CHP’li Adıgüzel: Milli Eğitim vakıflar ve cemaatler tarafından kuşatıldı!

CHP’li Adıgüzel: Milli Eğitim vakıflar ve cemaatler tarafından kuşatıldı!
5 Kasım 2021 11:28

CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel TBMM Bütçe Görüşmelerinin Milli Eğitim Bakanlığı oturumunda konuştu.

 

 

Yeni bakana da tıpkı Ziya Selçuk gibi bakanlığı yönettirmeyeceklerini söyleyen Adıgüzel, Milli Eğitimin vakıflar ve cemaatlerce kuşatıldığını söyledi. Ordu’nun Ulubey ilçesinde imam-hatip lisesinde bir kadın öğretmene yapılan taciz ve darp olayının okul müdürü ve İlçe Millî Eğitim Müdürü tarafından örtbas edildiğini belirten Adıgüzel bakana bu kişileri görevden alacak mısınız diye sordu. Adıgüzel’in konuşması şu şekilde:

 

 

“Sayın Bakan ve Bakanlık bürokratları; öncelikle hoş geldiniz.

 
Sayın Bakana da ayrıca yeni atandığı için başarılar diliyorum. Ben bu başarı dileğimi daha önceki Bakan Sayın Ziya Selçuk’a da yapmıştım bir komisyonda “Sizden beklenti yüksek. Sizi kamuoyunun, basının önüne koyacaklar ama arkadan her işi çevirecekler.” demiştim, aynen de öyle oldu. Bu Bakanlığını ona yönettirmediler, size de yönettirmeyecekler.

 

 

Peki, aslında bu Bakanlığı kimler yönetiyor? Bu Bakanlığı vakıflar ve cemaatler yönetiyor; hatta bu Bakanlık onların arasında yer kapma savaşına, güç savaşına sahne oluyor. 15 Temmuzdan önce FETÖ vardı, onun boşalttığı alanlara bu vakıflar ve cemaatler girdi. O gün söylemiş, uyarmıştık yine uyarıyoruz: Bu vakıf ve cemaatler artık bir millî güvenlik sorunudur. Kamuoyunda giderek artan hassasiyet sonrası bazı AK PARTİ’li arkadaşlar da bu vakıfları bir savunma, bir koruma içgüdüsü gelişti; tıpkı geçmişte Gülen hareketinde olduğu gibi bir sahiplenme yarışı var.

 

 

Bir örnek vermek istiyorum: Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı “Bir vakıftan bir tane alırsanız, iki tane vermeyen namerttir.” dedi. Verin Sayın Başkan, verin, sonrada “Ne istediler de vermedik?” demezsiniz inşallah. Bakanlık ile vakıf-cemaat ilişkisi öyle bir hâlde ki Sayıştay raporlarına göre 2020 yılında Millî Eğitim Bakanlığından tam 431 milyon 812 bin lira vakıflara aktarılmış. Bu sadece nakden aktarılan, bunun içerisinde belediyelerden aktarılan veya gayrimenkul şeklinde sahiplenilenler yok. Son on yılda vakıflara tam 22 milyar devletin parasından, kaynaklarından aktarılmış hâlbuki öte taraftan okulları pislik götürüyor. 1.200 kişilik öğrenci-öğretmenin olduğu okulda tek bir tane hizmetli görev yapmaya çalışıyor. Neden? Para yok. Ve onu tamamlamak için de İŞKUR üzerinden geçici görevli almaya çalışıyorsunuz ama öte taraftan vakıflara dünyanın parasını aktarıyorsunuz.

