Erdoğan: 10 Mart Cuma günü seçim sürecini başlatıyoruz

Erdoğan: 10 Mart Cuma günü seçim sürecini başlatıyoruz
6 Mart 2023 21:09

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 46 bin 104 olduğunu açıkladı. Erdoğan, “Gündem sapmasına yol açacak sürecin geride kalması ve seçim tartışmalarından çıkılması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması bize bu imkanı verecektir. 10 Mart Cuma günü Anayasa’nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz. İkametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerin hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlıyoruz” açıklamasını yaptı.

 
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybına, yıkıma, acıya yol açan 6 Şubat depremleri ve sonrasındaki artçı sarsıntılar sebebiyle milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Depremde hayatını kaybeden 46 bin 104 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli olarak 6 Şubat Saat 04.17’de yaşadığımız 7,7 büyüklüğündeki ilk deprem anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bakanlıklarımızın, kurumlarımızın, kuruluşlarımızın tamamının sahip oldukları tüm arama kurtarma, yardım, destek kapasitelerini deprem bölgesine yönlendirdik.

Yaklaşık 9 saat sonra meydana gelen Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci deprem, felaketin sonuçlarını daha da ağırlaştırdı. Üst üste gelen bu iki deprem yakın tarihteki diğer afetlerden farklı olarak 11 ilimizdeki 62 ilçe ve 10 bin 190 köyümüzde birden yıkıma yol açtı. Depremin ülkemizde ve özellikle de bölgede ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanması işleri daha da güçleştirdi. Yıkımın ulaşımdan iletişime ve enerjiye kadar temel altyapıda yol açtığı hasarlar da ayrıca bir sıkıntı olarak karşımıza çıktı. Şehirlerimizin afetlere acil müdahalede bulunacak kamu ve sivil toplum insan kaynağının önemli bir kısmının da deprem yıkıntıları altında kalması ise hem trajik hem pratik sonuçlarıyla zorlukları artırdı. Buna rağmen, deprem şehirlerindeki kamu personeli ile acil müdahale ekipleri süratle toparlanarak kendi acılarını bir kenara bırakıp milletimizin yardımına koştular.

 

 

“Ülkemizin 81 vilayetinin tamamındaki kamu gücünü saatler içinde, deprem bölgesi için harekete geçirdik”

 
AFAD’ın koordinasyonunda ülkemizin 81 vilayetinin tamamındaki kamu gücünü saatler içinde, deprem bölgesi için harekete geçirdik. Depremin hemen ardından yola çıkan bakanlarımız, sabah 09.00’dan itibaren deprem sahasındaki şehirlere ulaşıp koordinasyonu üstlendiler. Her şehrimize en az bir, bazı illerimize daha fazla sayıda bakanımızı daimi olarak görevlendirdik. Ayrıca, tüm bakanlarımız deprem bölgesi şehirlerine defalarca giderek kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili eksikleri tespit edip bunları hızla tamamlarken, milletimizin acılarını da paylaştılar.

Valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız başta olmak üzere tüm birimlerimizi, ülkemizin dört bir yanından görevlendirdiğimiz mülki idare personeliyle takviye ettik. Milletvekillerimizin her birini hemen deprem bölgesi illerinde görevlendirerek çalışmalara katkı vermelerini, depremzedelerimizin yanında olmalarını sağladık. Askerimiz, depremden dakikalar sonra harekete geçerek diğer bölgelerden gelen takviyelerle birlikte üzerine düşen görevi bihakkın yerine getirdi, getirmeye devam ediyor.

Polisimiz ve jandarmamız, hem güvenliğin ve düzenin sağlanması hem arama kurtarma çalışmalarındaki destekleri hem yardım faaliyetlerinin yürütülmesindeki hayati rolleriyle âdeta destan yazdı. Sağlık personelimiz, kimi yerlerdeki zarar gören hastanelerimize rağmen, yıkıntıların altından yaralı olarak kurtarılan insanlarımıza şifa dağıtmak için insanüstü bir gayretle çalıştı, çabaladı.

Belediyelerimiz, hem arama kurtarma hem yardım çalışmaları için başkanı, personeli, araç gereçleriyle deprem şehirlerine koştu. Tüm AFAD ekiplerinin yanı sıra, madencilerimizi, ormancılarımızı, DSİ ekiplerimizi, karayolları ekiplerimizi arama kurtarma çalışmalarına katılmak için hemen bölgeye gönderdik. Bölgede getirdiğimiz 18 bin iş makinası, 116 helikopter, 75 uçak, 38 gemi de çalışmalara katıldı. Gerekli eğitime ve donanıma sahip tüm sivil arama kurtarma potansiyelimizi değerlendirdik.

 

 

Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren NATO ve Avrupa Birliği dâhil 90 ülkeden 11 bin 500’e yakın personele sahip profesyonel arama kurtarma ekiplerini hızla sahaya dağıttık. Böylece, toplamda 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma gücünü bir araya getirdik.

