Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?

Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?
9 Eylül 2015 09:15

Dağlıca ve sonrasındaki Iğdır saldırılarının, özel harekatın “süpürme operasyonu” başlattığı ve sözde “özyönetim” ilan edilen Şırnak’ın Cizre ve Diyarbakır’ın Sur ilçelerindeki, 5 gün süren çatışmaların en şiddetlisinin yaşandığı zamanda gerçekleştirilmiş olması bir rastlantıdan ibaret sayılmamalı.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

Türkiye Pazar günü, PKK ile sürdürdüğü 40 yıllık mücadelesindeki en büyük terör saldırılarından birini yaşadı ve 70 milyonun yüreğine bir kez daha ateş düştü.

 

Daha bu kahreden haberi atlatamamışken bu kez de sabahın erken saatinde Iğdır’da 12 polisin şehit düştüğü haberi geldi.
7 Haziran seçimlerinin ardından bozulan ateşkes sonrası ortaya çıkan tablo gösteriyor ki, PKK bu sürecin sonlanabileceğini düşünerek önemli hazırlıklar yapmış.

 

En yetkili devlet ağızlarından bile, ateşkesin yürürlükte olduğu iki yıl boyunca, PKK’nın silah ve cephane depoladığı, çatışmasızlık sürecini çatışmalı ortamda avantaj sağlayacak şekilde yararına kullandığı ifade ediliyor.

 

Öyle ki, PKK artık sahip olduğu büyük özgüvenle, bazı şehir ve ilçelerde ilan ettiği sözde “özyönetim” ile, alışılmış eylem ve amaçların ötesine geçen bir hedef belirlemiş gibi.

 

Dağlıca ve sonrasındaki Iğdır saldırılarının, özel harekatın “süpürme operasyonu” başlattığı ve sözde “özyönetim” ilan edilen Şırnak’ın Cizre ve Diyarbakır’ın Sur ilçelerindeki, 5 gün süren çatışmaların en şiddetlisinin yaşandığı zamanda gerçekleştirilmiş olması bu açıdan bir rastlantıdan ibaret sayılmamalı.

 

Bu alanlarda uygulanan ve sıkıyönetim uygulamasının bir diğer adı olan geçici güvenlik bölgelerinde kontrol hala sağlanabilmiş değil ve PKK durmaksızın kalleşçe saldırıyor.

Dağlıca’daki çatışma alanına 24 saat boyunca ulaşılamamış olması trajik bir durumdu ve alan hâkimiyetinin –en azından uzun bir süre- teröristlerde bulunduğunu göstermesi açısından önemliydi.

 

Saldırıların ülkede yarattığı infial ise tüyleri diken diken edecek türdendi.

 

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ATV- Kanal A ortak yayınındaki sözlerinin çarpıtılarak ajanslara geçildiği gerekçesiyle kısa süre içinde, Sivas Katliamı çağrışımlı paylaşımlarla Hürriyet Gazetesi’nin basılması korku sahnesi gibiydi.

 

Aynı sıralarda Mersin/Erdemli’de yol kesen bazı vatandaşların, durdurdukları araçlarda kimlik kontrolü yaptıkları ve Güneydoğu kökenli kişilere saldırdıkları haberleri alındı.

 

Ertesi gün Tüm Türkiye ayaktaydı ve Ankara Beypazarında, Tuzluçayır’da olaylar çıkmış, doğu firmalarına ait otobüsler Erzincan-Erzurum ve Kayseri Pınarbaşı’nda taşlanmış ve hatta yakılmıştı.

 

Ve bugün…

 

Bu gece ülkenin her yanından kahreden haberler, provakatörlerin oyununa gelen vatandaşların taşkınlık haberleri geliyor.

 

Durumdan kendince vazife çıkaranlar, batıda Kürt avına doğuda Türk avına çıkmaya hazırlanır gibiler.

 

Karşılıklı bir akıl tutulması durumu mevcut.

 

Bilmiyorlar ki iç savaşın taşları böyle döşenir.

 

Hükümet hala başkanlık stratejisini başarılı seçim sonucuyla çökerten HDP’yi cezalandırmak için çözüm masasından kalkmakla hata etmiş olduğunu anlamanın uzağında dururken, diğer yandan meydanı boş bırakmanın riskinin tölere edilemeyeceğini ve teröriste güvenilemeyeceğini yeni keşfetmenin(!) şaşkınlığını yaşıyor gibi.

 

Akan kanın durması, durdurulması için çözümler üretilmesi umulurken, daha fazla sertlik, saldırı ve karışıklık bize Robicon’u geçmeye ramak kaldığımızı gösteriyor.

 

Ama unutmayalım ki Robicon bir kez geçildimi bir daha geri dönülemiyor.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?