Ekonomik terör

Ekonomik terör
19 Temmuz 2013 08:54

Ey Yüce Türk İslam alemi!

Numan ALADAĞ H&H YORUM

Yazımızın konusu, ekonomik terör hakkında olacaktır:

Yazımıza Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün İzmir 1. İktisat Kongresi’nde yaptığı bir konuşma ile başlayalım:
 
”Bir ulusun yaşamıyla, yükselişi ile, çöküşüyle doğrudan doğruya ilgili olan şey, o ulusun Ekonomisi’dir. Tarihin yaşanan deneylerinden çıkan bu gerçek bizim ulusal yaşamımızdan gelir. Türk tarihi incelenirse bütün yükseliş ve çöküşlerin nedenlerinin ekonomik sebeplere dayandığı görülür. Biz ekonomimize en yüksek sırada yer vermeliyiz. Çünkü çağımız artık bütünüyle bir Ekonomik çağdır.”

Uzaktan, yakından tanıdığımız büyük alış veriş merkezleri hakkında düşüncelerimizi soranlara çoğu zaman cevap veririz.

Acaba bu konudaki düşüncelerimiz her zaman doğru mudur? Vardığımız ve verdiğimiz hükümler daima bir gerçeklik ifade edebilir mi?

Bu sorulara olumlu cevap vermek, çok zordur. İnsanları ve Türkiye’de faaliyet gösteren bazı ulusal ticari kurumları oldukları gibi değerlendirmek, başka bir değişle, insanların içyüzlerini, çehrelerini bütün çizgileriyle, renkleriyle görmek, onların yasal olmayan faaliyetlerini Türk kamuoyunun bilgisine sunup paylaşılması gereken stratejik bilgilerin gerçek olanları elbette paylaşmamız gerekir.
 
”Bilgiyle yapılan az ibadet fayda verir de bilgisiz olarak yapılan çok ibadetin faydası yoktur.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

Türkiye, dünyada İslamiyet’ in eda edildiği önde gelen ülkelerdendir; böyle bir ülkede ticaret kanununda yer almayan faaliyetlerin (haram) yapılması, bu mübarek günlerde bu tür faaliyetlerin olması günah çemberinin daralması yerine, tam tersine genişleme faaliyetleri oluyor. Samimiyetle, helal kazanç, helal lokma diyebilen yetkililerin bu işe dur demesi lazımdır.
 
Türk sanayicisinin, esnafının ve çiftçisinin ürettiği  güvenilir temel gıdaları tüketebilmemiz için neden mağaza zincirine sahip yerli ve yabacı sermayeli kuruluşların mağazalarında %100 Türk malı olan ürünleri bulamıyorum diye strateji dikkat çekici değil midir?

Sn. Milli Eğitim Bakanı, yerli malı haftasının okullarda yeniden aktif ve heyecanlı olarak başlatılması gerekir. Yerli malı haftası kutlandığı zaman, Türk sanayisi ve tarımının daha da modernleşmesine vesile olup, sağlıklı ve güvenilir temel gıda tüketmemizi sağlayacaktır. Ve hastanelerdeki yığılmalar da en aza inmiş olup, iş gücü kaybı asgariye inmiş olur. Bu uygulamalarla daha çok katma değer (Üretim) ve istihdam elde etmiş oluruz. 

Ulusal yabancı sermayeli ve yerel alış veriş merkezlerinin ticari ahlakları hakkında bazı sorularımız olacak. Sorulan soruların gerçek payı olup olmadığını, Türk kamuoyunun bu konularda aydınlatılması rica ediyoruz.

Muhasebe işlemleri konusundaki faaliyetleri: ”Bir işi yapmak isteyen bir çaresini bulacak, hiç bir iş yapmak istemeyen bir bahane bulacak.” (Numan Aladağ)

Bir de anlayacağınız bir tabirle izah edelim: Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

İlgili resmi kurumlardan cezai işlemlerle karşılaşmamak için her türlü plan yapılıyor. Madem ki, sanayici ve çiftçinin  ürününü raflarına koymak için bir talepte bulunuyorsun, aldığın ücreti aynen muhasebede belirtmelisin  ki, Türkiye’ye ve Yüce Türk İslam alemine saygılı olduğun kanıtlansın. Kimsenin haddine değil; Yüce Türk İslam alemini, sanayicisini ve çiftçisini enayi yerine koymak!  Herkes haddini bilmelidir. Üreticiden alınan ücret ne amaçla alınmışsa harfi harfine aynen muhasebe işlemi gördüğü zaman, kimsenin itirazı olamaz. Üreticiye senin ürünlerini raflarıma koyabilmem için, şu kadar raf bedeli vereceksin diye tehdit edip, üreticiyi mecbur bırakıyorlar.

