CHP Çanakkale Milletvekili Sayın Özgür Ceylan’ın 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

 

 

Ceylan açıklamasında şunları kaydetti:

 

 

Unutulmamalıdır ki insanı mutlu kılan tüm değer ve kavramların temelinde barış yatmaktadır. Tüm öğretiler, savaşa, şiddete ve insan onurunu kıran uygulamalara karşı çıkmakta, tıpkı partimiz gibi “Önce İnsan” anlayışıyla barışın önemine vurgu yapmaktadır.
Almanya’nın 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı’nı başlattığı 1 Eylül tarihi, ‘Dünya Barış Günü’ olarak ilan edilmiştir. Bugün de dünyanın en büyük sorunu bitmek bilmeyen savaşlardır. Yaşanan çatışma ortamı, insanlığı derinden etkilemekte ve geleceğe güvenle bakmasını engellemektedir.
Şiddetin önlenmesi, çatışma yerine uzlaşma kültürünün benimsenmesi ancak çağcıl değerleri merkez alan bir eğitim modeliyle mümkün olabilir. İnsan yaşamını kutsal kabul eden, barışı tüm değerlerin üzerinde gören insancıl düşünce ancak tüm insanların bu anlayışı özümsemesiyle hayat bulabilir.
Savaş ve çatışma ile birlikte, insan yaşamını hiçe sayan, toplumda korku ve çaresizlik duygusu uyandırmayı amaçlayarak hedeflerine ulaşmak için masum insanları hedef alan ‘terör’ eylemleri de özlemini duyduğumuz barış ortamının önündeki en büyük engellerdendir.
Dünyada kalıcı barışın, huzurun ve güvenin sağlanabilmesi, insanlık için kuşkusuz en büyük beklentidir. Sorunlarla dolu bir coğrafyada yer alan ülkemiz, barış ve huzurun korunması, demokrasinin yerleşip, kökleşmesi için devlet geleneklerinden uzaklaşmadan, kurucu değerler ışığında hareket etmeli ve dış politikanın temel prensiplerinden biri olan, önce ulusal çıkar, anlayışını merkeze alarak hareket etmelidir.
Hükümetin ısrarla sürdürdüğü dış politikanın sonucunda ülkemizin hemen hemen bütün illerinde Irak, Suriye ve Afganistan’dan ülkelerini terk ederek gelen sığınmacılar bulunmaktadır. Geçici Koruma statüsünde yurdumuzda bulunan Suriyelilerin sayısı milyonları aşmış durumdadır. Bu gün yaşadığımız göç dalgası, ilerde ulusal güvenlik sorunları yaratacak boyuta ulaşmıştır. Bu göç dalgasına çözüm bulunması ülkeyi yönetenlerin önünde duran en büyük sorundur. Akılcı bir politika ile bu soruna ivedi olarak çözüm bulunmalıdır.
Gerek Suriye gerekse Afganistan’da yaşanan çatışmalarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti barışı ve insanlık değerlerini merkeze alan bir tutum sergilemeli, geçmişi belli ve uluslararası arenada terör örgütü olarak kabul edilen gruplarla bir ortaklaşma, yakınlaşma içerisine girmemelidir.
Barışın, sevginin ve hoşgörünün herkes tarafından yaşam biçimi olarak benimsendiği, savaşın, şiddetin, kavganın, öfkenin, kıyımların olmadığı, silahların sustuğu bir gelecek özlemi ile 1 Eylül Dünya Barış Gününü en içten dileklerim ile kutluyorum.