CHP’li Tığlı: İktidar fiyat açıklamayı unutsa da 600 kg kota uygulanacağını üreticinin gözüne sokmayı unutmuyor!

CHP’li Tığlı: İktidar fiyat açıklamayı unutsa da 600 kg kota uygulanacağını üreticinin gözüne sokmayı unutmuyor!
17 Mayıs 2021 09:04

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve Giresun Milletvekili Necati Tığlı, “Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) 2021 yılı yaş çay kampanyasının 17 Mayıs 2021 tarihinde başlayacağını duyurdu, iktidar fiyat açıklamayı unutsa da 600 kg kota uygulanacağını üreticinin gözüne sokmayı unutmuyor” dedi.

 

 

CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı, “perişan ettiğiniz 210 bin çay üreticisinden ve 2 milyar 500 milyon lira zarar ettirdiğiniz ÇAYKUR için tüm milletten helallik istemenin tam vakti” derken “tarımsal üretimde çay dışında alternatifi bulunmayan çay üreticisinin sorunlarının ve ÇAYKUR’un zararının nedenlerinin tespit edilmesi için TBMM’de bir Meclis Araştırması Komisyonu kurulmasını” teklif etti.

 

 

ÖZEL SEKTÖRE MUHTAÇ EDEN UYGULAMADAN VAZGEÇİN

 

 

İktidara yeni sezon yaş çay alım fiyatı ve kotası için uyarıda bulunarak geçtiğimiz yıl yaş çay fiyatı için açıklanan 3 lira 27 kuruşu hatırlatan Tığlı, “girdi maliyetleri, enflasyon, destekleme ödemesine yıllardır hiçbir artış yapılmadığı da dikkate alındığında 4 lira 50 kuruştan daha düşük fiyat çay üreticisini özel sektöre mahkûm etmek için açıklanmış olacak. Açıkladığınız fiyatın tavan fiyat olarak uygulanmasına özel sektörün bu fiyatın altında alım yaparak üreticiyi mağdur etmesine imkân sağlayan kota kontenjan uygulamalarından vazgeçin” çağrısını yaptı.

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve Giresun Milletvekili Necati Tığlı üreticinin sorunlarının ve dört yılda yaklaşık 2 milyar 500 milyon lira zarar eden ÇAYKUR’un araştırılması için komisyon kurulmasını teklif etti.

 

 

ÇAYKUR ZARARLARI ARAŞTIRMA ÖNERGESİ

 

 

Ülkemizin yaş çay üretimi 10 yıllık dönemde yıllık yaş çay rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak yıllık 1 milyon 200 bin ton ile 1 milyon 500 bin ton arasında gerçekleşmektedir. Üretilen yaş çaydan 230 ile 250 bin ton kuru çay elde edilmektedir. Aynı zamanda dünyanın önemli çay üreticilerinden biri olan ve yaklaşık 835 bin dekar alanda üretim yapan ülkemiz çay alanları bakımından dünyada 7. sırada, kuru çay üretiminde Çin, Hindistan, Kenya, Srilanka ve Vietnam’dan sonra 6.sırada yer almaktadır. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) verilerine göre, çay üretim alanlarının yüzde 67.32’si Rize’de, yüzde 19.06’sı Trabzon, yüzde 11.56’sı Artvin, yüzde 2’si Giresun ve Ordu’da yer almaktadır. Ülkemizde yaklaşık 215 bin çay üreticisi bulunmaktadır.

1984 yılında çıkarılan Çay Kanunu ile özel sektöründe faaliyete başlamasıyla birlikte hasat edilerek toplanan yaş çay, ÇAYKUR İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait 47 çay fabrikasına veya özel sektöre ait 151 fabrikaya satılıyor. 1985 yılında sektördeki toplam yaş çay yüzde 95’i ÇAYKUR, yüzde 5’i özel sektör tarafından yapılırken 2020 yılında yüzde 52’si ÇAYKUR, yüzde 48’i ise özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir. Artık üretilen yaş çayın ortalama yüzde 50-55’i ÇAYKUR tarafından geri kalanı özel sektör tarafından satın alınmaktadır. Çay piyasası özel sektöre açıldıktan bugüne üretici ile yaş çayı alıp işleyen fabrikalar arasında yaşanan sorunlar süreklilik arz etmektedir.

 

 

Fındıkla birlikte Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan çay, sadece üreticisine değil, bölge esnafına, sanayicisine, çalışanlara ve yarattığı katma değer ile birlikte ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Çay üreticileri ve aileleriyle birlikte yaklaşık 1 milyonluk nüfusu ilgilendiren çay üretimi yanında Dünya Çay Komitesi’nin hazırladığı ‘Dünya Çay Raporu’ sonuçlarına göre Türkiye yıllık 270-280 bin ton ve kişi başı ortalama 3.5 kilogramla dünyada en çok çay tüketilen ülkedir.

