CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “Türkiye’de iktidar, siyaset, yargı ve iş dünyası arasındaki gayrı meşru ve kirli ilişkiler her dönem tartışma konusu olmuş ama hiçbir dönem bugün ki kadar rahatsız edici bir noktaya taşınmamıştı.” dedi.

 

 

 

İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından her gün “tehdit ve şantaja” maruz kaldığını iddia eden iş insanların feryadına tanıklık ediyoruz diyen Tekin, ”siyasi iktidara yakın bazı kişilerin yargı mensupları üzerinde kurdukları baskı ve tahakküm nedeniyle bu insanlar ve aileleri çok ciddi bedel ödemek durumunda kalıyor” dedi.

 

 

‘Adalet Mülkün Temelidir’ sözünü; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiği günden itibaren tamamen bir duvar yazısı olarak gören iktidar partisi yetkilileri bilmelidirler ki, yandaşlarınız eliyle, iş insanlarının tehdit ve şantaja maruz bırakılmalarına göz yummak hem suçtur hem de çok ağır vebali vardır. Siyasete, iş dünyasına, yargı âlemine kadar hemen her alana sirayet eden şantaj ve tehdit dili, ülkemizi ve insanımızı telafisi mümkün olmayan bir noktaya taşımaktadır.” İfadelerini kullandı.

 

 

Kamuoyunu oldukça rahatsız eden bu iddialar konusunda yargı mekanizması ve onun başındaki Adalet Bakanının, harekete geçmemesi ve sessiz kalmasını da şaşkınla izliyorum diyen Tekin, “Siyasi iktidara yakın kişilerin, yargı üzerinde kurdukları baskı ve tahakküm nedeniyle Türkiye’nin “adalet” sorunu her geçen gün daha da sorunlu bir hal alıyor.

 

 

Mahkemelerin bağımsızlığı Anayasa tarafından güvence altına alınmış olsa da, Yürütme organının telkinleriyle kararlar veriliyor iddiası yargıya olan güveni tamamen yok ediyor. Umarım meseleye ciddiyetle ve kararlılıkla yaklaşılır. Yoksa yargı içinde ki bu çete daha gözü kara davranmaya cüret eder hale geldiğinde artık geç kalınmış olunabilir. Yargının çetelerden temizlenmesi yarına bırakılamaz. Yargı bağımsızlığı sağlanmadan, Türkiye’de hiç kimse kendisini güvende hissetmeyecektir.” Değerlendirmesinde bulundu

 

 

Tekin, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e şu soruları yöneltti:

 

 

1- Siyasi iktidara yakın olduğu iddia edilen, tehdit ve şantaj dayatmasında bulunan bu kişi/kişiler kimlerdir? Söz konusu iddialarla ilgili inceleme ve soruşturma başlatacak mısınız?

2- Bakanlığınıza şimdiye kadar benzer konularla ilgili kaç şikâyet başvurusu yapılmıştır? Söz konusu şikâyetlerle ilgili hangi işlemler yapılmış ve nasıl sonuçlanmıştır?

3- Yargı mensupları üzerinde baskı ve tahakküm kurduğu iddia edilen bazı kişilerin, Bakanlığınız kadrolarında önemli görevlerde bulundukları iddiası doğru mudur?

4- Ülkemizde faaliyet gösteren yabancı yatırım grupları içinden bazı kişilerin, iş insanları aleyhine açılmış ve açılması muhtemel dava ve soruşturmalara kendilerine menfaat sağlamak adına müdahil oldukları iddiası doğru mudur?

5- Yargının içinde kontrolsüz güçlerin varlığı, bu güçlerin hukukun ihtiyaçları dışında bazı istenmeyen faaliyetlere yönelebildiği ve bazı yabancı unsurların da yargı kararlarına müdahale ettiği iddiaları hakkında bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?