CHP’li Aydoğan Dünya Gıda Günü’nde Meclis’i güvenli gıdaya erişim için göreve çağırdı!

CHP’li Aydoğan Dünya Gıda Günü’nde Meclis’i güvenli gıdaya erişim için göreve çağırdı!
15 Ekim 2021 11:52

CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan güvenli gıdaya erişimde yaşanan sorunların tespiti, bu sorunların ortadan kaldırılması için sağlam bir altyapı çalışması adına Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdi. Aydoğan, “Gıda güvenliği riskleri aynı zamanda halk sağlığı risklerini artırıyor. Pandemi sürecini çok ağır bedeller ödeyerek geçiriyoruz. Bu süreçten ders çıkarmak zorundayız” dedi.

 

 

 

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluşunu kutlamak amacıyla düzenlenen 16 Ekim Dünya Gıda Günü vesilesiyle Meclis’i göreve çağırdı. Aydoğan evrensel bir hak olan beslenme hakkının sağlanması ve toplum sağlığının korunması gerekliliğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Beslenme, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından ve sağlıklı bir yaşam sürecinin de en temel kriterlerinden biridir. Sağlıklı bir yaşam sürecinin ilk adımı sağlıklı beslenme ile başlar ve sağlıklı beslenmenin en önemli esaslarından biri gıda güvenliğidir. Güvenli ve yeterli gıdaya ulaşım evrensel bir insan hakkıdır. Bu hakkın adil bir biçimde tesis edilmesi için politikalar üretmek, özellikle TBMM çatısı altında yasal düzenlemelerle desteklenecek araştırma komisyonu kurulması çok değerli olacak. Bu hakkın korunmasının sürekliliğini sağlamak devletin tüm kademeleri tarafından görev olarak kabul edilmeli. WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) 6 Haziran 2019 tarihli bildirgesinde ‘her yıl dünyada yaklaşık 10 kişiden 1’i (tahminen 600 milyon kişi) hastalanmakta ve ayrıca bakteri, virüs, parazit veya kimyasal maddelerin tüketilmesi sonucu 400 bin kişi hayatını kaybetmektedir’ deniyor. 3 milyar insan sağlıklı besleyici gıdaya düzenli biçimde ulaşamıyor. Dünya nüfusunun 3’te 1’i sağlıklı beslenemiyor. The Economist tarafından derlenen Küresel Gıda Güvenliği Endeksi sıralamasında Türkiye, 2012-2020 arasında dünyada gıda güvenliğinde en çok kan kaybeden 7’nci ülke oldu. Özellikle son 1 yılda 6 basamak birden gerilemişiz. Bunun önüne geçilmezse çok daha zor zamanlarla karşı karşıya kalacağız.

Ayrıca gıda kaynaklı hastalıkların ciddi bir iş gücü ve maddi kayba yol açtığı ve bu 400 bin ölümün tamamıyla önlenebilir olduğu bildiriliyor. Bugün dünyanın mücadele ettiği Covid-19 virüsünün bizlere öğrettiği bazı dersler olmalı. Dünyada bugün yaklaşık 800 milyon insan aç ve bu sayı Covid pandemisi nedeniyle daha da artacak gibi duruyor. Covid öncesi dönem ve sonrasında aç kalan insanların sayısındaki artış araştırılmalı. Önemler alınmazsa bu iş daha da kötüye gidecek.”

 

 

GIDA GÜVENLİĞİ RİSKLERİ AYNI ZAMANDA HALK SAĞLIĞI RİSKLERİNİ ARTIRIYOR

 

 

Adaletsiz gıda paylaşımı, ülkeler ve gıda üretimi – tüketimi, yeterli ve dengeli beslenmenin önemi gibi konularda toplumun bilinçlendirilmesi, tarım ve üretim süreçlerinin devlet tarafından desteklenip aynı zamanda denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Aydoğan “Özellikle büyük önem arz eden açlık ve gıda kaybı ve israfı konularına dikkat çekmek gerek. Toplum daha fazla bilinçlendirilmeli. Tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması ve üreticilerin üretime devam etmesi gerekiyor. FAO’nun stratejik planlarına göre dünya nüfus artışı göz önüne alındığında mevcut tarımsal üretimin yüzde 70’e yakın artırılması gerekliliği ortaya çıkmış durumda. Yakın zamanda Tarım Bakanı’nın yaptığı açıklamada ülkemizde her yıl nerdeyse 19 milyon ton gıda kayıp- israf oluyor. ‘Tarladan çatala’ şeklinde ifade edilen tüm süreçte yaşanan kayıp ve israfın geldiği nokta çok üzücü.

Ayrıca, dünyada giderek azalan su kaynaklarına karşı alınması gereken önlemler de bu önerdiğimiz komisyonun gündeminde olmalı. Ülkelerin gıda güvenliği ile ilgili politikaları çok şey ifade eder. Bir ülkenin gıda güvenliğini sağlama kapasitesi ve vatandaşının güvenli gıdaya ulaşmaları konusundaki hedefleri, o ülkenin gelişmişlik seviyesini gösterir. Gıda güvenliği ile ilgili sorunların tespiti, bu sorunların ortadan kaldırılması için sağlam bir altyapı çalışması gerektirir. Bu gereksinim az gelişmiş ülkelerde sağlanamadığı için bu bağlamda ciddi sorunlar yaşanıyor.

 

 

Dünyada açlık sorununun giderek derinleşmesinin ve bu konudaki endişelerin artmasının önemli iki nedeni var; küresel iklim değişikliğine bağlı artan kuraklık ve bölgesel anlaşmazlıklardan doğan çatışmalar. Bu bağlamda uluslararası işbirlikleri yapmak gerek. Tüm meselelerde olduğu gibi bu sorunun çözümü de birçok farklı başlıkta çalışmalar gerektiriyor. Türkiye’de insanların güvenilir gıdaya erişim konusunda sorun yaşamasının önemli sebeplerinden biri çatışma sorunu. Bir ülke sınır komşuları ile sağlıklı ilişkiler gerçekleştiremiyorsa bu o ülkenin yalnızca dış ilişkiler bağlamında sorunu olmakla kalmıyor, toplumun gıdaya erişimine kadar giden birçok sorunu da beraberinde getiriyor.