CHP’de 3 önemli değişiklik tartışılıyor!
18 Ağustos 2024 10:23
Cumhuriyet Halk Partisi 4-8 Eylül tarihleri arasında düzenleyeceği Tüzük Kurultayı’na hazırlanıyor. Bir süredir Genel Merkez’de tüzük için teknik çalışmaları yürüten ekip, üyeler, il-ilçe örgütleri, eski/yeni milletvekilleri, MYK üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarından gelen binlerce öneri aldı.
Kurulan Tüzük Komisyonu gelen önerileri değerlendirmek üzere bir araya gelerek taslağı hazırlayacak. Tüzük Komisyonu’nda 81 il örgütünden birer temsilci, Meclis grubundan iki milletvekili ve Genel Başkan Özgür Özel’in görevlendireceği 3 Parti Meclisi üyesi yer alacak.
12-13 MADDEDE DEĞİŞİKLİK ÖNGÖRÜLÜYOR
Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre komisyonun ilk toplantısında toplanan öneriler değerlendirilecek. Öneriler arasında CHP’nin önceki yönetiminin yaptığı tüzük değişikliği çalışmasında yer alan düzenlemelerden bazıları da olacak.
Tüzüğün 12-13 maddesinde değişiklik öngörülürken en fazla öneri gelen başlıklardan birinin ‘ön seçim’ olduğu kaydediliyor.
‘MEVCUT TÜZÜKTEKİ ÖN SEÇİM MADDESİ YETERLİ’
CHP’nin mevcut tüzüğünde adayların belirlenmesine dair yöntemler, ‘ön seçim, aday yoklaması ve merkez yoklaması’ olarak sıralanırken yeni tüzükte de bu yöntemlerin korunması gerektiğini düşünen partililer var. Bu görüşü savunanlar, mevcut tüzüğün ön seçime olanak sağladığını ve partinin geçmiş dönemlerde de sağlıklı bir şekilde çok kez ön seçim uyguladığını söylüyor.
MEVCUT ÖN SEÇİM MADDESİNDE EKSİKLER VAR
Ancak CHP’de ön seçimlerde yaşanan bazı teknik sorunların giderilmesi için tüzükte düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünenler var. Bölgesel farklılıklar ve demografik yapının ön seçim sonuçlarını etkileyebildiğini belirten bazı partililer ön seçim sonuçlarının seçim çevrelerinin tümünün iradesini yansıtmadığı tablolarla karşılaşılabildiğini ifade ediyor.
ÖN SEÇİM TÜRLERİ ÇEŞİTLENEBİLİR
Bu durumun yarattığı adaletsizliği giderecek bir düzenleme yapılabileceğini aktaran parti kaynakları ön seçim türlerinin bölgelere göre çeşitlendirilebileceğini söylüyor. İstanbul, Ankara gibi 2-3 bölgeden oluşan illerde ön seçim yapılabileceğini belirten CHP’li bir yetkili, “Öyle seçim bölgeleri var ki ön seçim sonucunda o seçim çevresinin sadece bir bölgesindeki nüfusun tercihleri sonucu belirliyor. Bunu engellemek için özellikle geniş coğrafyalı, nüfusu yoğun seçim çevrelerini bölerek ön seçim yapmak bir seçenek olabilir” değerlendirmesini yapıyor.
HAKİM DENETİMİNDE ÖN SEÇİM ŞART
Bu görüşün aksini düşünen ve mümkünse tüm seçim çevrelerinde, değilse büyükşehirlerde ve nüfusu yüksek illerde mutlaka hakim denetiminde ön seçim yapılması gerektiğini savunanlar da var. Bu görüşü sunanlar, “ön seçimlerin şaibesiz, parti içi tartışmaların önünü kesen bir biçimde yapılması için partinin üzerinden bu yükü almak gerekir” yorumunu yapıyor.
ÖN SEÇİMDE GENEL MERKEZ KONTENJANI
Milletvekili adaylarının belirlenmesinde olduğu gibi ön seçimlerde de genel merkez yönetimine kontenjan ayrılması önerisinin tartışılabileceği de kaydediliyor.
GENEL MERKEZ KONTENJANI KORUNMALI
Milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri, belediye meclisi üyeleri belirlenirken uzmanlık alanlarının gözetilmesi gerektiği de CHP’lilerce dillendiriliyor. Bunu sağlamak için mevcutta da uygulanan ‘Genel Merkez aday kontenjanı’ uygulamasının devam etmesi yönünde öneriler iletiliyor.
