CHP nereye koşuyor?

CHP nereye koşuyor?
8 Nisan 2018 10:10

Atatürk’ün kurduğu ve seçkin bilim insanları, askerler, aydınlar, sanatçılar ve din adamlarıyla Türkiye’nin çağdaşlamasının önünü açan, içinden çıkardığı Demokrat Parti’ye kaybettiği seçim sonrası iktidarı emanet ederek çok partili sisteme geçişe vesile olan Cumhuriyet Halk Partisi, bugünlerde ne yapacağını bilemez halde davranan yöneticilerin esiri olmuş durumdadır. Ana muhalefet partisi konumunu istikrarlı bir şekilde koruyan, iktidar olmak için doğruları yapmayı beceremeyen ve kımıldamadan dursa bile sürecin birinci parti haline getireceği dönemlerde, yaptığı hatalarla iktidarı yeniden ve yeniden AKP’ye geri veren bu yöneticiler için söylenecek çok söz var elbette…

 

 

 

Dr. Semih DİKATLİ H&H YORUM
Yıllar önce bir yazımda CHP’nin artık bir müze partisi olması ve yeni bir muhalefetin önünü açması gerektiğini söylemiştim. Böylece Atatürk’ün kurduğu bir parti üzerinden Atatürk’ün rencide edilmesinin de engelleneceğini ifade etmiştim. Bu yazımın üzerinden geçen yıllarda ne oldu peki? CHP’yi yönetenler neler yaptı?

 
CHP sayısını unuttuğum seçim kaybetti. Atatürkçü ve vatansever birçok üyesini ya yönetim kademelerinden ya da partiden uzaklaştırdı. Bazı önemli isimleri ihraç etti. Yerlerine ise; Atatürk’e kefere diyenleri, PKK ile düşüp kalkanları, FETÖ bağlantısı açıkça ortada olanları, mezhepçilikten başka iş bilmeyen bazı kişileri parti kadrolarında önemli konumlara getirdi. Atatürk resimlerini vekil odalarından kaldıranlarI değil, bunu konu edenleri ihraç ederek Atatürk’le işlerinin kalmadığını, sadece Atatürk’ün adını kullandıklarını teyit etti.

 
AKP’nin tüm yanlışlarına, hukuksuzluklarına rağmen iktidarda kalmasının bir şekilde önünü açan bu kadrolar için söylenecek çok söz var elbet ama ben kitle psikolojisiyle ilgilenen bir psikiyatr olarak tek bir şey söylemeyi tercih ediyorum: “Bu yöneticiler kitle psikolojisinden hiç anlamıyorlar. Üstelik söz de dinlemiyorlar.”

 
Yoksa en kritik seçimlerde inanılmaz hatalar yapmalarını başka türlü açıklamak zorunda kalırım kibunu yapmayı hiç istemem.

 
Ekmeleddin fiyaskosuna mı yanalım yoksa sloganın “Ekmek için Ekmeleddin” olmasına mı? “Tıpış tıpış oy vereceksiniz” denmesine mi yanalım, AKP seçmenini aşağılayan açıklamaları mı? AKP seçmeni için bir ilah haline gelmiş Cumhurbaşkanı için “Vatan haini” denmesine mi yanalım yoksa sadece FETÖ tapeleri üzerinden seçim kampanyası yürütülmesine mi?

 
MHP ve AKP halkı “Milli İttifak” adı altında toplamaya çalışırken Selahattin Demirtaş’ı ziyaret eden genel başkan yardımcısına mı yanalım yoksa hala din üzerinden mesajlar veren vekillere mi?

 
Yanacak ve yazacak çok şey var ama hadi olanlara iyi niyetle bakalım ve diyelim ki; “CHP sadece Atatürkçülük ve sosyal demokrat söylemlerle halktan daha fazla oy alamayabilir. O nedenle de bu yöneticiler dört tabana oturmaya çalışıyor. Bu kabulden yola çıksak bile, başka bir sürü sorun ve soru ortaya çıkmıyor mu?

 
1- Hiçbir ideolojisi kalmamış, genel başkan yardımcıları, genel başkanı, vekilleri, üyeleri bile 80 tabana oturmuş bir parti güvenilir bulunur mu?
2- Kitleyi kazanmak için doğru olan şey nabza göre şerbet vermek midir?
3- AKP ve HDP seçmenini kazanmaya uğraşırken kendi tabanını kaybetmek nasıl bir aymazlıktır?
4- Yine kazanmak istediğin insanlara ve onların inandığı liderlere hakaretler de bulunmak ne kadar anlamlıdır?
5- Projeler üretmeden sadece eleştirerek insanlara umut olabilmeyi düşünmek nasıl bir saflıktır?
6- Seçim sandıklarını koruyamayan, seçimi evinde pijamayla izleyen, mühürsüz oylar sayılırken ses çıkarmayan birilerinin kendi seçmenine ilerisi için umut olması mümkün müdür?

 
Sorulacak onlarca sorudan bazılarını sordum sadece… Herkes şapkasını önüne koysun ve düşünsün. CHP gerçekten seçim kazanmak istiyorsa, kurucu parti ideolojisine geri dönmeli, projeler üretmeli, kavgayla değil hoşgörüyle ve umut projeleriyle diğer seçmenleri kazanmanın yolunu bulabilmelidir.

 
Halk kendisine “umut” değil ama “umudu umut etmeyi “veren bir iktidara sımsıkı yapışmışken, kazanmak isteyen muhalefetin bu halka,“gözle görülür, elle tutulur gerçek bir umut” sunması gerekir. Bu da kavgayla değil, herkese mavi boncuk dağıtarak değil, söverek hakaret ederek değil, ancak ve ancak gerçek umut dolu projeler ve hoşgörülü bir kampanyayla olur.

 
İktidara gelindiğinde yapılacak gerçek projelerin, ayrıştırmayacak bir hükümetin ve adaletle işleyen bir devletin azıcık da olsa ışığını gören her seçmen oyunu değiştirmeyi düşünecektir.

 
CHP böylesine olgun ve akılcı davranabilir mi?

 
Yazık ki hayır…

 

 
Dr.Semih Dikkatli

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…