CHP’li Gürer: Öldürme çözüm yöntemi olmamalı!
18 Temmuz 2024 09:20
Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonun aralıksız süren 18,5 saatlik çalışma sürecinde CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer kanun teklifi genelinde ve maddelerde konuşma yaptı. İlk 3 maddesi görüşülen kanun teklifinin diğer maddeleri görüşülmeye Pazartesi günü devam edilecek
TEKLİF GERİ ÇEKİLMELİ
Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılmasına yönelik sunulan kanun teklifi, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda tartışmalara neden oldu. Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kanun teklifinin sorunu çözmek yerine daha da karmaşık hale getirdiğini belirtti. Gürer, teklifin tümden geri çekilmesi ve tüm tarafların ortaklaştığı bir öneri hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Gürer, “Bu kanun teklifi milletvekilleri tarafından sunulmuş olsa da, kanunu yürütme yetkisi olan Cumhurbaşkanının onayıyla getirilen bir düzenlemedir. Yürütme, diğer kanun tekliflerinde olduğu gibi burada yer almamaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı ise kanun yürütücü değil, kanun düzenleyici bir rol üstlendiği anlaşılmaktadır.” dedi.
Değişen Anayasa’ya göre “Kanun teklifi milletvekilleri tarafından hazırlanır” ifadesine atıfta bulunan Gürer, teklifin milletvekilleri tarafından sunulduğunu ancak tüm tarafların görüşlerinin alınmadığını belirtti.
Kanun teklifinin geri çekilmesi ve daha kapsayıcı bir düzenlemenin hazırlanması gerektiğini vurgulayan Gürer, çözümün ancak tüm tarafların ortak görüşleri doğrultusunda gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
SAHİPSİZ HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE YOL AÇACAK
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, teklifin mevcut haliyle insan, hayvan ve çevre sağlığını önceliklendirmek yerine, sahipsiz hayvanların öldürülmesine yol açacak düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Gürer, sokak hayvanları sorununu çözmek için farklı düzenlemelerin yapılabileceğini ve mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini ifade etti. Ancak, mevcut kanun teklifinin sahipsiz hayvanların öldürülmesine yönelik hükümler barındırdığını söyledi. Gürer, “Sahipli ve sahipsiz hayvan tanımlarının yeniden yapılması ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın veri tabanına kaydedilmemiş tüm evcil hayvanlar sahipsiz sayılıyor. Bu, sorunun daha da derinleşmesine yol açacak bir yaklaşımdır.” dedi.
Teklifin, veri tabanında yer almayan hayvanların barınak dışında yaşam şanslarını ortadan kaldırdığını belirten Gürer, mevcut yasadaki “Yakala, kısırlaştır, sal.” anlayışının “Yakala, öldür.” ile değiştirildiğini vurguladı. Gürer, sahipsiz hayvanlara ötanazi yolunun açılmasının, bu hayvanların öldürülmesine olanak tanıdığını belirtti.
Kanuna aykırı davrananlara para cezasının yanı sıra belediye başkanları ve meclis üyelerine hapis cezası getirilmesinin teklife ayrı bir boyut kattığını ifade eden Gürer, “Sorumluluk tamamen belediyelerin üzerine yıkılırken İçişleri, Tarım ve Orman ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarının bu süreçte asli sorumlu sayılmaması, ayrıca soruna bakıştaki darlığı göstermektedir.” dedi.
Gürer, teklifin özünde sokak hayvanlarının öldürülmesi ve sorunun belediyelere bırakılmasından ibaret olduğunu savunarak, daha kapsayıcı ve tarafların ortaklaşa çözüm üreteceği düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguladı.
DÜNYA, TÜM CANLILARIN ORTAK YAŞAM ALANI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “dünya, var olan tüm canlıların ortak yaşam alanıdır. Tarih boyunca hayvanların farklı biçimlerde yok edilmesine tanık olduk ve bazı hayvan varlıklarının bu nedenle sonlandırıldığı bilinmektedir. Sokak hayvanlarından kaynaklanan sorunlara karşı genelde öldürerek denge sağlama uygulamaları gerçekleştirilmiştir. 1910 yılında İstanbul’da 100 bin civarında köpeğin toplanıp Sivriada’ya taşınarak su ve yiyecek bulamayarak ölüme terk edilmesinin ardından, doğmasını engellemek değil, doğanı öldürmek çözüm olarak hâlâ gündeme alınabilmektedir.