Bu miktarın yaklaşık 135 bin tonunu ÇAYKUR, 125 bin tonunu özel sektör, 35 bin tonunu da yabancı menşeli çaylar oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, yıllık çay tüketimiyle çokuluslu şirketler için de cazip bir Pazar durumundadır. Yabancı menşeli çaylar daha çok Güneydoğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi illerimizde tüketilmektedir. Yabancı menşeli çay tüketiminin genel tüketim içerisindeki payı yüzde 10-15 dolayında olup ithalat yoluyla yurda sokulmaktadır. Çay ithalatında gelinen durumu ülkemizde en fazla çay üretiminin yapıldığı Rize’de Çay İhtisas Gümrüğü 2019 verileri özetlemektedir. 17 bin 269 ton kuru çay ithalatı ile en çok çay ithal eden ilimiz de Rize’dir.

 

 

Yabancı şirketler tüm çabalarına karşılık pazarı ele geçirememiş, ÇAYKUR’un pazar hâkimiyetini kıramamış durumdadır. Piyasanın tümüyle uluslararası çay tekellerinin eline geçmesi halinde, çay tüketiminde önemli bir potansiyel olan Türkiye’de, belirli bir süre sonra yerli çay satılamayacak hem tarım hem de sanayinin tasfiyesi söz konusu olacaktır.

47 fabrikası ve 9 bölge müdürlüğü ve 11 bin çalışanı ile üretim yapan ÇAYKUR, 5 Şubat 2017 tarihli mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Varlık Fonu’na devredilmiştir. Artık bağımsız bir şirket gibi yönetilen, hiçbir denetime ve İhale Kanunu’na tabi olmadan faaliyetine devam etmektedir. Varlık Fonuna devredilmesi ardından ÇAYKUR giderek artan şekilde zarar etmektedir.

2016’da 82 milyon lira kâr açıklayan kurum, Varlık Fonu’na devredilmesi ardından 2017’de 268 milyon, 2018’de 657 milyon 2019’da 635 milyon, 2020 yılında ise 547 milyon TL ile son 4 yılda toplam 2 milyar 107 milyon TL zarar etmiş görünmektedir. ÇAYKUR’un Varlık Fonu’na devredildikten sonraki dönemde 2017’den 2020 yılına zararının yüzde 104 oranında arttığı görülmektedir.

Çay bahçelerinin verimli ömürlerini doldurması karşısında iktidarın ve ÇAYKUR’un üreticiyi bahçeleri yenileyecek destekleri sağlayamaması ve çay kalitesinde yıllar içinde bir düşüşe de sebep olmuştur. Yaş çay alım taban fiyatı ve destekleme primlerinin yetersizliği, artan girdi maliyetleri kurumu iflas noktasına getiren borç iktidarın popülist politikalara yönelmesine sebep olmuştur. Harcanan ve kuruma yüklenen zarar çay üreticine destek için, verimden düşen bahçelerin yenilenmesine ÇAYKUR ve özel çay fabrikası çalışanlarına harcanmamıştır. Reklam şirketlerine, sponsor olunan kurumlara, yüksek bürokrasi harcamalarına aktarılan kaynaklar çay üreticisinden tüm vatandaşlara kadar halka fatura edilmektedir. ÇAYKUR zarar ettiği için en yüksek bürokrasisinden yöneticilerine değin hiç kimse hesap verme durumunda da değildir. Süreç çay üreticisinin bahçeden uzaklaşması üretimden vazgeçmesi ihracatın azalırken ithalatın artışına doğru gitmektedir.

 

 

ÇAYKUR’un alım, üretim ve pazarlama alanlarında kontrolünü yitirdiği ve bilinçli bir seçimle tasfiye edildiği bir süreç yaşanmaktadır. ÇAYKUR’un fabrikaların tam kapasite çalıştırılmaması, istihdamda düşüşe paralel üretim kapasitesinde azalma, yeterli çay işlenmemesi, çay alım sürecinde dikkate alınmayan maliyet ve üreticinin geçim seviyesi dikkate alınmadan belirlenen taban fiyat ve kota ve kontenjan uygulaması sebebiyle üreticinin özel sektöre mecbur bırakılması ve özel sektörün açıklanan taban fiyatın altında yaş çay alması sonucunu doğurmuş, kurumun çay imalat sistemleri modernizasyonu ve yenilenmesine kaynak ayırlmaması ve kalite kaybı, yönetim kurulu kararlarıyla borçlanma limitinin sürekli arttırılması kurumu iflasa sürüklemiştir.

Hal bu ki ÇAYKUR, iflasa sürüklenmiş bu haliyle bile bölgenin sosyal güvenlik kuruluşu olarak görülmektedir. Her yıl 125 bin üreticiden çay alan ÇAYKUR’un devre dışı kalması ile piyasanın insafına terkedilmesi çay üreticilerinin en büyük endişesini teşkil etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesinde tarımsal üretimde çay dışında alternatifi bulunmayan çay üreticisinin sorunlarının ve onun en büyük kuruluşu ÇAYKUR’un zararının tespit edilebilmesi ve buna yönelik gerekli tedbirlerin alınması için Anayasa’nın 98’nci, İç Tüzüğün 104’ncü ve 105’nci maddeleri gereğince Meclis Araştırması Komisyonu kurulmasını arz ve talep ederiz.