CHP parti programı yenileniyor!
18 Ağustos 2023 10:18
CHP’de yeni parti programını hazırlayan Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, örgütsel yapıda kapsamlı değişiklikler gerektiğini belirtti, seçimden önce kendi içlerine bakmadıklarını söyledi.
Seçimlerin ardından ‘değişim’ taleplerinin merkezinde yer alan CHP’de kongre sürecinde tüzük değişikliği ve parti programını yenileme de eklendi. Son olarak 2008 yılında hazırlanan partinin yeni programı CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformundan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre’nin koordinatörlüğünde hazırlanıyor.
CHP’li üyelerin doğrudan yaptıkları katkılarla güncellenen programın son yıllarda dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler doğrultusunda daha anlaşılır hale getirildiğini ifade eden CHP’li Emre’ye göre partinin iktidar stratejisi de bu doğrultuda belirlenecek.
Partisinin seçimlerden önce kendi içine bakmadığını, kurumsallaşma çalışmalarına hız verdiklerini ifade eden CHP’li Emre, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı kendisine bırakacağı iddialarına dair ise, “Siyaset genel başkan olacağım diye yapılmaz. Bir insan emin olun çok çalışkandır diye genel başkan olmaz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul için yola çıktığına dönük açıklamalarını “mutlulukla” karşıladığını söyleyen Emre’nin Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın sorularını yanıtladı:
‘DÜNYA VE TÜRKİYE BİR ÇOKLU KRİZLER DÖNEMİNE GİRMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR’
CHP ‘değişim’ tartışmalarının yaşandığı süreçte parti programının yenilenmesi için de harekete geçti. Parti programını yenilerken temel motivasyonunuz nedir?
Şu andaki programımız 2008 yılında kabul edildi. Yani üzerinden 15 yıl geçti. Bu süre içerisinde dünyada, Türkiye’de çok önemli gelişmeler oldu. 15 yıl önce “savaş” dediğiniz zaman kimsenin aklına ‘olabilir’ gelmiyordu. Bir buçuk yıldır iki komşumuz arasında büyük bir savaş sürüyor. “Küresel salgın” dendiğinde İspanyol gribi gibi yüz yıl önceki şeyler akla geliyordu. Mesela bugün en çok konuşulan şey iklim krizi, küresel ısınma, ekolojik felaketler, deprem felaketi. Dünya ve Türkiye bir çoklu krizler dönemine girmiş gibi görünüyor.
‘YENİ MÜCADELE STRATEJİSİNE İHTİYAÇ VAR’
Türkiye’de otoriterleşme, demokrasiden uzaklaşma, basın özgürlüğü, akademik özgürlükler gibi konular çok problemli hale geldi. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında Türkiye’de yaşanan, yaşanmakta olan büyük gerileme var. Bütün bu nedenlerle 2008’de programımızın yazıldığı dönemden çok farklı bir dönemde olduğumuz açık. Bu yeni koşulları da gözeten yeni mücadele stratejisine ihtiyaç var. Bizim programımız 350 sayfa, kocaman bir kitap. Hem büyük değişimler karşısında eski bir metin haline geldi hem de çok kapsamlı bir metin olduğu için her konuya temas eden bir yapısı var. O konularla ilgili de çok büyük değişimler oldu. Parti programının çok daha kısa, kolay okunur, kolay anlaşılır bir metin olması lazım.
KAPALI TOPLANTILAR YAPILACAK
Üyelerinize programa katkı vermesi için beş soru gönderdiniz. Partililer programınızda en çok neyin değişmesini istiyor? Ne tür geri dönüşler almaya başladınız?
