Deprem ve çocuklarımızın ruhunun fay hatları

Deprem ve çocuklarımızın ruhunun fay hatları
27 Eylül 2019 10:30

Dün İstanbul’da meydana gelen 6 şiddetindeki depremle birlikte herkes deprem uzmanlarına mikrofon uzattı. Televizyonlarda, “fay hattı”, “Richter”, “Kuzey Marmara”, “Zemin”, “Dayanıklılık”, “Konteynır”, “Toplanma Alanları” vd. gibi birçok kavram herkesin dilinde… 1999 yılında en belirgin olmak üzere yüzyıllardır deprem gerçeğiyle iç-içe yaşayan bu coğrafyada halen alınacak olan önlemlerden söz edilmesi ise sadece büyük bir ayıp… Çoktan alınması gereken önlemlerin halen alınmadığını görmek büyük bir hayal kırıklığı…

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 
Hal böyleyken, hayati konularda bile en ufak tedbir almamış yöneticilerden diğer başka konularda duyarlılık beklemekse sadece fantezi… Gerçek “Deprem Fay Hatları” için bile duyarlı olmayanlardan “Ruhumuzun Fay Hatları” hakkında duyarlı olmasını beklemek gibi mesela…

 
Her deprem insanları kaygılandırırken, olası depremler ise beklenti kaygısı yaratmaktadır. Deprem, insan ruhunda derin travmatik izler bırakan bir doğal afettir. Bir depremin insanın ruhundaki fay hatlarını parçalaması için yıkıcı, ölümlere ve acılara, göçüklere sebep olması gerekmez. Ruhsal fay hatları için önemli olan depremin kendisinin ve sonuçlarının şiddeti değil, insan ruhunda yarattığı sarsıntının şiddetidir.
Bu son deprem bize sadece depremin fiziki sonuçlarıyla değil, ruhsal sonuçlarıyla da ilgili ne kadar hazırlıksız olduğumuzu göstermiştir. En basit örnekle; koca bir şehirde deprem oluyorsa ve valiliğin ilk tedbiri okulları tatil etmek oluyorsa vay halimize… Aklımda deli sorular.

 
O okulların bir deprem acil planı yok mu?

 
Çocukların ne hissettikleri ne kadar önemsendi?

 
Öğretmenler çocukların kaygı ve korkularıyla başedebilmelerini sağlayabilmek için eğitilmişler miydi?

 
Korku ve kaygıyla davranan öğretmenlerini, yöneticileri, ebeveynleri gören çocuklar için ortaya çıkan kaygıyla başedebilmek ne kadar mümkün olabilir?

 
Vali bu kargaşada okulları tatil ettiğini açıklayacağına, tüm okullarda çocuklarımızın iyi olduğunu, herşeyin kontrol altında olduğunu açıklayabilseydi ve velilere çocukları için endişe duymalarına gerek olmadığı garantisini verebilseydihem çocuklarımız hem de panikle yollara düşen velilerimizi için daha iyi olmaz mıydı?

 
Sorulacak daha çok soru var ama şimdi ne yapabiliriz buna bakalım.

 
1- Çocuklarınızı medyada sürekli konuşulan depremle ilgili felaket senaryolarını izlemekten uzak tutun.

 
2- Onların kaygılarını yatıştırmak için yalanlar söylemeyin ama her olasılığı da dile getirmeyin. Sadece basit bir şekilde, depremin doğanın bir gerçeği olduğunu, bunu durdurmanın mümkün olmadığını ama olumsuz sonuçlarını engellemek için hem kendinizin hem de devletin elinden gelen her şeyi yapacağını söyleyin.

 
3- Onları çok sevdiğinizi ve onları korumak için her şeyi yapacağınızı gözlerinin içine bakarak, kararlı bir ses tonuyla dile getirin.

 
4- Onlar sizinle sürekli deprem hakkında konuşmak istese bile siz bu tip bilgilendirmelerden sonra dikkatini onun hoşlandığı alanlara çekebilmenin yollarını arayın.

 
5- Başlangıçta çocuklarınız kaygıları nedeniyle okula giderken çekinebilirler, buna rağmen onları okullarına yollamaktan geri durmayın. Kendi kaygı ve korkularınızı çocuklarınıza bulaştırmayın.

 
6- Aradan geçen bir ay gibi bir süre sonunda çocuklarınızda, hırçınlık, uykusuzluk, korkarak uyanma, altına çiş kaçırma, iştahsızlık, okulda uyumsuzluk, içe kapanıklık, huzursuzluk, çeşitli tikler, akademik başarıda düşme gibi sorunlarla karşılaşırsanız hemen bir uzman yardımı arayın.

 

 
Unutmayın, deprem jeolojik fay hatlarının kırılmasından oluşsa da en çok çocuklarımızın ruhsal fay hatlarında sarsıntı yaratabilir. Onların yanında konuşulan her kelimeye dikkat edin ve bu medyanın şişirilmiş tutumundan onları uzak tutun.

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…