CHP’li Kaya: Eğitim bütçesi hayal kırıklığı yarattı!

CHP’li Kaya: Eğitim bütçesi hayal kırıklığı yarattı!
2 Kasım 2021 21:35

CHP Ankara milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda “Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve Üniversiteler” bütçesi görüşmelerinde konuştu.

 

 

CHP’li Kaya konuşmasında şunları kaydetti:

 

 

 

BÜTÇE KARŞILAŞTIRMA

 

 
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan her yıl “Bütçeden aslan payını eğitim aldı.” açıklamasını yapıyor. Ancak gerçekler çok farklı. 2021 yılı Merkezi Yönetim ödeneklerinin yüzde 15,7’si eğitime ayrılmışken, 2022 Merkezi Yönetim Bütçesinden eğitime ayrılan ödeneğin oranı yüzde 15,6’ya düştü.

 
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2021 yılında bu oran yüzde 7,69’a düştü.
Covid-19 salgınını dikkate aldığımızda 2022 yılında eğitim yatırımlarının yüzde 0,36’lık gibi dramatik bir artışla, yüzde 8,05’e olmasının hiçbir anlamı olmadığını herkes biliyor.

 

 

BAKAN MI DEĞİŞTİ İKTİDAR MI?

 
İktidarların değişmesiyle bürokraside de bazı görev değişiklikleri olması doğaldır. Ancak Milli Eğitim Bakanı Sn. Mahmut Özer’in iktidar değişmiş gibi Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasisini baştan aşağı değiştirmesini anlamış değiliz. Üstelik de daha düne kadar Bakan Yardımcısı olarak o bürokratlarla çalışmış olmasına rağmen. Madem bu kişiler, yemin etmeden önce alelacele değiştireceğiniz kadar yetersizdi, neden yıllardır birlikte çalıştınız. “Yok bu arkadaşlar da liyakatli kişilerdi.” diyorsanız neden değiştirdiniz?

 

 

Yoksa Milli Eğitim Bakanlığında cemaat ve tarikatların yeni görev paylaşanını mı yaptınız?

 

 

MAHMUT ÖZER ÇİFT MAAŞ ALDI MI?

 
Sayın Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevini yürütürken aynı zamanda Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanvekili olduğunuzu biliyoruz. Birçok bürokratın aldığı gibi Maarif Vakfı yöneticilerinin de çifte maaş aldıkları skandalı ortaya çıkmıştı.

 
Kamuoyu adına bunu sormak istiyorum, siz de çifte maaş aldınız mı?

 

 

SAYIŞTAY RAPORLARI

 

 
Sayıştay’ın izini bulamadığı kayıp 1 milyar 730 milyon avronun akıbetini, TBMM Başkanlığına verdiğim soru önergesiyle Milli Eğitim Bakanlığına sormuştum. Ancak bugüne kadar yanıt alamadım. Bir kez de buradan yüz yüze sormak istiyorum…
1. Milli Eğitim Bakanlığı 2020 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’na göre Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı hesaplarında bulunması gereken 1 milyar 90 milyon avro nerededir?

2. Milli Eğitim Bakanlığı 2019 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’na göre Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı hesaplarında bulunması gereken 640 milyon avro nerededir?

3. Sayıştay’ın da izini sürüp bulamadığı Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1 milyar 730 milyon avrosu kimin ya da kimlerin özel hesabındadır? Bu paranın akıbeti nedir?

 

 

 

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI CEMAAT VE TARİKATLARIN KISKACINDA

 

 
Milli Eğitim Bakanlığının görev alanına çeşitli cemaat ve tarikat bağlantılı vakıfların müdahale ettiğini biliyoruz.

 
Protokolüler:

 
 Nur Cemaati Nakşibendi Kolu Hayrat Vakfı: “Değerler Eğitimi Protokolü”

 TÜRGEV: sosyal, sportif, mesleki ve teknik kursları düzenleme protokolleri

 TÜGVA: “Medeniyet ve Değerler Protokolü”

 Süleymancılar: “Değerler Eğitimi Protokolü”

 Ensar Vakfı: Çeşitli eğitim, seminer ve sosyal etkinlikler düzenlemesine dair işbirliği ve protokoller

 İnsan Vakfı: ‘Mescitsiz Okul Kalmasın’ adı altında okullarda yürüttüğü kampanyaya onay verildi.

 İlim Yayma Cemiyeti: Online olarak sosyal, kültürel, mesleki ve teknik kurslar düzenleme olanağı

 Türkiye Diyanet Vakfı: Okul öncesi eğitim kurumlarında 4-6 yaş çocuklar için Kur-an Kursu açılmasına imkan sunuldu.

 
Daha okuma yazma bilmeyen çocukları ne amaçla bu vakıfların inisiyatifine bırakıyor?
Çocuklarımıza yazık ediyorsunuz?
Böyle bir devlet politikası olamaz?
Hepinizi uyarıyorum!
Suç işliyorsunuz!

