Doğru bilginin mümkün olduğunu varsayalım. Bu bilgiye ulaşmak için ne kadar çaba sarf ediyoruz? Geçmişe göre neredeyse hiç. Önceden kütüphanelerde kitaplar karıştırarak ulaştığımız bilgilere günümüz teknoloji çağında birkaç tuş ve iki tıkla kolayca ulaşabiliyoruz.

 Peki ulaştığımız bilginin doğruluğunu sorguluyor muyuz?

Hayır. Arama motoruna yazdığımızda önümüze çıkan ilk bilgiyi doğru kabul ediyoruz. Ya da hangi bilgi daha çok tıklanmışsa o bilgiyi doğru kabul ediyoruz. Biz bir şeyler öğrenmek istiyor olabiliriz ama öğrendiğimiz şeyin doğruluğunu önemsemiyoruz. Biz sadece çoğu kişi tarafından doğru kabul edilen bilgiyi kabulleniyoruz. Tarihten bir örnek vermek gerekirse, elimizdeki tarihi kaynakların kısıtlı olması sebebiyle tarihi olaylar çarpıtılabilir. Bu da nesillerden nesillere yanlış bilgi aktarmamıza sebep olur.

Bir akımı seçecek olsam septisizm akımını seçerdim. Çünkü bir bilginin doğru olduğuna inanmak benim için oldukça zor. Kime göre ve neye göre doğruluğunu belirliyoruz? En nesnel bilim dalı olan fen bilimlerinde bile bir bilginin doğruluğu kesin değilken nasıl rasyonalizm akımını destekleyebilirim. Kimya biliminin günümüzdeki konumuna gelmesinin temelinde simya bilimi yatıyor. O zamanlar doğru kabul edilen bilgiler günümüzde değişmiş durumda. Bu demek oluyor ki şu anki bilgilerinde de doğruluğundan emin değiliz. Belki 10-15 yıl sonraki kimya bilimi için de günümüzdeki bilgiler yanlış olacak. Bu yüzden bilginin değişken ve doğruluğunun kesin olmadığını düşünüyorum.  Bilgilendirici yazılar için ziyaret edebilirsiniz.

https://www.kisiselbilgi.com/