CHP’li Aydoğan’dan bursu kesilen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek: İlk burs benden!

CHP’li Aydoğan’dan bursu kesilen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek: İlk burs benden!
24 Haziran 2021 14:49

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan dün Meclis’te yaptığı konuşmada iktidarın hedef aldığı kesimleri bir bir sıraladı. Bursu kesilen Boğaziçi öğrencilerine ilk bursu kendisinin vereceğini söyleyen Aydoğan, İstanbul Tozkoparan’da haksızlığa uğrayan, kentsel dönüşüm uygulaması sırasında mağdur edilen vatandaşların yanında olacağını söyleyip iktidar milletvekillerini de Tozkoparan’a davet etti.

 

 

 

Askeri Ceza Kanununda değişiklik yapılmasına dair getirilen kanun teklifinin Genel Kurul görüşmeleri sırasında söz alan CHP’li Aydoğan, “ İstanbul’da Tozkoparan’da feryat figan olaylar var. Ortalama altmış yıldır Tozkoparan’da yaşayan aileleri sokağa döktünüz, onlara gaz sıkıyorsunuz, evsiz bıraktınız, elektriklerini kestiniz, sularını kestiniz, yaşamsal hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle getirdiniz. Niye? Bu ülkede sosyal devlet yok mu? Bu ülkede sosyal devlet insanları evsiz bırakmak için mi var? Siz sosyal devleti temsil etmiyor musunuz? Vatandaşı ortaya, sokağa döküyorsunuz, sonra da ona gaz sıkıyorsunuz, orada insanlar fenalık geçiriyor. Ben sizi yarın Güngören’e davet ediyorum, hadi gelin, hadi gelin ben Güngören’de olacağım. Ben o bölgenin vekiliyim, yarın Güngören’deyim. Yarın ve yarından sonra her gün sizi Tozkoparan’a davet ediyorum, hadi gelin bakalım. Öyle, milletin ağzına gazı sokacaksınız, evsiz bırakacaksınız, yurtsuz bırakacaksınız, kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çevireceksiniz, sonra o sokaklarda da bizim karşımıza geçeceksiniz. Davet ediyorum; buyurun, bu davet size.” dedi.

 

 

BOĞAZİÇİLİLERE İLK BURSU BEN VERİYORUM

 

 

Atanmış rektöre karşı eylemlere katılan Boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin burslarının kesilmesine tepki gösteren Aydoğan, “Ha, sosyal devlet dedim ama yanlış anlamayın, sosyal devlet derken sizin yönetiminizi kastetmedim, Anayasa’da var olan sosyal devleti kastettim. Sizin bununla bir alakanız kalmadı, siz parti devletisiniz, onu başka yerlerde de gösteriyorsunuz. Anayasa’nın 25 ve 26’ncı maddesine göre Boğaziçi Üniversiteli öğrencileri eylem yapıyorlar, 34’üncü maddede toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkını kullanıyorlar, burslarını kesiyorsunuz ya, nasıl bir şeysiniz siz ya? Anayasa tanımıyorsunuz, kanun tanımıyorsunuz, hukuk tanımıyorsunuz. Bu Anayasa’nın 42’ye sekiz maddesi eğitim hakkından bahsediyor “Devlet başarılı öğrencilere eğer ihtiyaç hâli varsa burs verir.” diyor, Siz bu Anayasa’yı açıktan ihlal ediyorsunuz. Ama millet size nasıl cevap veriyor, onu da söyleyeyim, şimdi herkes diyor ki: “Siz kesecekseniz, biz burs vereceğiz bu öğrencilere.” halk bunu söylüyor sosyal medyada. İzleyeceksiniz bu halkın size karşı tepkilerini, izleyeceksiniz. Nasıl ki “Saat on ikiden sonra, kusura bakmayın müzik yapamazsınız.” dedi Sayın Cumhurbaşkanı, sosyal medya çalkalanıyor “Kusura bakıyoruz.” diyor, size karşı duruş gösteriyor, nah işte burada da Boğaziçi öğrencilerine karşı halk diyor ki: “Biz varız, korkmayın.” İlk bursu ben veriyorum, ilk bursu ben veriyorum. Parti devletinizle baş başa bırakacaklar sizi, haberiniz olsun.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