 

 
PROTOKOLLERİ MAHKEME İPTAL EDİYOR MEB YÖNETMELİK DEĞİŞTİRDİ

 

 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın’in cemaat ve tarikat vakıflarıyla imzalanan protokoller mahkemeler tarafından iptal edilse de Bakanlık yönetmelikleri değiştirerek bunlara yol veriyor.
Eğitim Sen’in açtığı dava sonucu, Ensar ve TÜGVA gibi vakıfların protokolleri mahkeme tarafından iptal edilince, Milli Eğitim Bakanlığı “Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği”nde, 12 Eylül 2019 tarihinde ( 30886 sayılı Resmi Gazete) değişiklik yaparak, sivil toplum kuruluşlarının eğitim kurumlarında sosyal etkinliklerde bulunmalarının yolunu açtı.
Milli Eğitim Bakanlığı daha sonra okullara yazı göndererek okul yönetimlerinin Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile çalışmalarını hassasiyetle gerçekleştirmelerini istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı TÜGVA’nın çalışmalar yürütmesi için okullara neden yazı gönderiyor?

 
Neden öğretmenlerimizi Bilal Erdoğan’ın emrine veriyor?

 
Bilal Erdoğan kim?

 
Görevi ne?

 
“Milli Eğitimle”, eğitimle ilişkisi ne?

 
Milli Eğitim Bakanlığı, devletin malına çöken, paralel bir örgütlenme gerçekleştiren, TSK’lerine, Polis teşkilatına, çeşitli kamu kurum ve kuruluşuna adam yerleştiren TÜGVA’ya çocuklarımızı ne amaçla teslim ediyor?
Dün çocuklarımızı FETÖ’nün eline teslim ettiniz, bugün bu görev TÜGVA ve türevlerine devredilmiş.

 

 
Bu suçu işleyenlerden yarın teker teker hesap soracağız, bilginiz olsun!

 

 
KARAMAN’DA ÇOCUKLARA TECAVÜZÜ VE SORUMLU MÜDÜRLER

 

 
Yıl 2016 Karaman’da, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) evlerinde yaşları 8 ile 10 arasında 45 erkek öğrenci cinsel istismara uğradı.

 

 
İstismarcı sözde “öğretmen” Muharrem Büyüktürk 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Peki görevlerini ihmal ederek tecavüz ve cinsel istismarın yolunu açan diğer kamu görevlileri ne oldu?
Soru Önergemize Milli Eğitim Bakanlığının verdiği yanıttan öğreniyoruz ki diğer sorumlular terfi ettirilmiş.

 
Tecavüzcü sözde “öğretmenle” yurtlarda fotoğraf çektiren, o dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatı Eğitim Müşavirliğine atanmış.
O dönem yurtların denetlenmesinden sorumlu olan Karaman Özel Öğretim Kurumları Şube Müdürü Ahmet Bayır da bugün Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atanmış. Şu anda İnşaat Emlak Koordinatörlüğünü yürütüyor. İnşaat, emlak, yatırım, onarım ve ihale işlerine bakıyor. Yani bir eli yağda bir eli balda…

 

 
AKP bu kararıyla cinsel istismarın mağduru çocuklarımızın ve ailelerinin yarasına tuz basmıştır. Bu uygulamayı hiçbir vicdan kabul etmez. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı kabul etmekle de kalmamış başta Ensar ve TÜGVA olmak üzere bu tür vakıflarla çok sayıda protokoller imzalamıştır.

 

 
Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin. Tecavüz edilen çocuklardan birisi, Cumhurbaşkanının, Bakanın çocuğu olsa, yine terfi ettirilir miydi? Yoksa yüzlerce yıl hapis cezası mı alırdı?
Bu çocukların eli, bu kararları alanların ve kararların arkasında duranların yakasındadır!

 

 
TALİM VE TERBİYE KURULU

 

 
Sayın Bakan, göreve gelir gelmez Önder İmam Hatipliler Derneği’nin Yönetimi Kurulu üyeliği yapmış olan Prof. Dr. Cihad Demirli’yi Talim Terbiye Kurulu Başkanlığına getirdiniz.
Prof. Dr. Mustafa Gündüz’ü de Talim Terbiye Kurlu üyesi yaptınız. O da Zaman Gazetesi ve Önder İmam Hatipliler Derneği’nin Yönetimi Kurulu üyeliği yapmış.
Dün (1 Kasım 1928) Harf Devriminin 93. Yıl dönümünü kutladık!
Devrimleri gerçekleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm yoldaşlarını bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.
Sizin Talim Terbiye Kurulu üyeliğine atadığınız Prof. Dr. Mustafa Gündüz;

 
• Harf Devrimi’ne karşı
• Halifeliği ve medreseleri savunuyor
• Sekiz yıllık zorunlu eğitime de karşı
• AKP’nin FETÖ dershanelerini kapatmasına karşı çıkarak Zaman Gazetesi’nde yazılar yazmış…
• İstanbul sözleşmesine de karşı

 
Sayın Bakan, “Harf Devrimine” karşı, Hilafeti savunan birini Talim Terbiye Kurulu üyeliğine atayarak neyi amaçlıyorsunuz?

