Cumhuriyet yıkıldı, şeriatin ilanı an meselesi

Cumhuriyet yıkıldı, şeriatin ilanı an meselesi
10 Ağustos 2016 10:47

Bir rejimin varlığı, onu ayakta tutan kurumlarının varlığı ile gücünü ve etkinliğini ortaya koyar.

 

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Bugün geldiğimiz düzey itibariyle, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet tarumar edilerek yerle bir edilmiştir.

 

Yani Cumhuriyet devleti yıkılmış, yerine Ortadoğu yönetim biçimlerinin temeli olan Hammurabi yasaları temel felsefe alınarak kurumlar fütursuzca dümdüz edilmekte, yüzbinlerce masum insan cezalandırılmaktadır.

 

Çünkü cumhuriyet kurumlar rejimi demektir, kanun ve hukuk devletinin egemen olduğu bir devlet demektir, keyfiliği yıkan kurul ve kuralların işlediği bir yönetim şekli demektir, ayrıca cumhuriyet, insan topluluklarının her türlü onurları ile haklarını koruyan en ileri yönetim biçimi olan demokrasinin özverili anası demektir.

 

Yineliyorum, bu yeni çağdışı yönetimde temel felsefe Hammurabi yasalarına dayanmaktadır.

 

Yak yık, işkence et, suçsuz olarak tutukla, işlerinden at, mallarına zorbalıkla el koy, devletin asırlık ve birkaç asırlık kurumlarını düşmanca kapat vs.; kimseye de hesap vermekten çekinme!

 

Deniz Harp Okulu, Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu, Harp Akademileri Komutanlığı, Kuleli Askeri Lisesi, hepsi Osmanlı’nın aydınlanma döneminde, yüzünü Batı uygarlığına dönmüş olan yenilikçi padişahlar tarafından kurulmuş ve bu kurumlar vasıtası ile Cumhuriyet’in temeli oluşturulmuştur.

 

Hatta başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran kadro bu kurumlarda okumuş, aydınlanmışlardır.

 

Kapatılan bu kurumlar Cumhuriyet’in en önemli sembolleridir.

 

Zaten kapatılma nedenleri de, Atatürk ve kadrosunun kurduğu Cumhuriyet’e olan hasımlık ve kuracakları yeni Ortadoğu rejimi ile Arap kültür ve dogmatizm bataklığındaki paradigmasını ülkeye yerleştirerek; ulu önderimizin asırlar sonra bize yeniden hediye ettiği Türklük onuru ile Türklük gelenek ve yaşam tarzını bütün kurumları ile sonsuza kadar silmektir.

 

Şunu daima akılda tutmak gerekir ki, devletler varlıklarını ve egemenliklerini ordularının gücü ile sürdürürler.

 

Orduyu kurum, kural, kurul ve yetişmiş personeli ile yok ederseniz, devlette doğru orantılı olarak yıkılır.

 

15 Temmuz naylon darbe girişimi sonunda gerçekleştirilen sivil darbe sonucu Türk ordu komuta heyetinin yetiştiği sadece okullar değil, kışlalar bile tek tek kapanmaya başladı.

 

RTE’nin en son olarak ”Sıfırdan devleti kuracağız” söyleminin amacı ne olabilir ki?

 

Bu ifade çok açık olarak yepyeni bir rejimi hedeflemiyor mu?

 

RTE’nin ifade ettiği seferde bir hedefe varmak için önce fiziksel güç yok edilir, sonra engelsiz olarak oraya yürünür.

 

Şimdi gelelim meselenin bamteline.

 

Herkesin anımsayacağı gibi, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde geçen hafta düzenlenen, Oda ve Borsa Başkanları İstişare Toplantısı’nda; RTE konuşmasının bir yerinde ”…Biz seferle emrolunduk, zaferle değil; zafer Allah’ıdır” ifadelerini kullanmıştı ki, bu beyan çok açık olarak şeriat devletine geçişin mesajını taşıyordu.

 

Çünkü bu ifadeler tamamıyle Kur’an kavramları ve şeriat düzeni için sefere-savaşa-çıkmayı emrediyor ve zaferin Allah tarafından sağlanacağını bildiriyor.

 

Bu bağlamda Kur’an’da Tevbe Suresi 38. ayetinde ”Ey iman edenler!Ne oldunuz ki, size ”Allah yolunda sefere-savaşa-çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız…” ve yine Al-i İmran Suresi 126.ayetinde ‘‘Yardım ve zafer ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’tandır” meallerindeki Kur’an mesajları RTE’nin yukarıda bahsettiğim konuşmasında verdiği sefer yani savaş ve zafer mesajlarının koordinatlarını oluşturmaktadır.

 

Bu konuda daha bir çok ayet var ama RTE’nin amacını deşifre etmek bakımından bu kadarı yeter sanıyorum.

 

Sevgili okuyucularım, bu düşüncelerimi sizinle paylaştıktan sonra size şöyle bir soru yöneltmek istiyorum:15 Temmuz gecesi yapılan naylon darbe girişiminden bir gün önce veya bir saat önce, siz bu naylon darbe girişiminin aktörleri tarafından Cumhuriyet ve Atatürk sembolleri olan Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu, Hava Harp Okulu, Kuleli ve Işıklar Askeri liseleri ile gözbebeğimiz Harp Akademileri’nin kapatılacağını, yüzlerce generalin, binlerce subayın ordudan, on binlerce öğretmenin eğitim kadrolarından, yine on binlerce memurun işinden edileceğinden, binlerce sivil okulun kapatılacağından, insanların-Adalet Bakanı on altı bin kşinin tutuklandığını açıkladı k, vay anasını yav, ülke suç işleme cennetiymiş!-suçsuz olarak keyflerince kodeslere tıkılacağından ve mallarına yasa dışı olarak el konulacağını vs. tahmin edebilir miydiniz?

 

Elbette hayır…

 

Aynen bunun gibi, hiç korkmadan ve çekinmeden bir gece vakti Ortadoğu’nun Hammurabi yasalarına dayalı, sonradan İslam’a uydurularak eklemlenmiş ve adına şeriat dedikleri rejimin ilan edileceğinden de sakın nokta kadar kuşku duymayın.

 

Çünkü, şimdiye kadar yaptıkları Cumhuriyet karşıtı girişimlerle karşılarında ödlekler topluluğu dışında bir güç kalmadığını artık çok net olarak ayrımsamışlardır.

 

Bir de diktatörlük yolunda ilerleyen insanların gözleri karadır, hiçbir şeyi görmez, paranoyaktırlar; güvenlikleri için yapmayacakları zulüm ve işlemeyecekleri kitlesel facialar yoktur.

 

Dayanağı Hammurabi yasaları olan şeriatın ilanı demek, bırakın özgürlüğün yok olması, insanlıktan çıkmak demektir.

 

Bakın en iyi Suudi Arabistan uygulamaktadır şeriati ama kralları, prensleri, Suudi ailesi bundan muaftır; zavallı çaresiz halkı baskı altında tutmak için onlara uygulamaktadır.

 

Tüm hırsızlıkları Suudi ailesi yapar ama en küçük hırsızlıkta zavallıların ellerini keserler.-17/25 Aralık devasa hırsızlık ve yolsuzluklarını açığa çıkaran savcı ile yargıçların sürgün edilmeleri, görevlerinden alınmaları, kodeslere tıkanmalarına mukabil; açlıktan fırından ekmek çalan zavallıların cezalandırılmaları aynı zihniyetin Türkiye versiyonu değil mi? İşte şeriat ilan edildiğinde suç ve cezalar da insanların statüsüne göre uygulanarak milletin devletin malı talan edilecektir, Hammurabi yasaları çerçevesinde-

 

Suudi ailesi Avrupa ve Amerika’da onların deyimiyle her türlü zinayı yapar ama fakir bir Arap’ın en küçük göz kaymasında yüz tane kırbaç vururlar, gerekirse kılıçla boynunu keserler.

 

Suudi Arabistan’da her tür eğlence mekanları yasaktır ama başta Suudi kralı olmak üzere, prensler, prensesler ve Suudi sülalesinin tüm bireyleri Avrupa ülkeleri ile Amerika’da tüm eğlence mekanlarında doyasıya eğlenirler.

 

Halktan eğlenen kişiler ise şeriat yasalarına göre cezalandırılır, kırbaçlanırlar!

 

Devletin yaptığı haksızlıklara karşı gösteri yapanlar isyana kalkışmaktan önce kol ve ayakları çaprazlamasına kesilir, olaylarda insan ölürse anında kılıçla boyunları kesilerek idam edilir!

