Bursa’da konuşan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İmralı görüşmelerinin basına sızdırılması iddiaları ile ilgili değerlendirmede bulundu. Bakan Bağış, “Gelin sizler yalan yanlış tutanak sızdıracağınıza, bizim yazdığımız barış ve kardeşlik tutanağına, destanına bir satır eklemeye çalışın” dedi.

 

 

TÜRKİYE’NİN ÜYELİĞİ, AB’Yİ KITASAL PROJE OLMAKTAN, KÜRESEL PROJE OLMAYA TAŞIYACAK ÖZELLİK TAŞIYOR

AB Bakanı ve Başmüzakareci Egemen Bağış, BALKANSİAD tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen sinerji toplantısına katıldı. Çelik Palas Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Bağış AB süreci ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında, bugünlerde kendisine en çok sorulan sorunun ‘ekonomik kriz yaşayan AB’ye neden hala girmek istiyoruz?’ olduğunu belirten Bakan Bağış, “Eğer AB, sadece ekonomik bir birlik olsaydı, belkide ekonomik kriz bizim üyelik teklifimizdeki perspektifimiz değiştirmemize sebep olabilirdi. Ama AB, aslında insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesidir. Asırlarca birbirleriyle savaşmış olan AB üyesi ülkelerinin milletleri, Avrupa Birliği sayesinde kıtada kalıcı barışı sağlamışlardır” diye konuştu.

 

 

 

BU SÜRECİ AŞTIKTAN SONRA BİZİ HİÇBİR GÜÇ TUTAMAZ

AB sürecinin aynı zamanda bu ülkede başka kesimlerinin birbirlerini anlamasına da vesile olduğunu dile getiren Bakan Bağış, “Eskiden bu ülkede Ermeniler, Aleviler, Sünniler, işçiler sorunlarını kendi içlerinde tartışırlardı. İşte bugün içinden geçtiğimiz çözüm sürecide bu nedenle çok çok önemli. Savaşın, çatışmanın kazananı olmaz ama barışa herkes katılır. İşte şimdi Türkiye’nin içinden geçtiği barış süreci, çözüm süreci çok önemli. Kimileri Türkiye’nin içindeki bu ortamdan rahatsız olabilir. Kimi ülkeler, Türkiye’nin zenginleşmesine kalkınmasından tedirgin olabilir. Hatta terörün sağladığı kargaşadan rant elde edenlerden insan ve uyuşturucu kaçakçılığını çok daha kolay bir şekilde gerçekleştiren o nefret tüccarları da barışın bu ülkede egemen olmasına karşı çıkabilirler.

 

 

 

Huzur ve barış isteyenlerin, kardeşliğe inananların en az o direnç gösterenler kadar inançlı kararlı ve cesur olması gereken bir süreci yaşıyoruz. Bu ülkede bir takım dirençlerin olacağını, dışarıdan da bir takım dirençlerin olacağını gördük. Paris’teki cinayetlerde de gördük, en son kritik bazı görüşmeleri yalan yanlış tutanaklarla çarptırılma çabalarını gördük. Ancak bize düşen ortak bir görev var. Biz bu ülkenin barış tutanaklarını birlikte yazmak durumundayız. Bu süreci de aştıktan sonra bizi hiçbir güç tutamaz” diye konuştu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE İLGİLİ BİLEN DE BİLMEYEN DE KONUŞUYOR

Geçmişte her koalisyon döneminde bu ülkenin hep geriye gittiğini kaydeden Bakan Bağış, bu nedenle ülkenin istikrarının güvence altına alınması gerektiğini ve bunun başkanlık sistemi ile mümkün olabileceğini belirtti. Bakan Bağış konuşmasında şunları söyledi: “Başkanlık sisteminden bahsettiğimiz zaman kimileri sadece bunu kendimiz için yada genel başkanımız, başbakanımız için istiyormuşuz gibi bir intiba yaratmaya çalışıyor. Tabiki bizim genel başkanımız, cumhuriyet tarihinin en sevilen, en başarılı başbakanlarından bir tanesi.

 

 

 

Onun öyle birşeye ihtiyacı yok, ama bizden sonraki Türkiye için istikrarın güvence altına alınması lazım. Gerçek başkanlık sistemi diktaya değil, gerçek demokrasiyi güvence altına almak için en önemli projedir. Ülkede bilen, bilmeyen herkes maalesef konuları çarptırıyor. Bu ülkede bizim daha da kalkınmamız için istikrarı güvence altına alacak, koalisyon ihtimallerini ortadan kaldıracak, çalışanı ödüllendiren bir sisteme ihtiyacımız var.”