CEZALANDIRILMASI GEREKENLERİ SAYIN CUMHURBAŞKANININ UÇAĞINDA TAŞIYORSUNUZ

 

 

Cezaevinde olan Harp Okulu öğrencilerine de değinen Aydoğan, “Askerlerle ilgili bir şey daha anlatayım ben size, madem yine askerleri konuşacağız. Harp okulu öğrencileri var, biliyorsunuz değil mi? O melanet örgütün finansörlerine bir günde, bir günde, finans ayağına bir günde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı çıkardınız, uçaklarda gezdiriyorsunuz ama gariban harp okulu öğrencileri komutanların “Tatbikat var.” diye yola çıkardığı yerde hiçbir delil yokken otuz yıl ceza aldılar; şu anda ne yaşıyorlar biliyor musunuz? Silivri 5’inci kısımda revire çıkmak isteseler bile diş ağrısıyla alakalı aylarca ihtiyaçları karşılanmıyor. Siz, cezalandırılması gerekenleri Sayın Cumhurbaşkanının uçağında taşıyorsunuz, ajanslara yönetim kurulu üyesi yapıyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanının avukatı bir günde onlara takipsizlik kararı alıyor, gariban öğrencileri de içeride çürütüyorsunuz. Bu halk bunun hesabını sizden alır. Ha, bu kanunla beraber bir şeyi daha yapıyorsunuz, bir şeyi daha yapıyorsunuz: Kast sistemini geliştiriyorsunuz, kast sistemini, kast sistemini geliştiriyorsunuz.” diyerek tepki gösterdi.

 

 

SİZ, NEFRETİNİZİ KUSUYORSUNUZ ORDUYA KARŞI

 

 

Askerlerle ilgili getirilen teklife de tepki gösteren Aydoğan şunları dile getirdi: “Askerler için kanun çıkarıyorsunuz öyle mi? Askerleri siz yirmi yıldır bir kaşık suda boğdunuz, şimdi işinize gelen kanunları çıkarmaya çalışıyorsunuz. Askerleri konuşacaksak başka askerleri konuşalım sizinle, olur mu, ister misiniz, ben size hatırlatmalar yapayım. Astsubaylara söz verdiniz, yedi sekiz yıldır, Sayın Cumhurbaşkanı söz verdi, Sayın Binali Yıldırım Başbakanken söz verdi; görev tazminatı, makam tazminatı, temsil tazminatı, komutanlık tazminatı, kadrosuzluk tazminatı, bunlar bir yerden tanıdık geliyor mu size? Niye vermediniz kardeşim? Niye süründürüyorsunuz insanları? Bakın, bu kanunda müfettişlikle ilgili bir hüküm getirdiniz, diyorsunuz ki: ‘Binbaşının üstüne müfettişlik kadrosu veririz.’ Subaylar, astsubaylar, aşağıdakiler niye alınmıyor kardeşim? MİT Müsteşarı astsubay değil mi? Onu yıllardır orada tutuyorsunuz, başarılı, sorun yok. Demek ki kendini yetiştirmiş olan astsubaylar 2-3 fakülte bitirebilir. Gariban halk çocuklarının, kısa yoldan ekmeğini kazanmak zorunda kalan kaliteli insanların yolunu niye kapatıyorsunuz? Hani vesayet rejimine karşıydınız? Vesayetin Allah’ını yapıyorsunuz, Allah’ını. Orduyu milletin önüne atıyorsunuz 3’üncü maddeyle beraber. Suç işlediği iddiası olursa insanlar, sivil insanlar ordu mensuplarına müdahale edecek öyle mi? Etrafı çetelerle, milislerle, suç örgütleriyle sarılmış bir hâle getirdiniz, yarın bunlar karşılıklı olarak kendi güvenliklerini sağlarlar ordunun üzerinde. Siz, nefretinizi kusuyorsunuz orduya karşı. Burada, ‘Orduyu koruyacak bir yasa çıkarıyoruz.’ diye sakın söylemeyin, nefretinizi kusuyorsunuz. Yirmi yıldır orduyu tahrip etmekten başka hiçbir şey yapmadınız, yapacağınız da yok. ”