Bu faaliyetlere, parlamentoda bulunan tüm milletvekilleri, acilen müşterek bir çözüm bulmalıdırlar. Yasalarda yer almayan bu faaliyetlerle hiç bir zaman, sanayi ötesi toplum olamayız. Yapılan icraatlarla geleceğimizi teminat altına alamayız.
 
Soru 1- Türkiye’de %100 yerli sermaye ille üretilen özellikle gıda sanayi başta olmak üzere, yabancı sermayeli ve yerli yerel sermayeli alış veriş merkezlerine gidip ürettiklerini mağazalarında satılabilmesi için, fabrika temsilcilerinin görüşmesi sonunda, aldıkları cevap: Fabrikanızın ürünlerini satarız ve bu kadar mağazamız var. Mağaza zincirlerinin çoğunluğu esas alınarak,  başta yabancı sermayeli mağazalar olmak üzere, Beş bin liradan başlayarak milyon lirayı bulan rakamlar talep ediliyor, bu iddiaların doğruluk derecesi var mı?

Soru 2- Üreticiden alınan bu paran mağaza sahipleri veya sorumluları tarafından muhasebe kayıtlarında ne şekilde işlem görüyor?

Soru 3- Üreticiden alınan bu paran, sözde bazı ürünlerde indirim adı altında haksız rekabete yol açmıyor mu?

Soru 4- Mağaza sorumluları, ilgili resmi kurumlara bu faaliyetlerini resmi bir yazı ile bildiriyorlar mı?

Soru 5- Yine mağaza sorumluları tarafından ilgili resmi kurumlara yazı yazıp, böyle faaliyetlerde bulunabilmemiz için, gerekli müsaadenin uygunluğu konusunda resmi bir izin talepleri var mı dır?

Soru 6- Fabrikalardan haksız ve tek taraflı alınan bedeller Türk sanayicisine, esnafına ve çiftçisine saygısızlık değil mi?

Soru 7- Ey yabancı sermayeli mağaza sahipleri! Tek taraflı alınan haksız kazanç; Türk sanayicisini, çiftçisini ve  Milletini dar boğaza sürüklemek değil midir?

Soru 8- Avrupa Birliği  ülkelerinde bu tür faaliyetleri olan kurumlara nasıl bakıyor ve Avrupa ülkelerinde bu tür faaliyetler varsa nasıl bir muhasebe işlemi görüyor? Tek taraflı haksız kazanç elde etmek  Avrupa birliği ülkelerinin, ticaret kanunlarında yer alıyor mu?

Soru 9- Bu tür faaliyetler vergi kaçakçılığının, yalan-dolan ve ahlaksızlık faaliyetlerin çoğalmasına vesile olmuyor mu?
 
Netice olarak, bu sorularımızı Maliye Bakanı ve ilgili kurum yetkilileri inşallah bu sorularımızı okuyup ve ALLAH indinde de yeri olmayan bu tür faaliyetleri ivedilikle durdurup,  gerekli işlemleri başlatır. Türk sanayicisi, çiftçisi, esnafı ve halkın rahat nefes alması sağlanmış olur.
 
NOT: Bu yazıyı niçin kaleme aldım? Eğer samimiyetle Müslümanım diyebiliyorsak, bu mübarek Ramazan ayında yasalarda yeri olmayan faaliyetlerle Yüce Türk İslam Alemi’nin sömürülmemesi için bu uyarı niteliğini taşıyan yazıyı siz saygıdeğer okuyucularımızın bilgisine sunup, paylaşmayı uygun gördüm.
 
Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve nesli tükenmiş Müslümanları rahmetle, Gazileri minnetle anar, hastalara şifa-i şerifler dileriz.
 
ÖZDEYİŞLER:

Menfaat, her türlü faziletleri ve ahlaksızlıkları harekete geçirir. (François de la Rochefaucauld)

Her topluluğun bir lağım tarafı vardır, orada çirkin şeyler toplanır; fakat toplulukların asil, temiz tarafları da vardır, öyle olmazsa topluluk yaşayamaz. İnsanlar gözlerini çirkin şeylere dikmemeli, güzel taraflara çevirmeli, biribirlerini güzel kıymetlerin çerçevesinde görmeli ve sevmelidir. (Mahatma GANDHİ)

Toplum; sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar. (Farabi)

Kendi içinde kamplara ayrılmış bir toplumdan; ilerleme, gelişme ve büyüme bekleyemeyiz. (Murat Ertan)

Ahlaki değerleri ve inançları olmayan, bir toplum olamaz. (Robert Montgomery)

Olayların ne olduğu değil, gösterdiğimiz tepki ve tutumlar önemlidir. (Murat Ertan)

Menfaatler, gözü en tatlı şekilde kör eden araçlardır.(Blaise Pascal)


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun