Çift başlı yargı

Çift başlı yargı
26 Ağustos 2016 12:14

Demokrasinin beşiği sayılan İngiltere’de, yazılı bir Anayasa metni yoktur. Örf, adet ve geleneklere göre, demokrasi ve hukuk devleti içinde anayasal kurumlar görevlerini yaparlar. Orada kimsenin aklına ihtiyaca göre Anayasa yapmak gelmiyor. Yine ABD’de 1787 yılında kabul edilen yazılı Anayasa’nın 230 yıldır yürürlükte olduğunu ve ihtiyaca göre ilaveler yapıldığını biliyoruz. Demek ki, sorun sadece yazılı metinlerde değil. Bilgi birikimi ile anlayış ve kafaların da değişmesi gerekiyor.

 

 

 

Av. Kemal AKKURT H&H YORUM

 

 
2010 Anayasa değişikliğinin getirdiği en olumlu değişikliklerden biri, askeri konularla ilgili suç işleyen sivillerin artık sivil mahkemelerde yargılanması idi. İkincisi, askeri alanlarda ağır cezalık sivil bir suç işleyen askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanması sağlanıyordu. Her iki düzenleme de özü itibariyle demokrasiye ve evrensel düzenlemelere uygundur. Devamında da Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikle paralel düzenlemeler yapılmıştı. Böylece 1982 Anayasası’nın getirdiği hukuksuzluklardan biri düzeltilmiş oluyordu. Ancak Askeri Mahkemeler, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi varlıklarını sürdürüyorlardı.

 

 

 

İktidar partisinin bir kısım muhalefetin de desteği ile yapmaya çalıştığı Anayasa değişikliğinin en önemli bölümü, hiç kuşkusuz Askeri Mahkemelerin tamamen kaldırılmasıdır. Bu mahkemelerin artık hukuk sistemimiz içinde yer almaması, evrensel hukuka ve insan haklarına da uygun olacaktır. Bu değişiklikler, kuşkusuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da uygun, evrensel nitelikte düzenlemeler olacaktır.

 

 

 

Hakimlerinin sicil yönünden ve hiyerarşik olarak üst komutana bağlı olması, 3 kişilik heyette hukukçu olmayan bir subayın bulunması ve benzeri nedenlerle Askeri Mahkemelerin bağımsız ve tarafsız olmadığı bilinen bir gerçektir. Örneğin kamuoyunda “Şemdinli Davası” olarak bilinen davada, Umut Kitabevi’ni bombaladığı iddia edilen “iyi çocuklar” olan Astsubaylara, sivil mahkeme tarafından 39’ar yıl ceza verilmişti. Sanık Astsubaylar da tutukluydu. Görevsizlikle dosya sivil mahkemeden Askeri Mahkemeye gittiğinde, her biri 39 yıl ceza alan sanıklar, hemen tahliye edildiler ve görevlerinin başına döndüler. Bu karar ile Askeri Mahkemelere olan güvensizlik had safhaya ulaşmış, kamu vicdanı da büyük yara almıştı.

 

 
Askerliğini “Askeri Hakim” olarak yapmış biri olarak, artık yargıdaki çift başlılığa son verilmesi, Askeri Mahkemelerin tamamen kaldırılması zamanının geldiğini düşünenlerdenim. Yalnız “Disiplin Mahkemeleri”nin bulunması yeterlidir. Diğer konulardaki olası suçlar, bu konuda uzmanlaşmış sivil mahkemelerde yargılama konusu yapılabilir. Yargıtay’ın bir dairesi de sırf askeri suçlarla ilgili olarak “İhtisas Dairesi” olarak görevlendirilebilir. Askeriyeyi ilgilendiren idari davalar için de Danıştay’da bu konuda bir dairenin uzmanlık mahkemesi olarak görevlendirilmesiyle sorun tamamen çözülecektir.

 

 

 

Bunların sağlanabilmesi için, öncelikle konunun toplumun tüm kesimlerinde tartışılarak olgunlaştırılması, sonra da Anayasa’nın 145.maddesinin toplumsal uzlaşma ile değiştirilmesi gerekir. Hukuk sistemimizde bir “yama” olarak duran, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkını zayıflatan, iddia makamı ile savunma makamı arasındaki “silahların eşitliği” ilkesini bozan, masumiyet (suçsuzluk) karinesini ayaklar altına alan Askeri Mahkemelerin bir an önce yargı sistemimizden çıkarılması, yargıdaki çift başlılığı da ortadan kaldıracaktır.

 

 

 

Bizim gibi demokrasisi gelişmemiş, hukuk devletinin ve insan haklarının içselleştirilemediği ülkelerde, dönemsel olarak ve ihtiyaca göre düzenlemeler yapılır. Oysa toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile, TBMM dışından oluşturulacak bir “Kurucu Meclis” ile kalıcı ve çoğulcu yeni bir Anayasa yapmak mümkündür. Ancak iktidar partisi bunun yerine, ihtiyaca ve konjonktüre göre kısmi düzenlemeler yapmayı tercih etmektedir. Böylece bugüne kadar toplam 17 kez değiştirilen ve kevgire dönen 1982 Anayasası’na 18. yama dikilmeye çalışılmaktadır. Delik deşik olan ve yamalı bohçaya dönen bu Anayasa, artık yama tutmuyor.

 

 
Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı

 
[email protected]

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Emek ve Dayanışma Bayramı
Dünya Barış Günü
Avukatlar Günü