Dink ailesinin avukatlarından açıklama

Dink ailesinin avukatlarından açıklama
13 Eylül 2013 14:57

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay’dan dönmesiyle yeniden görülecek davanın ilk duruşmasına kısa bir süre kala Dink ailesi avukatları bir basın toplantısı düzenledi.

 

DAVA AÇILDIĞINDA İDDİANAME FARKLI BİR YORUMLA AÇILMIŞTI

 

Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, Yargıtay 9. Dairesinin bozma kararıyla ilgili olarak hem örgütün kapsamı ve sınırının daraltıldığını hem de sanıkların kastının ve saikinin çarpıtıldığına dikkat çekerek,‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek’ diye bir tabir var. Bize İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla ölümü gösterdiler, Yargıtay’ın bu kararıyla sıtmaya razı ettiler” dedi.

 

‘Hrant’ın arkadaşları’ adlı grubun organize ettiği ve Dink ailesinin avukatları Fethiye Çetin, Hakan Bakırcıoğlu ve İsmail Cem Halavurt ile gazetecilerin katıldığı basın toplantısı saat 11.00’da Beyoğlu’ndaki Cezayir Restoran’da yapıldı. Toplantıda ilk sözü alan avukat Hakan Bakırcıoğlu, Dink davasında yaşanılan süreci anlattı. Ardından Fethiye Çetin ise Dink davasında Yargıtay 9. Dairesi’nin verdiği bozma kararıyla ilgili olarak gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yargıtayın verdiği kararla örgütün tanımı ve hedefi, örgütün kimlerden ibaret olduğu,sanıkların kastı ve saiki konusunda yanılgıya düşmüş olduğunu ifade eden Çetin, “Yargıtay’a göre bu örgüt 2004 yılında Yasin Hayal tarafından kurulan ve Erhan Tuncel, Ersun Yolcu, Ahmet İskender ve daha sonra kullandıkları Ogün Samast’tan oluşan bir örgüt. Yargıtay bu örgütün varlığını kabul ediyor, içinde hiyerarşik iş bölümü olduğundan söz ediyor fakat bu örgüt bu sadece siyasi bir saik ile kurulup Hrant Dink’i cezalandırmak amacıyla yola çıkmış bir örgüt olarak tanımlanıyor. Yargıtay buradaki örgütün tanımında ve hedefi konusunda yanılgıya düşmüş durumda, örgütün kimlerden ibaret olduğu ve tabiki sanıkların kastı ve saiki konusunda yanılgıya düşmüş durumda. Bunu tek başına yanılgıyla açıklamak doğrusu çok zor. Dava açıldığında iddianame farklı bir yorumla açılmıştı daha sonra sonra duruşma savcısının yorumu daha farklıydı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yorumu daha farklıydı. Dosyadaki delillere göre birşeyler söylüyorlardı eksikti ancak en azından Yargıtay’ın şu anda çizdiği çerçeveden biraz daha olayın oluş biçimini açıklar nitelikteydi.” diye konuştu.

 

YARGITAY KARARLARI ÇELİŞKİLİ

 

 

Yargıtay kararının çelişkilerle dolu olduğunu kaydeden Çetin konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 

” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde ‘Bu bir terör örgütüdür. Bu terör örgütünün hedefinde toplumda farklı etnik ve dini gruplar vardır ve bu gruplara yönelik eylemler vardır’ demişti. Yargıtay 9. Dairesi’nin kararı kaba hatlarıyla açıklamak gerekirse ‘Tebliğnağmeye katılmıyoruz çünkü bu bir terör örgütü değildir’ diyor. Peki Yargıtay 9. Dairesi hangi gerekçeye dayanıyor; Çünkü bu sanıkların oluşturduğu örgütün yöneticisi olan Yasin Hayal, milliyetçi görüşleri nedeniyle ve siyasi saiklerle Hrant Dink’i öldürmüştür. Hrant Dink de ‘Türklüğe hakaretten’ mahkum olduğu için onu cezalandırmak amacıyla bu eylemi planlamış. Bu örgüt 2004 yılında oluşmuş. Yani Hrant Dink’in bir mahkumiyeti yok. Hrant bir takım derin odaklarca hedefe konmuş. Yargıtay tam da 2004 yılında bu örgütün kurulduğunu söylüyor. Peki bu siyasi saiklerle kurulmuş olan örgüte baktımızda bir rahibin dövülmesi var. Ancak o da 2004 yılından önce olmuş. Peki 2004 yılından önce kurulan bu örgütün hedefi ne? Hrant Dink. Yargıtay bunu Türklüğe hakaretinden mahkum olduğu şeklinde açıklıyor. Bu çelişkiyi özellikle dile getirmek istedim. Ayrıca Erhan Tuncel’in de örgüte girişi konusunda çelişkili ifadeler var. Yargıtay, Erhan Tuncel’in katılımıyla 2004 yılında kurulan örgütün eylemlerine devam ettiğini söylüyor sonra ise Erhan Tuncel 2006 yılının 11. ayında yardımcı istihbarat elemanlığından atıldığında Tuncel gelip bu örgüte üye oluyor. Erhan Tuncel Yargıtay’a göre bir cümlede 2004’ten beri, öbür cümlede ise yardımcı istihbarat elemanlığından atıldığından itibaren örgüte üye oluyor. Ayrıca sadece siyasi saiklerle Hrant’ın öldürüldüğünü kanıtlamak için şöyle örnekler veriyor; hedefi sadece Hrant Dink’tir. Hrant Dink ise Türklüğe hakaret ettiği için öldürülmüştür.”