Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, depreme karşı binaların korunaklı olabilmesi için zeminin jeolojik ve jeoteknik yapısının iyi incelenmesi gerektiğini söyledi.

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) “Türkiye’de Deprem Gerçeği ve Fay Yasası” konu başlığıyla gündem dışı konuşan Dr. Şevkin, depremlerin geniş çaplı kayıplara dönüşmemesi için afet zararlarını azaltıcı veya önleyici yasal düzenlemelerin bilimsel ve teknik normlara, uluslararası standartlara uygun olarak yapılmasının önemini anlattı. Dr. Şevkin, “İzmir depreminden sonra kurulan deprem komisyonunda herkes uzmanlık alanına göre değerli çalışmalar yapıyor. Umuyoruz ki; bu çalışmalar hükümet nezdinde değerlendirilir, uygulamaya konulur” dedi.

 

 

“486 DİRİ FAY VAR”

 
Gerek Türkiye’de gerekse dünyada deprem nedeniyle 4 ana temel nedeniyle binaların hasar gördüğünü vurgulayan Dr. Şevkin, “Bu 4 nedeni; kentleşmeye ilişkin yanlış yer seçimleri ve sistem yapısının yetersizliği veya düzensizliği, yapıda kullanılan malzeme ve işçiliğin niteliği ve yapının oturduğu zeminlerin jeoteknik özellikleri ve aktif fay hatları üzerine inşa edilmesi olarak sıralayabiliriz” dedi.

 
Türkiye’de çalışılmış, aktif olan 486 diri fay bulunduğunu ve her an Türkiye’nin canını yakabileceğini vurgulayan Dr. Şevkin, “18 il, 80 ilçe ve 502 köy doğrudan fay hatları üzerinde bulunmaktadır. Bunların derhâl bu aktif fay zonları üzerinden taşınarak kentsel dönüşüme uğratılması gerekmektedir. Herhangi bir yapının bu fay zonu üzerine yapılmasının engellenmesi ve buna yönelik yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

Doğa kaynaklı bir olay olan depremi afete dönüştüren en önemli olgunun o yapının üzerine oturduğu zeminin jeolojik ve jeoteknik özelliği olduğuna işaret eden Dr. Şevkin, “Yapıların depremde ayakta kalmasının en önemli faktörü zemin etütlerinin yerinde denetlenmesi yani yapı denetiminde mutlaka jeoloji mühendisinin de olması gerekir. Zeminden başlayarak temel tipinin seçimine varıncaya kadar mutlaka kamu denetiminin de olduğu, binlerce jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi işsizken, sismolojinin ve sismik aktivitenin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda mutlaka zemin etütlerinin jeoloji mühendisleri ve jeofizik mühendisleri tarafından imzalanması ve yapı denetiminde yerinin olması gerekiyor” dedi.

 

 

“BAYRAKLI’DA SÖZLER YERİNE GETİRİLSİN”

 
İzmir Bayraklı’daki depremde yıkılan ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey Apartmanı’nın enkaz kaldırma çalışmalarında altı gün boyunca orada bulunduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, hak sahiplerinin haklarının maddi-manevi korunarak apartmanın yerine park yapılmasına dair verilen sözlerin yerine getirilmesini istedi. Apartmanın enkaz kaldırma çalışmaları sırasında tam 4’üncü kata gelindiğinde çocukların oyuncaklarının, toplarının orada bulunanların ayaklarına kadar geldiğini, anneannelerin ilaç kutularının karşılarına çıktığını ve bir an insanların enkazdan canlı çıkacağına dair umutlandıklarını aktaran Dr. Şevkin, hayatlarını kaybeden çocuklardan bazılarının fotoğraflarını da göstererek, “Ailelerden bazılarının “Burası park olsun” isteği yerine getirilmeli” diye konuştu. Dr. Şevkin, “Ölen canların yerine ne getirilebilir?” diye sordu.

 

“AİLELERİN HAKKI KORUNARAK PARK YAPILSIN”

 
Rıza Bey Apartmanı zemininin alüvyonel, yer altı su seviyesi ve depremselliği yüksek bir bölgede yer aldığını, 100 kilometre uzaklıktaki bir fayın yıkıma sebep olduğu bu yerde yeniden bir bina dikmenin yanlışlığını kaydeden Dr. Şevkin, Cumhurbaşkanına çağrıda bulunarak hak sahiplerinin haklarının korunarak ve bir an önce sıcak bir yuvaya kavuşmalarının sağlanması şartıyla söz verdiği gibi apartmanın yerine park yapılmasını istedi.