CHP’li Günaydın: Toplumsal meşruiyet sorununu aşamadıysan yasanı tanımıyoruz

CHP’li Günaydın: Toplumsal meşruiyet sorununu aşamadıysan yasanı tanımıyoruz
29 Eylül 2013 17:30

İzmir’de Konak Halkevi’nin açılışında çocuklar “Türk, Kürt, Arap, Laz fark etmez, tüm insanlar kardeş olsun” diyerek, siyasetçilerden birbirlerine sarılmalarını istedi.

 

İzmir Konak Halkevi’nin açılışını CHP genel başkan yardımcıları Gökhan Günaydın, Sezgin Tanrıkulu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Hülya Güven, Erdal Aksünger, Mustafa Moroğlu, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Karabağlar ve Çiğli belediye başkanları ile çok sayıda CHP’li aday adayı katıldı. Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin posterinin altında toplanan siyasetçiler, Çiğli Halkevi Yaz Okulu Çocuk Korosu’nun şarkılarını dinledi. Çocuklar, “Türk, Kürt, Arap, Laz fark etmez, tüm insanlar kardeş olsun. Dünyadaki tüm yoksul çockular el ele versin. Dünya gülsün” diyerek, siyasetçilerden ayağa kalkıp birbirlerine sarılmalarını istedi. Bunun üzerine ayağa kalkan CHP’liler, sarıldıktan sonra kol kola girdi.

 

5b17d276b297afbce4a52860a184dd23

 

TOPLUMSAL MEŞRUİYET SORUNUNU AŞAMADIYSAN YASANI TANIMIYORUZ

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, iktidarın toplumsal meşruiyet sorununu aşmadan çıkardığı yasalarla, belediye meclislerinde aldığı kararlarla ülkeyi yönetemeyeceğini söyleyerek, şöyle devam eti:

 

“Haziran direnişi, ona kadar olan zamanı tamamlayıp yeni bir sayfa açtı. Haziran ayını Türkiye’nin direniş tarihine altın harflerle yazdık. Biz artık sokakları, meydanları özgür bir ülke istiyoruz. Dinci faşist dikta ve çarpık kapitalizmin kan emicileri, ne kadar vites büyütürlerse büyütsünler sokaklar özgür olacak bu ülkede. Bu özgürlükten söz edeceksek Ahmet, Ali İsmail, Abdullah, Ethem, Medeni, Mehmet. Onlar bizim için ölümsüzleştiler. Çocuklarımıza itaat etmeyi öğretemeyecekler, sorgulayacaklar. Bilimsel şüphecilik ve dayanışma ile bu faşizmi omuz omuza aşacağız. Bize ‘Direnmeyin, kanun çıkardık’ diyorlar. Eskiden bunlara inanan bir toplum vardı. Şimdi diyoruz ki eğer toplumsal meşruiyet sorununu aşamadıysan hukukunu da meclis kararını da dinlemiyoruz. Binalarımızı yıkıyorlar, çocuklarımızı dar karanlık sokaklarda pusuya düşürüyorlar. Ama şunu kanıtladık, katledilmekle bitmiyoruz, binalarımızı yıkmakla bizi teslim alamıyorlar. Bu mücadele sonsuza kadar devam edecek ta ki Türkiye yeniden özgürlüğün ve kardeşliğin memleketi olana kadar. Yaşasın aşk, yaşasın devrim, yaşasın mücadele.”

 

53deb89c112ee9647b1dc1d41fd25ed7