2004 yılında yapılan düzenlemelerle belediyelere verilen kısırlaştırma sorumluluğu kısmi olarak olumlu sonuçlar yaratmasına karşın, uygulamada farklı nedenlerle aksamalar oluşmuştur. Kısırlaştırma büyük kent merkezlerinde sağlanırken, kırsal ve daha küçük belediyelerde sürdürülebilir olmamıştır. Kırsalda, göçle başıboş kalan hayvanlarda kontrolsüz üreme devam etmiştir. Hayvanların toplanıp başıboş alanlara terk edilmesi gibi uygulamalar da sorunun farklı bir boyuta erişmesine neden olmuştur. Özellikle beslenme sorunuyla yol kenarlarında aç kalan hayvanların görüntüleri, trafikte çarpma ve benzer durumlarda yaralanma ve ölümler, sorunun farklı boyutlarını gözler önüne sermektedir.” diye konuştu.
ÇÖZÜM ODAKLI DÜZENLEMELER YAPILMALI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye genelinde kırsalda kısırlaştırma faaliyetlerinin yeterince sağlanamamasının ve bazı belediyelerin kısırlaştırma konusunda yeterli olanaklarının bulunmamasının pandemi süreci sonrası sokak hayvanlarının sayısında artışa yol açtığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, ülkede 4 milyon civarında başıboş sokak köpeği olduğunu tahmin ettiklerini, resmi rakamın ise 2 milyon olduğunu ve bu rakamın her yıl yükseldiğini belirttiğine dikkat çeken Gürer, kuduz tehdidinin de aynı oranda büyüdüğünü belirterek, konunun önemine vurgu yaptı.
Gürer, sokak hayvanlarının üremesinde bir artış olduğunu ve kısırlaştırma faaliyetlerinde yeterli çalışmanın sağlanamadığını belirterek, “Bu sorunun sorumlusu sokak hayvanları değildir.” dedi. 2020 yılında Mecliste kurulan komisyonda farklı partilerden vekillerin katılımıyla çözüm olarak hayvan hakları fonu kurulması ve etkin bir kısırlaştırma seferberliği başlatılması önerisi sunulmuş olsaydı, belki bugün bu sorunun aşılmış olacağını ifade etti. Bu bağlamda bir fon oluşturulması ve bu kaynağın yalnızca bu amaçla kullanılması gerektiğini vurguladı.
5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nda yer almasına rağmen, sahipsiz hayvanların bakım evi ve kısırlaştırılmasıyla ilgili düzenlemelerde istenen sonuca ulaşılamadığını belirten Gürer, nerede yetersiz kalındığının öncelikle sorgulanması ve buradan çözüme gidilmesi gerektiğini söyledi. 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nun 6’ncı maddesini hatırlatan Gürer, “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.” dedi.
Yeni düzenlemede bu “Yakala, kısırlaştır, sal” yönteminin, hayvanlar sahiplenilene kadar bakımevinde kalması gerektiği ve insani ve vicdani olarak sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakmak isteyenlerin ancak bakımevi kurmaları koşuluyla izin verilmesi gerektiğini belirtti. Bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın, yasal sorumluluk alarak sahiplenilmesi durumunda mümkün olabildiğini vurgulayan Gürer, teklifte bakımevlerinde yer kalmaması durumunda ne yapılacağına dair bir açıklık bulunmadığını ifade etti.
DOĞANI ÖLDÜRMEK YERİNE DOĞMASI ENGELLENMELİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yeni kanun teklifinin sahipsiz hayvanların ötanazi ile öldürülmesine olanak tanıdığına dikkat çekti. “Ötanaziyle ilgili düzenleme getirilen maddede, sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması ifadesiyle hayvanların hastalık dışında bir sebeple öldürülmesi mümkün hale gelecektir. Bu, sahipsiz hayvanlara tıbbi gerekçeler dışında ötanazi yapılabilmesi olanağı tanımaktadır.” dedi.
