CHP raporu: Piyasalaşan eğitim, geçim sıkıntısını daha da arttırıyor!

CHP raporu: Piyasalaşan eğitim, geçim sıkıntısını daha da arttırıyor!
24 Ekim 2022 11:25

CHP’nin Sağlıktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Avrupa Birliği’nin Eurostat verilerini baz alarak bir rapor kaleme aldı. Dr. Akkuş İlgezdi’nin hazırladığı raporda, yapılan sosyal yardımların dahi çocuk yoksulluğunu azaltmaya yetmediği ortaya çıktı. Konuyu istatistiklerle açıklayan Dr. Akkuş İlgezdi, şunları söyledi:

 

 

ÇOCUK YOKSULLUĞUNA SOSYAL YARDIMLAR BİLE YETMİYOR

 

 

 

“Avrupa Birliği’nin Eurostat veri tabanına göre; sosyal yardımlarla çocuk yoksulluğunu azaltmada en başarılı ülke Finlandiya, en başarısız ülke ise Türkiye’dir. 1. Sıradaki Finlandiya’da sosyal yardımlardan önce çocuk yoksulluğu 31,8 iken sosyal yardımlarla 10,2’ye düşürülmüştür. Finlandiya’nın sosyal yardımlarla yoksulluğu azaltma oranı 67,9 olmuştur. Türkiye’de çocuk yoksulluğu, sosyal yardımlardan önce 41,6 iken sosyal yardımlarla bile sadece 33.0’a düşürülmüştür. Türkiye’nin sosyal yardımlarla yoksulluğu azaltma oranı 20,7 ile ne yazık ki 34 ülke arasından sonuncu olmuştur. Ekonomik anlamda büyük sıkıntılar çeken, büyük bir ekonomik kriz ve çöküş yaşayan Yunanistan’da dahi çocuk yoksulluğu, sosyal yardımlardan önce 36.0 iken sosyal yardımlarla 24.5’e düşürülmüştür. Batmaktan olan Yunanistan’ın bile yoksulluğunu azaltma oranı 31.9 ile bizden çok daha ileridir.”

 

 

ÖDENEK VAR YEMEKHANE YOK

 

 

Gelecek yıl için Milli Eğitim Bakanlığı’na 435.3 milyar TL ödenek ayrıldığını hatırlatan Dr. Akkuş İlgezdi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan sonra en büyük bütçenin Milli Eğitim Bakanlığı’nda olmasına rağmen okullardaki beslenme sıkıntısının çözülemediğini belirtti. Dr. Akkuş İlgezdi, “Bu ödeneğe rağmen devlet okullarının içler acısı hali değişmemektedir. Sabah 09.00’dan öğleden sonra saat 14.30’a kadar eğitim veren birçok okulda yemekhane bulunmamaktadır. Aileler okula götürmeleri için çocuklarına beslenme çantaları hazırlamakta fakat yaşanan ekonomik darboğaz beslenme çantalarından da anlaşılmaktadır. Artan fiyatlar ve yoksulluk nedeniyle aileler çocuklarına, gelişimi için yeterli miktarda gıda sunamamaktadır” dedi.

 

 

SAĞLIKLI BESLENME, EĞİTİMİN TEMELİDİR

 

 

İktidarın eğitimde devletçi yaklaşımdan uzaklaşıp piyasacı bir yaklaşımla eğitimi paralı hale dönüştürdüğüne değinen Dr. Akkuş İlgezdi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devlet destekli eğitim modelinin yerini özel sektör destekli eğitim modelinin alması ve piyasalaşan eğitim sistemi öğrencilerimizi, dolayısıyla da ebeveynleri maddi anlamda çaresiz bırakmaktadır. Mevcut iktidar, sadece eğitim sisteminin kodlarıyla oynayarak değil aynı zamanda sebep olduğu ekonomik krizle de dolaylı yollardan eğitim sistemine zarar vermektedir. Çocuklarımızın eğitim hayatının sağlıklı bir şekilde devam etmesinin en önemli ayağı, sağlıklı beslenme olanaklarıdır. Ekonomik kriz nedeniyle yetersiz beslenen çocuklar, dikkat eksikliği yaşamakta ve eğitim hayatları olumsuz etkilenmektedir. Türk-İş’in 2022 yılı ağustos ayında paylaştığı verilere göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 22 bin 442 TL, açlık sınırı ise 6 bin 890 TL’dir. 15–19 Yaş Grubu Çocuk Gıda Harcamalarına baktığımızda Ağustos 2021’de 936, Aralık 2021’de 171.232,46, Temmuz 2022’de 2032,63 iken Ağustos 2022’de ise 2.048,79 TL olmuştur. En yakın ay olan ağustos ayını değerlendirdiğimizde, asgari ücret alan, tek çocuklu bir ailede sadece bir çocuğun gıda harcamasının 2.048,79 TL iken aile büyük bir geçim sıkıntısına düşecektir. Aileler ev geçindirme ve çocuklarının karnını doyurma ikilemi yaşamaktadır. Aileler çocuğunun boğazından kısmaktan başka bir çare kalmamaktadır.”

