CHP’li Girgin’den iktidara: Yarattığınız sorunun çözümünden başarı hikayesi çıkmaz!

CHP’li Girgin’den iktidara: Yarattığınız sorunun çözümünden başarı hikayesi çıkmaz!
18 Ocak 2023 10:32

Dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sözleşmeli personelin kadroya alınmasına dair kanun teklifinin görüşmeleri yapıldı. CHP Muğla Milletvekili ve Komisyon üyesi Süleyman Girgin, yaptığı konuşmada, “sözleşmeli çalışmanın çalışma barışını bozduğu bilinmesine rağmen, sözleşmeli personel sayısını arttıran AKP’dir” diyerek şunları söyledi:

 
2014’TE 117.000 OLAN SÖZLEŞMELİ PERSONEL 2022’DE NEDEN 568.000’E ÇIKTI?

 

 
2014’te 117.000 olan sözleşmeli personel 2022’de neden 568.000’e çıktı? Sözleşmeli neden bu kadar artırıldı? Sözleşmeliler neden zamanında kadroya alınmadı? Kendi yarattığınız sorunu çözerek başarı hikayesi çıkarmaya kalkıyorsunuz. Bu da diğer adımlar gibi seçime giderken yeniden ve kısmen bir oy devşirme politikasıdır.

 
Kanun teklifi “ama”sız, “fakat”sız, koşulsuz kadro talebini karşılamayacak ve adaletsizlikler sürecektir; teklif bu anlamda çok eksiktir.

 

 
AİLE BAKANLIĞI’NIN KENDİSİ AİLELERİ AYIRIYOR

 
Kanun teklifi incelendiğinde, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı ve aile bütünlüğüne aykırı düzenlemeler vardır. Şimdi, Anayasa’mızın 41’inci maddesi ne diyor? “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” Hâl böyleyken Aile Bakanlığının bizzat kendisi aileleri parçalamakta ve ayırmaktadır.

 
SÖZLEŞMELİLER “AİLE BÜTÜNLÜĞÜ YOKKEN KADRO BİZİM İÇİN ÖNEMİNİ YİTİRİYOR” DİYOR

 
Bir vatandaşımız bir mektup göndermiş, kendi durumunu anlatıyor: “Sayın Vekilim, ben 28/11/2002 öncesi 4B çalışanıyım. Yedi ay önce atandım. eşim Kırıkkale’de, ben kızımla Gaziantep’teyim; bir yılı doldurunca eş durumundan gidebiliyorken yeni kadro düzenlemesiyle bu süre dört yıla çıkıyor. Ben burada faturalar hariç 6 bin lira kira veriyorum, eşim de orada kira veriyor. Kazancımızın kiraya ve faturalara gitmesinin yanında psikolojik olarak da yıprandık, çok zor durumdayız, kızım babasını özlüyor. Bizim gibi çok kişi mağdur durumda. Aile bütünlüğü yokken kadro bizim için önemini yitiriyor. Lütfen pazartesi günü bizlerin sesi olun, rica ediyorum.” Getirdiğiniz kanun teklifi bu. Özellikle Aile Bakanlığına sormak istiyorum, ne diyor bu duruma?

 
İKİ ÇEŞİT DEVLET MEMURU OLUŞACAK

 
Teklifin 3’üncü maddesinde aynı fıkranın (b) bendi kapsamında “Memur kadrolarına atananların il özel idaresi, belediyeye bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına nakli yapılamaz.” şeklinde bir hüküm var. Bunun anlamı, belediyelerde çalışıp da bu kapsamda devlet memurluğuna geçecek sözleşmeli personelin sadece yerel yönetimlerde çalışabileceği, merkezî devlet yönetimindeki birimlere, örneğin mal müdürlüğüne, SGK’ye, üniversitelere, valiliklere, kaymakamlıklara geçemeyeceği şeklinde. Buna karşın, örneğin Diyanette, Sağlık ve Millî Eğitim gibi merkezî idare birimlerinde çalışan ve kadroya alınan sözleşmelilerde ise böyle bir sınırlama yok yani bu kişiler ileride hem merkezî devlet kuruluşlarında nakil isteyebilecekler hem de isterlerse yerel yönetimlere, belediyelere geçebilecekler, daha sonra yine isterlerse merkezî idareye geri dönebilecekler. Bu durumda, teklifin bu hâliyle yasalaşması sonucunda iki çeşit devlet memuru oluşacak. Bir, sadece yerel yönetimler arasında nakil isteyebilecek olanlar. İki, ister merkezî idare ister yerel yönetimler olsun her yere nakil isteyebilecek olanlar. 657 içinde iki farklı memur türü yaratacak bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu açıkça ortadadır.

