CHP’li Kaya: TÜGVA devlete karşı paralel bir yapılanmadır!

CHP’li Kaya: TÜGVA devlete karşı paralel bir yapılanmadır!
20 Ekim 2021 13:48

CHP Ankara milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM’de de yaptığı basın toplantısında TÜGVA ve benzer yapılanmaların Milli Eğitim Bakanlığında yürüttüğü paralel çalışmaları kamuoyu ile paylaştı.

 

 

 

CHP’li Kaya basın açıklamasında şunları kaydetti:

 

 

• Yıl 2016 Karaman’da, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) evlerinde yaşları 8 ile 10 arasında 45 erkek öğrenci cinsel istismara uğradı. İstismarcı sözde “öğretmen” Muharrem Büyüktürk 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

 
Peki görevlerini ihmal ederek tecavüz ve cinsel istismarın yolunu açan diğer kamu görevlileri ne oldu? Soru Önergemize Milli Eğitim Bakanlığının verdiği yanıttan öğreniyoruz ki diğer sorumlular terfi ettirilmiş.

 
• Tecavüzcü “öğretmenle” yurtlarda fotoğraf çektiren, o dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatı Eğitim Müşavirliğine atanmış.

 
• O dönem yurtların denetlenmesinden sorumlu olan Karaman Özel Öğretim Kurumları Şube Müdürü Ahmet Bayır da bugün Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atanmış. Şu anda İnşaat Emlak Koordinatörlüğünü yürütüyor. İnşaat, emlak, yatırım, onarım ve ihale işlerine bakıyor. Yani bir eli yağda bir eli balda…

 

 
AKP bu kararıyla cinsel istismarın mağduru çocuklarımızın ve ailelerinin yarasına tuz basmıştır. Bu uygulamayı hiçbir vicdan kabul etmez. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı kabul etmekle de kalmamış başta Ensar ve TÜGVA olmak üzere bu tür vakıflarla çok sayıda protokoller imzalamıştır.

 
TÜGVA ENSAR VE BENZERİ VAKIFLAR MİLLİ EĞİTİME MÜDAHALE EDİYOR

 

 
• Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü 2016, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ise 2017 yılında, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile “Değerler Eğitimi ve Sosyal Kültürel Etkinlikler” adı altında 5 yıllık protokoller imzaladı.

 
Eğitim Sen TÜGVA ile imzalanan protokollerin iptali için açtığı davada, Danıştay 8. Dairesi, kamusal eğitimin devletin görevi olduğu ve devredilemeyeceğinin altını çizerek protokollerin yürütmesini durdurdu.
Ancak Milli Eğitim Bakanlığı mahkemenin kapattığı yolu açmak için, “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinde” yeni bir düzenleme yaparak sivil toplum kuruluşlarının eğitim kurumlarında sosyal etkinliklerde bulunmalarının yolunu açtı.

 

 

Bu değişikliğin anlamı, tarikat ve cemaatlerle bağlantılı olan vakıflar bundan böyle “Sivil Toplum Kuruluşu” olarak protokol dahi imzalamaya gerek duymadan, okullarda “sosyal etkinlikler” adı altında istedikleri faaliyetleri yürütebilecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğinden sonra, okullara gönderdiği yazıyla, okul yönetimlerinden, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile çalışmalarını hassasiyetle gerçekleştirmelerini istemiştir.
Geldiğimiz son noktada ise Milli Eğitim Bakanlığının yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması kararına yaptığı itiraz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Bunun anlamı TÜGVA okullarımızda istediği gibi at koşturabilecektir.

 

 

 

 

TÜGVA DEVLETE KARŞI PARALEL BİR YAPILANMADIR

 
2014 yılında kurulan TÜGVA’nın Yüksek İstişare Kurulunda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu N. Bilal Erdoğan, Mütevelli Heyetinde ise yine Recep Tayyip Erdoğan’ın Yeğeni Üsame Erdoğan bulunuyor.
İnternet sitesinde TÜGVA’nın vizyonu, “Medeniyetimizi yeniden ihya ve inşa edecek nesilleri yetiştirme” olarak ifade edilmiş.

