çıkarmamız lazım. Bu işi halletmek için avantajlarımız var, oradan petrol, doğalgaz alıyoruz. Bunu artırmamız halinde bu rakamı yakalarız.

Bu yılın ilk yarsında 8 milyar doları yakaladık. Bunu yıl sonuna kadar katlayabiliriz. Aramızdaki görüşme samimi geçti, bu adımı atmamız lazım dedik. 8 anlaşmayı da imzalamak suretiyle tamamlamış olduk. Sayın Putin ile olan görüşmemiz çok daha farklı geçti. Şu anda Putin-Zelenski olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Kimseye düşman olarak bakmıyoruz. Bakışımızla her iki tarafın da samimi yaklaşımını getiriyor.

Savaşın yarattığı koşullar ve aramızda bazı konularda anlaşmazlıklar var. S-400 konusunda dünyanın bakışını paylaşmadık, inandığımız neyse onu yaptık. Rusya ile karşılıklı çıkarlar ile ilişkimizi sürdürdük. Sayın Putin ile Suriye olayını istişare ettik. Siyasi çözüm açısından çok önemli görüyorum. Bir numaralı konu terörle mücadeleydi. Suriye, terör örgütlerinin yuvası olmuş durumda. Fırat’ın batısı ve doğusunda PKK, YPG, sivillere ve ülkemize yönelik saldırılarına devam ediyor. Zirve sırasında Putin ve Reisi’ye anlattım.

 

 

YUNANİSTAN VE MİÇOTAKİS HAKKINDA

 
Miçotakis’e gel bir yemek yiyelim dedim. Vahdettin Köşkü’nde yedik. aramızda üçüncü ülkeyi ve kişileri sokmayalım dedim. Biz ne yapacaksak direkt hat kurarak görüşelim dedim. Aradan geçti 3 hafta, bir ABD seyahati. Kongre’de bizi imada bulunarak maalesef aleyhimizde bir çok şey söyledi. Davos’ta da benzer şeyler yaptı.

Yahu biz Türkiye’yiz ya. Bir kabile devleti devleti değiliz. Ondan sonra Türkiye bize şöyle yaptı böyle yaptı diyorsun.

Türkiye’ye karşı olumsuz bir adım attığın zaman halkıma benim anlatacağım güçlü malzemem olması lazım. Efes tatbikatı bunları çıldırttı. Bunlar da sonra bazı tatbikatlar yaptılar. Bundan sonra Miçotakis ile görüşmem söz konusu değil. Yunanistan’ın dürüst olmayan tutumuna son vermesi gerektiği kararı aldık.

Yunanistan’da 9 adet Amerikan üstü var. Bunları Adalar’a yerleştirme düşünceleri var. Uçak almamızı istemiyorlar, Türkiye’ye vermeyin diyorlar. Verirler ya da vermezler, hiç önemli değil.