 

Suudi ailenin kendisi namaz kılmaz-namazın Allah emri olduklarına inanmıyorlar-ama namaz kılmayan halkı, şeriat yasası gereğince kırbaçlıyorlar, hapse atıyorlar, daha da diretirse idam ediyorlar çünkü bir kısım fıkıhçılar namaz kılmayanlar katledilir fetvası vermişlerdir tarihi seyir içerisinde.

 

Suudi ailesinin başta kralları, prensleri olmak üzere bireyleri içki içip, uyuşturucuyu hiçbir cezaya maruz kalmadan özgürce kullanır ama halktan kullanan bireylere şeriat yasaları çerçevesinde normalin altında zayıfsa kırk sopa, normal ve üstü şişmanlıkta ise seksen sopa vurulur.Böyle bir ceza insanların taşkınlıkları nedeniyle isyan etmelerinden korkulduğu için, İslam fıkhına sonradan zalim Emevi halifeleri tarafından eklemlenmiştir ki, yüzlerce nafile ibadetin mucidi de bunlardır, sırf insanlar ibadetle meşgul olup kendileri ile ğraşmamaları için.-Bugün cami ve umre yarışlarının teşvik edildiğine baktığımız zaman aynı dinsel stratejinin uygulandığını çok rahat olarak görüyoruz.Yani ”Han hamam bize, din iman size” alçak oyunu, Emevi taktiksel kurnazlığı-

 

Dışarıda ramazan günleri gündüzün alenen yeme içmenin cezası ise doğrudan öldürülmektir ki, aynı fetvayı Osmanlı şeyh-ul-İslamı Ebussuud’ta vermiştir.

 

Bir erkeğe dört kadınla evlenme müsadesi çıkacak ve hepsi resmi karısı olacak, sonra da koyun sürüsü gibi kara çarşafların içinde kocalarının arkasında yürüyecekler.

 

Evlatlar arasında mirasta ayırım gelecek, erkek iki hisse alırken, kız bir hisse alacak ve ölenin eşine sekizde bir hisse verilecek; halbuki medeni kanunda dörtte bir hisse alıyor.

 

Kadınlar iş ve sosyal yaşamdan tamamen uzaklaştırılacak şeriat yasaları gereği.

 

Vs. Vs. Vs…

 

Vahşet…Vahşet…Vahşet…

 

OHAL ile bugün hukuk dışı ve kaddarca Babil kralı Hammurabi tipi yasalar uygulanmaktadır.

 

Çok kısa süre sonra, İslam kamuflajlı ve adına şeriat dedikleri ve Allah’ın yasaları olarak lanse ettikleri Hammurabi yasalarını uyguladıklarında her şey bitmiş olacak.

 

M.Ö. 1760’lı yıllarda Hammurabi’de, uyguladığı ağır zulme dayalı kendi şeriat yasalarını kendisine emir olarak bildirenin güneş tanrısı ŞAMAŞ olduğunu halkına söylüyordu.

 

Tarihin seyri içinde tüm şeriat yasaları, diktatörlerin kendilerini emniyete almak için inandıklarını söyledikleri-aslında inanmıyorlardı-tanrı tarafından emir olarak gönderildikleri yalanını söyler ve böylece hukuk kuralı olarak uygulamaya koyup, toplumlarını baskı altında tutarlar ki, bu kalleş ve hile yönteminin coğrafyası Ortadoğu’dur.

 

Tüm İslam ülkelerinin baş belasıdır ve önünde ödlekler topluluğu dışında engel görmeyince, kendi hükümranlıklarını sağlama almak için diktatörler tarafından şeriatın ilan edilerek uygulanması an meselesidir.

 

Sadece zamanlaması yapılır.

 

Ve öncelikle kitleler halinde insan toplulukları bahaneler uydurularak, İslami düzene karşı gelmekten katledilir!

 

Herhangi bir meselede bugün fütursuzca yapılanlardan, yarın neler yapılacağını kestirememek tam bir izansızlıktır.

 

Demokrasinin bazıları için amaca giden yolda bir araç olduğunu ve istenilen durakta inileceğini unutmamak gerekir.

 

Hiçbir engel kalmamıştır, an yaklaşmıştır.

 

Din sarığı ile asker şapkasının kucaklaştığı siyasal bir toplantıda rejimin adı konulmuştur; krallığın zorbalığına dayalı şeriat düzeni:Tam bis Suudi Arabistan rejimi!

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!