CHP’yi ağlama duvarına çevirmeden yüzde 22-26 oy tuzağını aşmak…

CHP’yi ağlama duvarına çevirmeden yüzde 22-26 oy tuzağını aşmak…
4 Ağustos 2023 10:23

CHP, durumunu egzajere etmeden, partiyi ağlama duvarına çevirmeden, yüzde 22-26 arasındaki oy tuzağını aşmak için; birliğini, bütünlüğünü koruyarak serinkanlı şekilde tartışmaktan korkmamalıdır.

 

Muzaffer Ayhan Kara / Gerçek Gündem

CHP’nin cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçiminden boynu eğik çıkmasının ardından gerek parti kadrolarının gerekse seçmenin yaşadığı ruhsal çöküntüden nasıl çıkılacak?

Şu soruyu duyuyorum; “memlekette bunca sorun varken ve nedeni iktidar iken CHP’nin hali ne olacak tartışmalarına ne gerek var?”

 

 

CHP’NİN ALTERNATİF OLMAKTAN UZAKLAŞMASI ENDİŞE VERİCİ
Gerek var hem de çok gerek var çünkü ülkeyi kasıp kavuran sorunların çözümü için seçmen, yurttaş, CHP’nin bir alternatif olmaktan uzaklaşmasından ciddi olarak endişe ediyor. Yerel seçimler öncesinde CHP’nin bu dar vakitte yapısal ve zihniyet sorunlarının tümünü çözmesi çok zor. Çözüm haritasını önüne koysa bile bu yerel seçim takvimini aşar. O yüzden şimdi şöyle bir çatallaşma söz konusu: Bir görüş diyor ki “gerekirse olağanüstü kurultaya gidelim ve genel başkan ile birlikte yönetim değişsin, yeni bir perspektif ortaya koyalım ve yerel seçimler için olumlu bir atmosfer oluşsun…” Başka bir görüş de diyor ki “Kurultay toplansın, genel başkan güven tazelesin ve yerel seçimlere bu şekilde gidilsin; 2018’deki genel seçim yenilgisi sonrasında nasıl 2019 yerel seçimlerinden başarılı çıkıldıysa 2023’teki genel seçim yenilgisi sonrasında da 2024 yerel seçimlerinden başarılı çıkılabilir.”

 

 

TARTIŞIRKEN BİRLİK VE BERABERLİĞİ KORUMAK ÖNEMLİ
Her iki görüşü savunanlarla da; “değişim” diyenlerle de, “yenileşme” diyenlerle de, hatta “dönüşüm” diyenlerle de temasım var ve hepsine önerim öncelikle partiyi bir arada tutma hususunda hassas olmaları… Çünkü yönetemez duruma gelen iktidarın en büyük beklentisi ve ‘silahı’ en önemli rakibinin bölünmesi, parçalanmasıdır. Ondan sonra da CHP’nin-sıkı durun- oluşturulacak iklimle kapatılması ve Cumhuriyetin fabrika ayarlarının garantisi olan partinin; Atatürk’ün yaklaşımıyla “Türk modernleşmesinin, devriminin taşıyıcı unsuru” olan CHP’nin bertaraf edilmesi iktidarın aklının bir köşesinde hep var. Zaten bu DP döneminde mecliste kurulan tahkikat komisyonu marifetiyle gündeme geldi. 12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü’nde işkence altında Ecevit aleyhine alınan ifadelerle de denendi. 1973 genel seçimlerinde CHP birinci parti çıkmasaydı neler olabilirdi? Nitekim 12 Eylül cuntası ABD’nin yeşil kuşağına selam çakıp CHP’yi kapattı! Ne oldu? CHP, SHP, DSP bölünmüşlüğü İstanbul ve Ankara’yı şimdiki AK Parti’nin öncülü olan unsurlara teslim etti! AK Parti’nin 21 yıllık iktidarı bu eğride ilerledi.

CHP’nin içinde bulunduğu duruma çare arayanlara (yönetimde olanlara ve olmayanlara) bu tarihi gelişmeleri de şimdiki iktidarın aklının bir köşesinde CHP’yi kapatma fikri olduğunu da altını kalın çizgilerle çizerek hatırlatırım. AK Parti’nin iktidarda olduğu 21 yıldaki yandaş medya bu cin fikirlerle dolu; açın bakın arşive…

 

 

GÜVENLİ LİMAN NERESİ?
İkinci görüşün liderliğini CHP’de cari genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu yapıyor. Partiyi güvenli limana götürerek bırakma eğilimini ortaya koyması yerel seçimlerden sonrasını işaret ediyor. Değişim ve dönüşüm isteyenlere diyor ki özetle; “Düşün arkama, gelin beraber yerel seçimlerde partinin kuyruğunu beraber dikelim, sonra da yenileşme için beraber ne yapılması gerekiyorsa yapalım.” Ortada pek gözükmeyen ve bu görüşü savunan, Kılıçdaroğlu’na destek veren kimi önde gelen ciddiye alınır gördüğüm PM üyeleri de var. Kerhen de olsa bazı belediye başkanları da…

 

 

Olağanüstü kurultaya dönük nabız yoklaması olduğu gibi, değişimin olağan kurultayda olmasını savunanlar da var.

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın