Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde bu yıl beş basamak gerileyen Türkiye 146 ülke arasında 129’uncu sırada yer aldı. Listenin ilk sırasındaki ülke 14 yıldır liderliği sürdüren İzlanda oldu.

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili ve TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Gamze Taşcıer “kadın-erkek eşitliğinde Afganistan ile yarışır hale getirildiğimizi” söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
“Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl düzenli olarak yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu maalesef bir kez daha ülkemizin içine sürüklendiği karanlığı gösterdi. Kadınların insan olup olmadığının tartışıldığı, sokaklarında kadınların görülemediği, sokak ortasında işkence çektirilerek öldürüldüğü, kız çocuklarının okullardan yaka paça atılıp okumalarına izin verilmediği Afganistan ile Türkiye arasında kadın erkek eşitliği anlamında sadece 16 ülke var. 146 ülke arasında, en dibin, zifiri karanlık seviyesinin sadece ve sadece 16 sıra uzağındayız. Bu tablo Türkiye için felaket tablosudur, utançtır. Kadınları eşit yurttaşlığa kavuşturan Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken karşı karşıya olduğumuz bu tablo, muasır medeniyetler seviyesine yükselme ülküsü ile kurulmuş devletimizin Erdoğan iktidarı eliyle ne hale düşürüldüğünün net göstergesidir.”
“Politikada güçlenmede, ekonomik katılım ve fırsatlarda, sağlıkta ilk 100 ülke arasına giremeyen Türkiye’de kadınların nasıl büyük zorluklarla karşı karşıya olduğu ortadadır. Türkiye’de kadınlar hepsi birbirine bağlı sayısız sorunla yaşıyorlar. Çocuk yaşta evlilikler ve doğumlar, işgücüne dahil olamayanlar, işsizlik, yoksulluk, yönetici pozisyonlara getirilmeme, mobbing, eve hapsolma, yoksulluk, şiddet, hepsi sistematik ve zincirleme bir sorunun parçası. Bu sorunun kaynağı da kadınları ikinci sınıf insan gören, erkeklerle kadınların eşitliğini reddeden zihniyettir.

 

 

 

Kadınlar için hava kadar, su kadar hayati olan İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çekilme kararı vererek Türkiye’yi dünyanın gözünde, kadınların şiddet görmeme gibi temel bir insan hakkının sorgulandığı bir ülke pozisyonuna sokan ve kadın haklarında olağanüstü geri gidişlerin yaşandığı bir ülke konumuna düşüren Erdoğan iktidarı 43 milyon kadına karanlıktan başka bir şey vadetmiyor. Türkiye’nin en örgütlü güçlerinden olan kadın mücadelesi önümüzdeki süreçte çok daha kuvvetli ve omuz omuza olmak zorunda. Seçim döneminde kadın ve medeniyet düşmanlarına verilen tavizler ortadayken, kadınlar olarak yaşam ve var olma hakkımızı çok daha güçlü savunmamız gerekiyor.”