 

 
Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni nesiller yetiştirme görevi, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle, öğretmenlerimiz tarafından mevcut müfredat çerçevesinde gerçekleştirilir. “nesiller” yetiştirme görevi vakıflara, derneklere, cemaatlere ve tarikatlara devredilemez.
TÜGVA’nın “yeni nesiller” yetiştirme hedefi, Milli Eğitim Bakanlığının görev alanına müdahale anlamı taşır.

 
TÜGVA KANUN TANIMIYOR

 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yıllardır Büyükada İskelesi binasına çöken ve kiralama amacı dışında kullanan TÜGVA’yı binadan tahliye edemiyor. Devletin kolluk güçleri de buna alet ediliyor.
TÜGVA bu gücü nereden alıyor?
TÜGVA kanunların üstünde mi?
TSK’ya, polis teşkilatına, çeşitli kamu kurum ve kuruluşuna adam göndererek kadrolaşıyor.
Görevde yükselmelerde söz sahibi oluyor.
Mülakatlarda TÜGVA referans oluyor.
Bu size bir şey hatırlatmıyor mu?
FETÖ de bu şekilde devleti ele geçirmedi mi?
TSK, polis teşkilatına, Milli Eğitim Bakanlığına, devletin kılcal damarlarına bu şeklide yerleşmedi mi?

 

 
TÜGVA GEMİYİ AZIYA ALMIŞ KIRŞEHİR HÜKÜMET KONAĞINA GÖZ DİKMİŞ

 

 
TÜGVA Kırşehir’in en işlek iki caddesinden birinde bulunan Hükümet Konağı’na da göz koymuş. 2017 yılında depreme dayanıksız diye yıkılıp yeniden yapımına başlanan Hükümet Konağı’na da talip olmuş.
Gel gör ki bozkırın yiğit evlatları parti farkı gözetmeksizin bu duruma karşı çıkmış. Hükümet Konağını TÜGVA’ya vermeyeceklerini göstermişler. Önce inşaat ödenek yetersizliği gerekçe gösterilerek iki yıl durdurulmuş, daha sonra da Hükümet Konağı inşaatı İçişleri Bakanlığı tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığına KYK yurdu olarak tamamlanması için devredilmiştir. Kırşehir halkı Hükümet Konağı’nın KYK yurdu yapılmasına da karşıdır.

 

 
Yapılan tüm bu işlemler kanuna aykırıdır. Hükümet Konağı inşaatının projeye uygun olarak tamamlanarak Kırşehir halkının hizmetine sunulması hukukun gereğidir. Hükümet Konağının herkesin rahatlıkla ulaşabileceği eski merkezi konumunda faaliyetine devam etmesi, diğer kamu binalarıyla da bütünlük sağlanması vatandaşlarımızın talebidir.
Halkın malını TÜGVA’ya peşkeş çekmek için yapılan her türlü hukuksuzluğun hesabı da mutlaka sorgulatacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

 
ENSAR TÜRGEV VE DİĞER VAKIFLARLA PROTOKOL

 

 
Milli Eğitim Bakanlığı cemaat ve tarikat bağlantılı çok sayıda vakıfla protokoller imzaladı. Bunlardan bazıları şöyle:

 