Yardım ve destek personeliyle toplamda 271 bin kamu görevlimiz ve gönüllümüz deprem bölgesinde vazife üstlendi. Bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşadık. Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihî dayanışma geleceğimize daha bir güvenle bakmamızı sağlamıştır.

Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor. Evi hasarsız veya az hasarlı olan vatandaşlarımızın bir kısmı da devam eden artçı sarsıntılar sebebiyle evlerine giremiyor. Konteyner kentlerin kurulumuna hız verdik. Gerekirse konteyner sayısını daha da artırabiliriz. Amacımız, 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri bu alanlara taşımaktır. Mevcut planlamaya göre 405 bini konut ve 83 bini köy evi olmak üzere toplam 488 bin yeni hane yaparak, vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.

Barınma sorunu yanında, şehirlerimizin günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılması konusuna da önem veriyoruz. Yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için de çözümler geliştiriyoruz. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. Ayrıca 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Bölgenin ayağa kaldırılmasında sanayi tesisleri, fabrikalar, işletmeler için gereken tüm destekleri sağlayacağız. Şehirlerimizi inşa ve ihya çalışmalarımızı, sanayi siteleri, ticaret merkezleri ile planlıyoruz. Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık. Depremde ağır hasara uğrayan yerlerde esnafa 250 bin liraya kadar 12 ayı ödemesiz 60 ay vadeli, yarısı Hazinenin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz.

 

 

4 haftanın sonunda, arama kurtarma çalışmalarını tamamladığımız, barınma sorununu çözdüğümüz bir yere geldik. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz, ama bunun dışındaki tüm kayıpları telafi etme kararlılığına sahibiz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden bize durmak haramdır. Çevremizdeki siyasi ve sosyal krizlere karşı alacağımız tedbirleri planlıyoruz. Bizi şuradan hatırlamanız lazım; Van, Elazığ Malatya, İzmir depremleri, Antalya, Muğla yangınları, Kastamonu, Giresun, Bartın sel afetlerinde hükümetimiz başarılı sınavlar verdi. Afete hazırlık planlarıyla ülkemizin tamamını kuşatan yeni hazırlıklar içindeydik. Kentsel dönüşüm projeleri de bunlardan biriydi. Ancak 6 Şubat’ta bir kez daha gördük ki felaketler bizim hazırlıklarımızı beklemiyor. Artık ne yapacaksak daha hızlı, daha kararlı şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor.
“Milletimiz şahittir; kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık”

 
Milletimiz şahittir; kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık. Bu konunun siyasetin malzemesi olamayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu, kaybedilen her anın göz göre göre gelen yıkımlara biraz daha yaklaştırdığını söyledik. Türkiye’nin kontrolsüz köyden kente göç akımı, sağlıksız yapılaşmaya yol açmaya kalmamış, şehirlerimizin merkezlerini de felç etmiştir. Kalitesiz yapı stoğumuz en büyük baş ağrımıza dönmüştür.

Biz 15 yıldır ‘kentsel dönüşüm’ dedik, başta ana muhalefet olmak üzere yavru muhalefet ‘biz kentsel dönüşüme karşıyız’ dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar, vatandaşı topladılar. Şimdi de o vatandaş önümüzü kesiyor ‘Ne olur bizim de binalarımızı yıkın’ diyor. Biz size 15 sene önce kentsel dönüşüm dedik, bize uysaydınız bugün o binalar bitmiş olacaktı. Benim oturduğum yer, Üsküdar Burhaniye. Yalvardım, kabul ettiremedim. Şimdi o çevrede dört dörtlük binalar yapıldı. Hep önümüzü kestiler.

 

 

İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızdayken siyasi hesaplarla ve bireysel hırslarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır.”
“Gündem sapmasına yol açacak sürecin geride kalması ve seçim tartışmalarından çıkılması şarttır, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması bize bu imkanı verecektir”

 
Erdoğan, seçim süreciyle ilgili olarak, “Tek gündemimiz depremdir, deprem yaralalarını sarmaktır. Seçim süreci beraberinde getirdiği yıpratıcı siyasi gerilimler ve gündemi kilitlemesi sebebiyle ister istemez bu çabaları gölgeleme riski taşıyor. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, ülkenin seçim gerilimi ve tartışmalarından hızla çıkması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs tarihinde yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz. Bizim seçim sürecindeki gündemimiz yine deprem olacaktır. Maddi ve manevi kayıpların telafisi olacaktır. Siyasi çekişme, polemiklerle, kavgalarla örülü seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz. Depremin ilk gününden itibaren asla siyasi tartışmaya girmedik. Söylenenleri not etmekle belirtmekle yetindik. Yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanlarla, rahat koltuklarında ahkam kesenleri, insanımız can derdinde iken mal bölüşümü derdine düşenleri, kısacası gördüğümüz duyduğumuz her şeyi not ettik” açıklamasını yaptı.