ÜYE-DESTEKÇİ ÜYE
Üyelik yapılanmasına dair de çok sayıda öneri iletilirken pek çok CHP’li, üyelik biçimlerinin kategorize edilmesi gerektiğini savunuyor. Üye-aday üye, üye–destekçi, üye-gönüllü üye gibi kategorilerin oluşturulması gerektiğini kaydeden bir CHP yetkilisi, “Bu kategoriler belirlenirken üyelerin aidat ödemeleri, etkinliklere katılımları, eğitim almaları gibi kriterler gözetilebilir” dedi.
KRİTERLERİ KARŞILAYANLAR ADAY OLABİLSİN
Yeni üyelik kategorilerinin aday belirleme süreçlerinde de bir kriter olabileceğini ifade eden CHP’li yetkili, “Aidatını ödeyen, etkinliklere katılan, toplantılara katılan üyeler adaylaştırılırsa parti daha güçlü ve aktif olacaktır” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI ADAYI BELİRLEME YÖNTEMİ
CHP’de Cumhurbaşkanı adayının belirlenme yöntemine dair de farklı fikirler dillendiriliyor. Mevcut tüzükte Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için önerilen yöntemlerin yeterli olduğunu düşünen partililer, bu başlıkta bir değişikliğe gerek olmadığını savunuyor.
Cumhurbaşkanı adayı belirleme yöntemine dair, sınırları belli ve esnetilemeyecek bir yöntemin belirlenmesi gerektiğini savunanlarsa “Bu konuyu mutlaka tartışmalıyız ve partimizi tartıştırmayacak, herkesin uzlaşabileceği bir yöntem bulmalıyız” diye konuşuyor.
CUMHURBAŞKANI ADAYINI TÜM ÜYELER BELİRLESİN
Mevcut tüzükteki “Cumhurbaşkanı adayı seçmen yoklaması, ön seçim, aday yoklaması, merkez yoklaması yöntemlerinden biriyle belirlenir. Hangi yöntemin uygulanacağına Parti Meclisi karar verir” maddesinin yerine Cumhurbaşkanı adayının tüm üyelerin katılımıyla belirlenmesi gerektiğini ifade edenler de var.
MİLLETVEKİLLERİNE ‘DENEYİM AKTARIMI’ KONTENJANI
Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu’nda deneyim aktarımını ve milletvekillerinin yasama faaliyetlerinde nitelik kazanmasını sağlamak amacıyla da düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyenler bulunuyor. Buna göre mevcut milletvekillerinin belli bir oranının (yüzde 15 ya da 20) ikinci dönemine devam etmesini sağlayacak bir düzenlemeyle Meclis Grubu’nun güçlendirilebileceği kaydediliyor.
ÜÇ DÖNEM SINIRI
Dönem sınırlaması da en çok iletilen öneriler arasında yer alıyor. Ağırlıklı olarak ‘3 dönem sınırı gelsin’ önerisi getirilirken bu sınırlamanın tüm seçilmişler için geçerli olması gerektiği kaydediliyor.
Ancak 3 dönem boyunca başarılı olmuş, seçmen nezdinde karşılığı olan siyasetçilerin yeniden seçilmesinin önünün tamamen kapatılmaması gerektiğini düşünenler de var. Bu görüşü savunanlar 3 dönemini tamamlayan siyasetçilerin ön seçime girmesine imkan tanınabileceğini kaydediyor.
GENEL BAŞKAN’IN MYK LİSTESİ PM’DEN GÜVENOYU ALSIN
Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin belirlenme yönteminde de değişiklik önerileri bulunuyor. MYK üyelerini Parti Meclisi üyelerinin kendi içinden seçmesi, kurultay delegelerinin seçmesi, Genel Başkan’ın belirlediği MYK listesinin Parti Meclisi’nde güven oylamasına tabi tutulması gibi öneriler değerlendiriliyor.
GÜÇLÜ GENEL SEKRETERLİK Mİ, GÜÇLENDİRİLMİŞ GENEL SEKRETERLİK Mİ?
Güçlü genel sekreterliğin yeniden hayata geçmesi, en fazla iletilen öneriler arasında yer alıyor. Genel sekreterin yetkilerini artıracak değişikliklerin yapılmasını isteyen çok sayıda CHP’li bulunurken bu yetkilerin kapsamının ne olacağı konusunda farklı fikirler yer alıyor.
Geçmişte olduğu gibi örgütlerin genel sekretere bağlanması gerektiğini, genel sekreterin siyasi sorumluluğunun olması gerektiğini savunanlar olduğu gibi daha çok idari çalışma alanlarında güçlü bir genel sekreterlik modelinin hayata geçmesini isteyenler de bulunuyor. Bazı CHP’liler örgütlerin bağlı olduğu güçlü genel sekreterliğin yeniden hayata geçmesini isterken bazı CHP’liler de idari anlamda yetkileri artırılmış, Genel Başkan’ın idari sorumluluklarını paylaşacak ‘Güçlendirilmiş Genel Sekreterlik’ modelini savunuyor.