 
• Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü 24 Temmuz 2017 yılında Ensar Vakfı ile “Çeşitli Eğitim, Seminer ve Sosyal Etkinlikler Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü” imzaladı. Vakfın öğrencilere yönelik yaz okulu, yaz kampı, okuma yarışması, gezi ve seminer düzenlemesine imkan verildi.
• TÜRGEV’in 2016’da imzaladığı protokolle öğrencilere sosyal, sportif, mesleki ve teknik kursla düzenlemesine imkan verildi. Masrafların MEB bütçesinden karşılanması kararlaştırıldı.
• Türkiye Diyanet Vakfı ile imzalanan protokolle ile okul öncesi eğitim kurumlarında 4-6 yaş çocuklar için Kur-an Kursu açılmasına imkan sunuldu. Daha okuma yazma bilmeyen bir çocuğa bir vakfın böyle bir eğitimi vermesi çok ciddi sorunları da beraberinde getireceği kuşkusuzdur.
• Nur Cemaati’nin Nakşibendi koluna bağlı Hayrat Vakfı’na “Değerler Eğitimi” adı altında eğitim vermesine izin verildi.
• Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜGVA arsında imzalanan, “Medeniyet ve Değerler Protokolü” kapsamında vakfa okul derslikleri tahsis edildi.
• Milli Eğitim Bakanlığı ile Süleymancılar arasında, “Değerler Eğitimi Protokol” imzalayarak cemaatin gerici ideolojisini okullarda düzenlediği seminerlerde çocuklara aktarmasının önü açıldı.
• Milli Eğitim Bakanlığı; İnsan Vakfı’nın ‘Mescitsiz Okul Kalmasın’ adı altında okullarda yürüttüğü kampanyaya onay vererek, sponsor oldu.
• İlim Yayma Cemiyeti’ne online sistemindeki öğretim programlarını kullanarak her düzeydeki öğrenciye yönelik sosyal, kültürel, mesleki ve teknik kurslar düzenleme olanağı verildi. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı kendisi yurt açmak yerine İlim Yayma Cemiyetine yurtlar açtırmıştır. Bunlardan biri de Ankara Ulus’ta bulunan Hacı Bayram Veli Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdudur.

 

 

TALİM TERBİYE KURULU DEĞİŞİKLİKLERİ “MEYVESİNİ” VERİYOR

 
Milli Eğitim Bakanlığı, “Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği”nden “kitaplar parasız dağıtılır” ibaresini çıkardı. Doğal olarak tüm dikkatler buraya çekildi. Böylece ders kitaplarının içeriğini değiştiren düzenleme de gözlerden kaçırıldı.

 

 
Ders kitaplarının içeriği ile ilgili önceki yönetmelikte bulunan “Temel insan hak ve özgürlüklerini destekleyen ve her türlü ayrımcılığı reddeden bir yaklaşım sunar”, ifadeleri yeni yönetmelikte artık yok.
Bu da gösteriyor ki bundan böyle ders kitaplarında her türlü ayrımcılık yapılabilecek. İnsan haklarına aykırı ve özgürlükleri kısıtlayıcı bir yaklaşım olabilecek. Erdoğan’ın kindar nesil yetiştirmekte başarılı olamadık dediği nesli yetiştirmede bir adım daha atmış olacaklar.

 
Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliğine hilafet yanlısı, Latin harflerine karşı Mehmet Gündüz anlayışındaki kişilerin atanmasının tesadüf olmadığını ve meyvelerini vermeye başladığını son değişikliklerle görmüş olduk.

Ancak vatandaşlarımızın şundan emin olmasını istiyoruz… AKP ne yaparsa yapsın, çocuklarımızı ötekileştiren, özgürlükleri kısıtlayan, temel insan haklarına aykırı hiçbir eğitime, hiçbir kitap içeriğine izin vermeyeceğiz… AKP’nin giderayak çocuklarımızın ruhunda telafisi imkansız hasarlar açmasının önünde siper olacağız.
Gençliğe Hitabe, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet Halk Fırkasının II. Büyük Kongresi’nde, Nutuk adlı eserini meydana getiren konuşmasının sonunda 20 Ekim 1927 günü Türk gençliğine hitap etme amacıyla söylenen metindir. Nutuk’un sonuç bölümünü meydana getirir.

 

 

Bugün 20 Eekim… Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Fırkası’nın II. Kongresi’nde 15 Ekim 1927’de okumaya başladığı Nutuk”u 36 saat, 31 dakikada bitirir. 20 Ekim’de konuşmasının sonunda da gözyaşlarını tutamaz ve sesi titreyerek Gençliğe Hitabe’yi okur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm yoldaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.

Öğrencilerimizin hayalleri bizim hedeflerimizdir.