Gürer, yerel hayvan koruma gönüllüleri uygulamasının kaldırılmasının da ciddi bir sorun olduğunu belirtti. “Toplanan hayvanların salınmayacağı gerekçesiyle bu teklifin 15’inci maddesiyle yerel hayvan koruma gönüllüleri uygulaması kaldırılmaktadır. Kötü muamele hâlinde sahipli hayvanlarla ilgili düzenleme yapılırken, sahiplenilecek nitelikte olmayan hayvanlar arasında yapılacak düzenlemeler teklifte net olarak yer almamaktadır.” diye konuştu.
Doğayı öldürmek yerine doğmasını engellemek yönünde düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Gürer, “Bu teklif, öldürmeye yönelik bir yaklaşımı esas almaktadır. Sahipli hayvanları terk edenlere getirilen ceza 60 bin liraya çıkarılırken, yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk edenlere de ceza artırılıyor. Ancak burada hayvanların ev hayvanı, yaban hayvanı, şehir hayvanı ve çiftlik hayvanı olarak tanımlanmasıyla soruna bir yaklaşım sağlanamamaktadır.” dedi.
KAYNAK AMACI DIŞINDA KULLANILMAMALI
Gürer, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyelerin 31 Aralık 2028 tarihine kadar hayvan bakımevleri kurma, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirme ve sahipsiz hayvanların sahiplenilinceye kadar bakılması için bütçelerinden belirli bir oranda kaynak ayırma zorunluluğu getirildiğini belirtti. “Bu maddeyle, bu kaynağı ayırmayan belediye başkan ve meclis üyelerine ayrılan kaynağı bu amaçla harcamayan ya da bu kaynağı başka amaçlar için kullanan belediye başkan ve meclis üyeleri için altı aydan iki yıla kadar hapis cezası getirilmektedir.” dedi.
Gürer, teklifin altyapı çalışmalarının yeterli olup olmadığını sorguladı. “Kanun teklifi hazırlayıcılarının, yerel yönetimlerden hangilerinde bahsi geçen altyapının ne düzeyde olduğu ve ne kadarlık bir yatırım gerektiğiyle ilgili bir çalışması olmuş mudur? Bütçeden ayrılacak binde 5 ve binde 3’lük oranlar yeterli midir?” diye sordu.
BİR KÖPEĞİN MAMA İHTİYACI GÜNLÜK 400 GRAM
Gürer, büyükşehir statüsünde olmayan iller için nasıl bir yol izleneceğinin net olmadığını belirtti. “Niğde merkez ve Bor ilçesi dışında ilçe ve kasaba belediyelerinin barınak yapma zorunluluğu yok. Bu durumda toplayıp diğer belediyelere götürmek olanakları sınırlı hale getiriyor. İl özel idarelerin bu bağlamda barınak korunması yönünde bir düzenleme neden bu kanunda yer almamaktadır?” dedi.
Gürer, bir köpeğin günlük mama ihtiyacının 400 gram olduğunu belirterek, köpek başına mama masrafının 16 bin lira civarında olduğunu, piyasada köpek mamasının 15 kilosunun 600 lira civarında bulunduğunu ifade etti. Veteriner hizmetleri, bakım işçiliği, hijyen koşulları ve diğer barınak giderlerinin maliyeti üzerinde bir çalışma yapılıp yapılmadığını sorguladı.
Kırsaldan göç ve hayvan varlığının azalması, sürü köpeklerinin ortada bırakılması ve köpek sayısında artışların kırsaldaki kontrolsüzlüğüyle ilgili düzenlemelerin teklifte yer almadığını belirten Gürer, hafta sonu kullanılan hobi bahçeleri, sezonluk evler ve hayvanlarını terk edenlerin de sorunun artmasında bir neden olduğunu söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sürecin içinde mutlaka yer alması ve barınak giderlerine de katılmaları yönünde düzenleme getirilmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, “Geliri sağlıklı ve sürdürülebilirliği sağlanmadan bu sürecin önümüzdeki süreçte de benzer biçimde devam edeceği görülmektedir.” dedi.