Bir program yazımına başladığınız zaman buna veri oluşturan bazı kaynaklar oluyor. Üyelere, 1,3 milyon kişiye mesaj gönderdik. Ve bir web sitesinde bir soru formu oluşturduğumuzu program hakkındaki görüşlerini o soru formuna yazabileceklerini söyledik. Gelmekte olan yanıtlar programa girdi oluşturmak bakımından çok önemli bir kaynak. Ama bununla sınırlı değil, başka kaynaklar da var. Kongreler bittiği zaman ilçelerimize ve illerimize soracağız. “Parti programı hakkındaki görüşlerinizi lütfen bize gönderin” diyeceğiz. Partide şimdiye kadar yapılan bir program metnine de kaynaklık edebilecek birçok çalışma var. Seçim beyannamelerimiz, geçmişte yaptığımız işte bu Altılı Masa kapsamında yapılan ortak çalışmalar var. Partideki bu program niteliği taşıyabilecek çalışmalardan da faydalanıyoruz. Son olarak ise her başlıkla ilgili parti içinden ve dışından uzmanlarla kapalı toplantılar yapacağız.
ÜYELERDEN GELEN MESAJLARDA İKİ TEMA ÖNE ÇIKIYOR
Üyelerden ilk üç günde 5 binin üzerinde yanıt geldi. Bu devam ediyor ve raporlanmasına başladık. Gelen yanıtlarda iki tema çok öne çıkıyor. Birincisi ekonomik sorunlar. Bu sürpriz değil. Zamlar, hayat pahalılığı ve işsizlik problemi de buna ekleniyor. Maalesef bir ekonomik durgunluk içerisine Türkiye’nin sonbaharla beraber girebileceği görüşü var, bunların yarattığı ciddi endişeler var. İkinci olarak ise düzensiz göçmenler konusu var. Üyelerimizden gelen yanıtlara baktığınızda ağırlıklı olarak bu düzensiz göçmenlerin Türkiye’den ivedilikle gönderilmesi konusunda vatandaşlarımıza güven verecek adımların atılması talebi var.
‘BU SEÇİMLERİ KAYBETTİK’
Üyelerinize yönelttiğiniz sorularınızdan biri de, “CHP’nin politikalarını uygulaması ve ilkelerini hayata geçirmesi için gereken iktidar stratejisi hakkındaki görüşlerinizi yazınız” oldu. Son genel seçimlerin ardından CHP’nin yeni iktidar stratejisi belirleme çabasını görüyoruz. Bu çaba nasıl bir iktidar stratejisini açığa çıkaracak?
Biz bu seçimleri kaybettik. Seçimleri niye kaybettik diye düşündüğümüzde de en başta devlet imkanlarının alabildiğine kullanılması ve otoriter yönetim tarafından Türkiye’nin bütün sorunlarının seçim sonrasına bırakılmasını görüyoruz. Otoriter zihniyet uygulamalar setine kaybettik. Ayrıca kültür kimlik ekseninde bir siyasal kutuplaştırma yaratılmasına kaybettik.
‘YENİ BİR ŞEYE İHTİYAÇ GÖRÜNÜYOR’
Türkiye’nin mevcut bilgi ortamında gerçekten mesajınızı medya ve sosyal medya yoluyla muhataplarınıza ulaştırmanız çok zorlaşıyor. Çünkü toplumsal siyasal kutuplaşmayı tahkim etmek üzere bir mevzi ortamı Türkiye’de kurulmuş durumda. Yani herkesin takip ettiği, herkesin izlediği mecraların sayısı çok az. Türkiye’de seçime katılım oranı yüzde 90’a yakındı, birçok ülkede yüzde 40’larda, 50’lerde. Yani oralarda sonucu değiştirmek istiyorsanız sandığa gitmeyen insanların oyunu alacaksınız. Türkiye’de ise Erdoğan’a, rakibinize oy vermiş insanların oyunu alacaksınız. Ve o insanlar sizinle ilgili sabah akşam çok kötü bilgiler duyuyorlar. Yani sizin terörist olduğunuzu duyuyorlar, sizin devlet düşmanı olduğunuzu, toplum düşmanı olduğunuzu duyuyorlar. Şimdi demek ki bu şartlarda yeni yaratıcı bir şeye ihtiyaç görünüyor. Şimdi bu yenilikse bence eski de.
‘