CHP’li Kara: 5-10 yıl sonra yaşanacak ölümlerden kim sorumlu olacak?

CHP’li Kara: 5-10 yıl sonra yaşanacak ölümlerden kim sorumlu olacak?
28 Ağustos 2024 07:05

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’da mayıs ayından bu yana ‘ÇED gerekli değildir’ raporu alarak yaklaşık 25 taş ocağı ve maden tesisinin açıldığını belirterek, “İktidar, depremi gerekçe göstererek ‘afsalt, beton, taş ocağı ihtiyacımız var’ diyerek bu kararları alıyor. 5-10 yıl sonra yaşanacak ölümlerden, kanser vakalarından, partiküllerin ciğerlere nüfuz etmesi sonucu doğacak sağlık problemlerinden kim sorumlu tutulacak” dedi.

 

 

Nermin Yıldırım Kara, Hatay’da “ÇED Gerekli Değildir” raporlarını alarak faaliyet izni verilen taş ve maden ocaklarının halk sağlığı için olumsuz etkilere dikkat çekti. Konuya ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdiğini de belirten Yıldırım Kara, “Hatay’ın her köşesinde yurttaşlarımız, çevrelerini kirleten unsurlara karşı mahallelerini ve doğalarını korumak için mücadele ederken, ÇED raporları olmadan ve ‘Halka Katılım Toplantıları’ yapılmadan alınan bu kararlar, adeta bir kuşatma gibi. Bu tesisler, genellikle yoğun çevre kirliliğine yol açan taş ocağı, kalker, karma-eleme, cüruf geri kazanım ve hazır beton santrali gibi işletmeler. Bu faaliyetler, çevrede yaşayan yurttaşlarımızı tozdan dolayı pencerelerini açamaz hale getiriyor, su kaynaklarını ve toprakları geri dönülemez şekilde kirletiyor” diye konuştu.

 

 

“İktidar, bunun hem Hatay halkına hem de çevremize telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini farkına varmalıdır”

 

 

Hatay’ın eski günlerine dönebilmesi için doğasına sahip çıkılması gerektiğini hatırlatan Yıldırım Kara şunları ifade etti:

“Konut yapımı için bu yıl oldukça iyi hasat veren, yurttaşımızın çoğu zaman tek geçim kaynağı olan zeytinlikler habersiz bir şekilde sökülüyor, yine gündüz saatlerinde hafta sonu kirletici tesislerin yapımı için patlatma faaliyetleri gerçekleştiriliyor. Hatay’ımızın kalkınması için zeytinliklerden bereketli tarım arazilerine, doğal güzelliklerden su kaynaklarına, tarihi zenginliklere kadar her unsuru dikkatle korunup iyileştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yıllar boyu yanı başımızda bulunan, ata mirası doğal varlıklarımızı yine bir yıkımla karşı karşıya kalacak. İktidar, bunun hem Hatay halkına hem de çevremize telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini farkına varmalıdır.”

Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

1- 6 Şubat Depremlerinden bugüne değin Hatay İli’nde, “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilerek kaç taş ocağı ve maden tesisine izin verilmiştir?

 

2- Tesis açılımı için gerçeklestirilen patlatmaların gündüz- hafta sonu gibi insanların günlük yaşamına direkt etki edebilecek zaman aralıklarında yapılıyor olması can ve mal güvenliğini tehdit ettiğinden söz konusu olan ocaklarda bu patlatma faaliyetleri denetlenmis midir? Denetlenmiş ise cezai müeyyide uygulanmıs mıdır?

3- Tesislere yakın yerleşim alanlarında yapılan patlatmalar sonrası yaşanan toz bulutlarından ve hava kirliliğinden kaynaklı halk sağlığı sorunlarının, sağlık etki maliyetlerinin faturasını kim ödeyecektir?