Dünya Mirası Milli Parka jeotermal tehdidi

Dünya Mirası Milli Parka jeotermal tehdidi
26 Mayıs 2022 16:52

Aydın Söke’de, Büyük Menderes Deltası’nda ulusal ve uluslar arası bir çok sözleşme ile korunan Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın tam ortasından başlayarak çok büyük bir alan için jeotermal arama ruhsatı başvurusunun yapılması çevrecileri ve yöre halkını ayaklandırdı.

 

 

Sözcü’den Latif Sansür’ün haberine göre Uşak, Afyon, Denizli ve Aydın bölgelerindeki endüstriyel tesislerden ve yerleşim yerlerinden gelen atıklarla kirletilen Büyük Menderes Nehri’ni ve bölgeyi daha da kirletecek, sulak alan ekosistemini geri dönülmez biçimde tahribata uğratacak jeotermal tehdidi yöre insanlarının tepkilerine neden oldu.

 

“AKLA MANTIĞA SIĞMIYOR”

 

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, böyle bir kararın akla ve mantığa sığmadığını söyledi. Bölgenin önemini bile bile jeotermal aramak için başvuru yapılmasını anlamakta zorluk çektiklerini söyleyen Sürücü, “Ortaklar, Germencik, İncirliova, Aydın, Nazilli’den Buharkent’e kadar olan bölgelerde açılan jeotermal enerji sondaj kuyularının, iklimsel değişiklik, tarımsal ürünlerdeki bozulmalar, hava kirliliği, asit yağmurları, borlu suların ve akışkanların yeraltı ve yerüstü sularına yaptığı olumsuz etkiler ve yöre insanlarının sosyal, ekonomik ve psikolojisinde yarattığı büyük sorunlar bilinirken, tarım, turizm ve doğal hayatın iç içe olduğu eşsiz bir bölgede, jeotermal kuyularının açılmasının düşünülmesi akla mantığa sığmamaktadır” dedi.

 

 

“BİR ÇOK SÖZLEŞME İLE KORUNUYOR”

 

 

Jeotermal kuyularının açılması düşünülen alanın vasat bir bölgede olmadığına dikkat çeken Sürücü, “Ruhsat alanı 1994 yılında Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın sınırlarının genişletilerek içine alındığı Büyük Menderes Deltası’nın tam da orta yerindedir. Bir dünya mirası sayılan Büyük Menderes Deltası’nın nasıl korunduğuna bakıldığında; 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu, aynı zamanda Uluslararası Sulak alanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa´nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunmasına Yönelik Sözleşme (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında ulusal ve uluslararası kanun ve sözleşmelerle koruma altında olduğu görülür. Bahse konu olan alan tamamen 1. Derece Doğal Sit kapsamında olup, içinde 1. Derece Arkeolojik Sit alanlarını da barındırmaktadır. Ruhsat talebinde bulunan şirket bu mevzuatları bilmeden mi başvuru yapmıştır” ifadelerini kullandı. Bölgedeki 256 kuş türü ile tüm dünyada 700 bireyi kaldığı tahmin edilen Akdeniz Foku ile nadir bitki türlerine dikkat çekti.