 

 

31 ARALIK 2022 TARİHİ BAZ ALINMALIDIR

 
Eklenen geçici madde 48’in 1’inci fıkrasının (a) bendinde süre sınırlaması yok iken (b), (c) ve (ç) bentlerinde “28/11/2022 tarihinde çalışmakta olan” ibaresi konulmuştur. Anlaşılan, burada Sayın Cumhurbaşkanı tarafından sözleşmelilere kadro verileceği açıklamasının yapıldığı gün baz olarak alınmıştır. Bu tarihten sonra memur olabilmeleri için bazılarının sözleşmeli yapılmış olabileceği endişesiyle hareket edildiği anlaşılıyor. Oysa böyle bir endişeye mahal yok sözleşmelilerin memuriyete geçirilmesi zaten yıllardır gündemde, sözleşmeli yapılanlar zaten yapılmıştır. Kaldı ki sözleşmeli yapılacaklar ilk defa kamu görevine atanacakları için haklarında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerekir. 28/11/2022 tarihinden günümüze kadar bunun yetişmesi mümkün görülmemektedir. Bu düzenleme Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırıdır.

 

 
YEREL YÖNETİMLERDE MEMURİYETE GEÇİRİLENLER LİYAKATSİZ Mİ DENMEK İSTENİYOR?

 
Memurluğa atananlar yer değiştirme suretiyle atanma ve başka bir kuruma nakil konusunda sözleşmeli geçirdikleri süre de dâhil olmak üzere dört yıl sonra faydalanabilecekken yerel yönetimlerde ve yerel yönetim birliklerinde memuriyete atananlara başka kamu kurumlara nakil hakkı verilmemiş, sadece yerel yönetimlere nakil hakkı verilmiştir. Bu düzenleme Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırıdır. Yerel yönetimlerde memuriyete geçirilenler liyakatsiz mi denmek isteniyor, bunun gerekçesi nedir? Bu ayrım kamu vicdanını yaralayacaktır. 6’ncı madde düzenlemesinden yerel yönetimlerdeki sözleşmeliler sınavsız alındığından böyle bir ayrım yapıldığı anlaşılıyor; böyle bir ayrım dayanaksızdır. Zaten liyakatli olmayan birinin sözleşmeli yapılması mümkün değildir. Hangi idareci verim alamayacağı kişiyi sözleşmeli yapar?

 

 

 
MAZERET VE AİLE BİRLİĞİ TAYİN HAKLARI AÇILMALIDIR!

 

 
Yapılmak istenen bu düzenlemeyle bazı sözleşmeli personellerin fiilî olarak bir yıl çalıştıktan sonra mazeret tayini yapabildiği 3+1’e tabi olan sözleşmelilerinin de üçüncü yılı doldurduğunda mazeret tayini yapabilmesine rağmen, bu düzenlemeyle dört yıl fiilî olarak çalışmaya mecbur bırakılıyor ve dört yılın sonunda mazeret tayini hakkı verildiği görülmektedir. Sayın Erdoğan, 3 Ocak tarihinde sözleşmeden kadroya geçen personellerin kadrolu personellerle aynı haklara sahip olacağını dile getirmiştir ancak sunulan bu kanun teklifiyle 72’nci maddedeki mazeret tayin hakkı dört yıl süreyle engellenmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda kadrolu memurlar bir yıl fiilî olarak görev yaptıktan sonra mazeret tayin hakkını kullanabilmekte iken bu hâliyle kanun teklifi yasalaşırsa memurlarımız dört yıl mazeret tayin haklarını kullanamayacaktır.

 
Geçmiş çalışma süreleri göz önünde bulundurularak bir yılını fiili çalışmayla doldurmuş personellerin mazeret ve aile birliği tayin hakları açılmalıdır, bu maddeye “mazeret tayinleri hariç” şartı eklenmelidir. Sonuç olarak, kadroya geçişi gerçekleştirilmek istenilen memurların bir yıllık çalışma süresi dolduktan sonra mazeret ile aile birliği tayin hakları verilmeli, mutlaka ve mutlaka kanun teklifine “mazeret tayinleri hariç” ibaresi eklenmelidir.

 

 
ÖNERGELERİMİZ AKP-MHP OYLARI İLE REDDEDİLDİ

 
Girgin son olarak verdikleri önergelerle ilgili şunları söyledi: “Komisyon’da, Milli Eğitim Bakanlığında ek ders ücreti karşılığı görev yapan vekil öğretmenlerin ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında ve Belediyelerdeki usta öğreticilerin kadroya alınması için verdiğimiz önerge de; Belediye Şehir Tiyatroları Ve Senfoni Orkestralarında, Sanat Ve Sahne Uygulatıcıları Hizmet Sözleşmesi ile sözleşmeli statüde çalıştırılan Sanatçı, Sanat ve Sahne Uygulatıcısı personelin kadroya alınması için verdiğimiz önerge de AKP- MHP oylarıyla reddedildi!”