ÖLDÜRME, BİR ÇÖZÜM YÖNTEMİ OLMAMALI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kent merkezlerinde, dağ, taş ve ıssız alanlara köpek bırakılmasının, yol kenarlarında bakımsız ve ölüme terk edilmiş hayvanlara rastlanmasının normal bir durum olarak görülemeyeceğini belirtti. Kuduz olayıyla ilgili yapılan açıklamalara dikkat çeken Gürer, “Diğer kuduzu oluşturan hayvanların başıboş gezdiği dikkate alındığında, bu gerçekçi bir anlatım değildir” dedi.
Gürer, bazı kentlerde yapılan hayvan barınaklarının yetersiz kaldığını, giderlerinin karşılanamadığını ve 1.393 belediyeden 1.300’ünde dahi bakımevi bulunmadığını vurguladı. “Kısırlaştırma sağlanamaması, belediye dışı alanlarda terk edilen hayvanların kontrol dışı kalması da sorunu derinleştirmiştir,” diye ekledi. Gürer, sokak hayvanları için barınak yapılan yerlerde bile sokakta hayvan varlığının azalmadığını belirtti.
Her bir belediyede bir günde bir veteriner hekimin yaklaşık 20 köpeği kısırlaştırabileceğini ifade eden Gürer, “Yılda 264 gün bu sürecin devamıyla kısırlaştırma gerçekleştirilebilir. Bu süreç bir seferberlik mantığıyla ele alınırsa, sorunun ortadan kaldırılması da mümkündür,” dedi. Gürer, sokak köpeklerinin hepsinin aynı oranda saldırgan olmadığını, sınırlı sayıda saldırgan sokak hayvanı bulunduğunu ve bu hayvanların bakımevine alınmasının yeterli olacağını belirtti.
Sitelerde sınırlı hayvan barınakları sağlanarak, hayvan edinimlerinin büyük kentler için ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini öneren Gürer, “Çok katlı, alanı bulunan sitelerin bu anlamda da olayın içine katılarak hayvanların sahiplenilmesi, oradaki bakımın sağlanmasına yol açabilir,” dedi. Veterinerler ve eğitmenlerin okullarda bu konuda eğitim vererek çocukların köpeklerle olan ilişkisini düzenlemesinin de önemli olduğunu vurguladı. Gönüllü hayvan edinimlerinin, çok katlı yapılarda bu yönlü bir düzenlemeyle fayda sağlayabileceğini ifade etti.
Gürer, hayvanlarla ilgili ortaya çıkan sorunlar arasında kene sokması, yılan sokması ve yarasa gibi zararlıların da bulunduğunu, ancak kanunda sadece sokak hayvanları ve köpeklerin hedefe konduğunu belirtti. “Bu olayların yaratıcısı ve yaratılması bugünkü yönetimin doğrudan sorumluluğudur,” dedi. Gürer, kış saati uygulamasını kaldırarak saat düzenlemesini gece vakti çocukların ve çalışanların işe gitmesine yol açmanın da bu sorunun farklı bir boyutu olduğunu belirtti.
“Siyasi iktidarın bu sorunu öldürme ötesinde planlaması gerekir. Bu, bir çözüm yolu değildir,” diyen Gürer, yaşanan olayları yok sayarak değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını vurguladı. “Camiye giderken sabah erken saatlerde bu olaylarla karşılaşan ya da okula giden çocukların yaşadığı sorunlar vardır, ama öldürmeyle çözme mantığı doğru bir yaklaşım değildir,” dedi. Gürer, kanun teklifinin çekilmesi ve öldürme anlayışı yerine yaşatarak sorunu çözme yaklaşımıyla ele alınmasının doğru olduğunu düşündüğünü belirterek konuşmasını sonlandırdı.