 

 

MİLLİ EĞİTİM ŞURASI

 
7 yıl aradan sonra Milli Eğitim Şura’sını 1-3 Aralık 2021 tarihleri arasında yapacağını duyurdunuz. Harf devrimine karşı olan bir anlayışın kontrolünde düzenlenecek bir Milli Eğitim Şurası’ndan beklentiniz ne?

 

 

ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SÖMÜRÜSÜ

 
Atanmayan öğretmen sayısı 650 bini aştı

 
Erdoğan’ın “Öğretmen açığı yok.” demesine rağmen, öğretmen açığını kapatmak için asgari ücretin altında 83 bin ücretli öğretmen çalıştırıyorsunuz.
KPSS puanıyla atama yapıp, bu çağ dışı sömürü düzenini neden bitir miyomsunuz?

 

 

ENGELLİ ÖĞRETMEN ATAMASI

 
Cumhurbaşkanı 750 engelli öğretmen ataması yapılacağını duyurdu. Ancak atama bekleyen 2511 engelli öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerin gözü kulağı şu anda burada. Bu işkenceye son verin artık! Engelli öğretmenlerin kanuni hakkı olan atamaları yapıp engelleri kaldırın.

KARMA ATAMA

 

 
Neden yönetmeliği yok sayıp, karma atama ile 2021 KPSS ile atama bekleyen öğretmenlerin haklarını gasp ediyorsunuz?
2021’de KPSS’ye katılan ve atama bekleyen öğretmen sayısı 373 bin 897
Siz bu öğretmenlerin sadece yüzde 2.49’unun atıyorsunuz
Bu mudur adalet?
Yeni bir mağduriyet doğmadan, karma atamadan vazgeçin!

 

 

 

KÖY OKULLARINI AÇIN TAŞIMALI EĞİTİME SON VERİN

 

 
Yüreğim yanarak tekrar söylüyorum, Afyonkarahisar’da 5 çocuğumuz taşımalı eğitimin kurbanı oldu… Melisa Demirel (14), Nisa Eser (14), Teslime Eser (13), Damla Duran (11), İsmail Eser (11) yavrularımızı saygıyla anıyorum…

Kapattığınız 20 bin köy okulunu açın!
Çocuklarımız okullarına yürüyerek gidebilsinler.
Her gün saatlerce yürüyerek ya da servislerde işkence çekmesinler…
Bu okullara yapacağınız 40 bin atamayla öğretmenlerimizi öğrencilerine kavuşturun.

 

 

ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE KALABALIK SINIFLAR…

 

 
Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Hemen yanı başımızda; Ankara’nın göbeğinde Çankaya’da, Mamak’ta, Altındağ’da, Keçiören’de 40-50-60 kişilik sınıflar var.
Derslik açığını acil olarak kapatılması gerek.
Ödenek yetersizliğinden teslim edilmeyen okullar var, bu okulların ivedilikle MEB’in hizmetine verilmesi gerekir.

 

 

YÖK TEK ADAMA DEVREDİLDİ

 
AKP her ile bir üniversite açacağım diye yola çıktı, ancak bir rektör, bir mühür, bir metruk binayla geldiği son nokta “tabela üniversiteleri” oldu.
“YÖK’ü kaldıracağız, rektörler seçimle gelecek, özgür, demokratik üniversite…” dediniz. Hepsi yalan oldu. Tüm yetkiler tek adama devredildi.
Artık üniversiteleri de tek adam yönetiyor!

 
YÖK’ü de o yönetiyor.
Rektörleri de o atıyor…
Bir gecede fakülte kuruyor..

 

 
Boğaziçi Üniversitesinde “Kayyum rektör istemiyoruz.” diyen öğrencileri terörist ilan ediyor. Sonra öğrencilere şiddet uygulanıyor, kendi okullarına sokulmuyor, gözaltına alınıp, tutuklanıyorlar.

Saray bu gece yarısı bir kararname çıkartıp “Boğaziçi Üniversitesini kapattım.” dese, yargı öylece seyredecek. YÖK’ten bir kişi çıkıp da “Van Minüt” diyemeyecek! Üniversitelerimiz bu kadar içler acısı durumda…

YÖK ve üniversite bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı 2003 yılında %0,94 iken 2022 yılında bu oran % 0,73’e düşmüş. Her ile bir üniversite açılmış ama bütçeden pay verilmemiş!

Bunun anlamı ne “Tabelayı asarım, reklamımı yaparım.”

Milli eğitim Bakanlığının bütçesinin yetersiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Pandeminin getirdiği ek maliyetleri de düşünecek olursak MEB bütçenin yüzde 50 oranında artırılması gerekir.