 

 

Dr. Akkuş İlgezdi’nin raporunda dikkat çeken diğer ayrıntılar ise şöyle:

 

 

PİYASALAŞAN EĞİTİM, GEÇİM SIKINTISINI DAHA DA ARTTIRIYOR

 

 

Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2022-2023 Örgün Eğitim İstatistikleri devletin eğitimden elini çekerek yerine özeli nasıl koyduğunu net bir şekilde göstermektedir. Piyasalaşan eğitim sistemi, kıt kanaat geçinen ailelerin geçim sıkıntısını daha da arttırmaktadır. 2012-2013’te 28 bin 177 olan devlete bağlı ilkokul sayısı her yıl gerileyerek 22 bin 480’ye düşmüştür. Okul sayısı 10 yılda tam 5 bin 697 azaldı. Özel ilkokullarda ise durum tam tersi. Bugün karşı karşıya olduğumuz şey, temel hak olan eğitimin ticarileşmesidir. Ayrıca devlet okullarına yapılan yatırımların sürekli azalması ve olanaklarının kısıtlanması da özel okullara yönelik talebi artırdı. 2012-2013’te 992 olan özel ilkokul sayısı 2 bin 39’a yükselmekte ve özel okul sayısı hızla artmaktadır. Böylece devlet elini eğitimden çekmiş, hem öğrenciler hem aileleri piyasacı bir anlayışla karşı karşıya bırakılmıştır.

 

 

1 MİLYON 738 BİN 198 ÖĞRENCİ ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINA ÇIKTI

 

 

Birçok öğrencimiz, yaşanan ekonomik kriz, sağlıklı beslenme olanaklarının olmayışı ve piyasacı eğitim anlayışı yüzünden, örgün eğitimin dışına çıkmaktadır. Türkiye’de geçen eğitim öğretim döneminde okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 19 milyon 155 bin 571 öğrenci örgün eğitim aldı. Buna göre Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 9 milyon 928 bin 304’ü erkek, 9 milyon 227 bin 267’si kız olmak üzere toplam 19 milyon 155 bin 571 öğrenci, örgün eğitim aldı. Öğrencilerden 15 milyon 839 bin 140’ı resmî, 1 milyon 578 bin 233’ü özel ve 1 milyon 738 bin 198’i ise açık öğretim kurumlarında eğitim gördü. Resmî okullarda eğitim görenlerin 8 milyon 147 bin 339’u erkek, 7 milyon 691 bin 801’i kız öğrencilerden oluştu. Özel okullarda ise 864 bin 762 erkek, 713 bin 471 kız öğrenci yer aldı. Açık öğretimde kayıtlı aktif öğrencilerin 916 bin 203’ünü erkek, 821 bin 995’ini kızlar oluşturdu.

 

 

EKONOMİK DURUM EN ÇOK DA ÇOCUKLARI ETKİLİYOR

 

 

MEB’in istatistiklerine göre Mesleki Eğitim Merkezlerine giden öğrenci sayısı da 700 bini aşmıştır. MESEM’lerdeki çocuklar haftanın 4 günü çalıştırılmakta, yalnızca 1 gün eğitim alabilmektedir. Bu fiilen devlet eliyle çocuklarımızın örgün eğitim dışına çıkarılması ve çocuk işçi haline getirilmesidir. 2020-2021 verilerinde MESEM’lerdeki yaklaşık 160 bin olan öğrenci sayısının bir yıldan daha kısa bir süre içerisinde yarım milyondan fazla artması, ülkenin ekonomik durumunun en çok da çocuklarımızı etkilediğinin açıkça kanıtı olmuştur.