 

 

Şimdi, Bakanlıktaki durumun aynısı taşra teşkilatlarında da var. Ben Ordu’dan enteresan örnekler vermek istiyorum: Ordu’da 3 Millî Eğitim Müdür Yardımcısının birisi İlim Yayma Cemiyetinin Ordu Başkanı, diğeri Ensar’ın Ordu Başkanı, diğeri de diğer Şube Müdürü de Cihannüma Ordu Başkanı. Şimdi, bunların derdi vakıf falan değil arkadaşlar. Rant ve güç devşirme peşindeler aynı FETÖ gibi. Mesela İlim Yayma Cemiyetinin Başkanı olan aynı zamanda İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı olan Avni Günay inşaattan sorumlu. “İnşaattan sorumlu değilim.” demiş ama burada açıkça görev dağılımında inşaattan sorumlu olduğu yazıyor. Şimdi, bu İlim Yayma Cemiyetinin Başkanı olan Avni Günay inşaat işlerinden sorumluyken Ordu’daki okulların 41’ne yıkım kararı, tadilat kararı alınıyor, hep kendi adamlarını verme hassasiyeti nedeniyle işler yetişmiyor, yüz yüze eğitimin kapalı olduğu dönemde bu işleri yaptırmayıp şimdi okullar açılmışken hâlâ bu işler devam ediyor. Bu nedenle Ordu’da 1 okulda 8 okul, 1 okulda 5 okul öğretime devam ediyor ve öğrenciler tıkış tıkış. Neden? Bu İlim Yayma Cemiyeti Başkanı olan İl Müdür Yardımcısının bütün işleri bir arkadaşına verme, aynı kişilere verme hassasiyeti yüzünden. Diğer görevi emlak. İşte bir polis karakolunu, şehir merkezindeki polis karakolunu Başkanı olduğu İlim Yayma Cemiyetine naklettirdi Milli Emlaktan yani kamudaki görevini kullanıp bir kamu binasını İlim Yayma Cemiyetine devrettirdi. Bu şekilde aslında zimmetine bina geçirdi. Daha neler neler… Ordu Millî Eğitimde -iki yıldır görevine okula gitmeyen öğretmenler var- bir okul müdürü bin sayfalık raporla 8 kınama cezası, 2 kademe ilerleme ve 2 maaş kesme cezası alıyor. fakat bunun memuriyetten atılması gerekirken o terfi ettiriliyor ve İl Millî Eğitim Müdürlüğünde görev veriliyor, yanındaki suç ortağı da aynı şekilde… Bunlara ceza veren de biz değiliz, bunlara ceza veren Millî Eğitim Müfettişleri. Yani burada işlerin nasıl yürüdüğünü görün diye bu örnekleri veriyoruz. Bakın, bir maske dağıttılar -burada örneğini getirdim bu maskeler Ordu’da öğrencilere dağıtılan şu maskeleri tetkik ettirdim, bunlar kağıt peçeteden daha adi kumaş çıktı; işte öğrencilerle virüsün arasına bu rantiyecilerin verdiği, koyduğu maske bundan ibaret; şimdi toplatıldı. Bunlar hakkında da gereğini yapmanızı istiyorum.

 

 

Ben bir önceki Bakana da söyledim başaramadı inşallah siz başarırsınız. Okullardaki 3 görevliyi çok önemsiyoruz. Birisi temizlik görevlisi, ikincisi güvenlik görevlisi ve üçüncüsü sağlık görevlisi. Özellikle pandemide eğer sağlık görevlisi bu okullarda olmayacaksa ne zaman olacak? Okullarımız hem tinercilerin, uyuşturucuların, tacizcilerin hedef tahtası hâlinde bu yüzden güvenlik görevlisi önemli ve özellikle temizlik görevlisi konusunda gereğinin yapılmasını bekliyorum.”

 

 

Adıgüzel ayrıca söz alarak Bakan’a şu soruyu sordu: “Sayın Bakan, Ordu ili Ulubey ilçesi imam-hatip lisemizde Haziran ayında bir kadın öğretmen diğer bir erkek öğretmen tarafından araba içinde hem taciz ediliyor hem darp ediliyor ve bu, bütün kameraların önünde ve öğrencilerin önünde gerçekleşiyor. Kadın öğretmenin darp raporu alması da engelleniyor, okul müdürü ve İlçe Millî Eğitim Müdürü tarafından. Bu olayın bize duyurulmasından sonra, tam dört ay sonra bizim çağrımız üzerine soruşturma başlatılıyor. Bu 2 görevliyi, Ulubey İlçe Millî Müdürünü ve o dönemin imam-hatip lisesi müdürünü görevden almayı düşünüyor musunuz?”