CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç:’Türkiye’de istihbarat zaafiyeti var’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç:’Türkiye’de istihbarat zaafiyeti var’
21 Eylül 2013 19:30

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, İzmit’te yaptığı açıklamada Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yönelik roketatarlıda istihbarat zaafiyeti bulunduğunu belirterek, “Ankara’nın ortasında elinde bir roketatarla Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı tesisleri vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır. Bunun bahanesi yoktur. Türkiye’nin istihbarat teşkilatı ne yapıyor. İmralı ile Kandil arasında kuryelik mi yapıyor. Başka görevi yok mu. Görevini niye yerine getirmiyor?” dedi.

Haluk Koç, Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, İl Başkanı Yalçın Kuşkan, İzmit Merkez İlçe Başkanı Selman Yıldırım ve diğer partililerle görüştü. İzmit’in ünlü Yürüyüş Yolu’nda da bir süre yürüyerek vatandaşlarla sohbet eden Haluk Koç kent merkezindeki  bir otelin salonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Haluk Koç, bir soru üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi ve adı sık sık adaylık için gündeme gelen Mustafa Sarıgül ile ilgili soruyu cevaplandırırken, İstanbul sonuçlarının siyaseti genelde etkileyeceğine dikkat çekti. Koç şunları söyledi:

SARIGÜL’ÜN ADAYLIĞI

“Yani İstanbul’da kaybedecek olan bir AKP, daha sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayını seçtirmekte zorlanacak, seçtiremeyecek. Ondan sonra yapılacak genel seçimlerde de çok daha farklı bir sonuç ortaya çıkacak. Onun için İstanbul kilit bir siyasi hedef. Sayın Başbakan da bunun farkında. Onun icin CHP’de değişik isimler tartışılıyor. Sayın Mustafa Sarıgül ile ilgili sayın Genel Başkanımızın sözlerinin üstüne herhangi bir şey söylemeyeceğim. CHP’ye kaydolmak herkes için açık. Kurallar belli. CHP’de nasıl aday tesbiti yapılacağı da belli. Eğer kamuoyu ve parti tabanı belirli bir ağırlıkta belirli bir aday üzerinde birleşirse CHP’nin adayı odur. Sabah erken kalkıp Ankara’ya gidip iki yakın tanıdık bularak aday olma döneminin bittiğini ifade etmiştik.”

ÖN SEÇİM

Haluk Koç bir başka soru üzerine, CHP’nin aday belirlerken belirli merkezler dışında ön seçim yapacağını belirtirken, “Partiler, merkezi idare ve merkezde bulunanların yetkilerini kullanmasıyla aday belirleme yönletemlerine çok alıştılar. Bu genel seçimlerde de yerel seçimlerde de böyle olageldi. CHP’de başlayacak bu talep, bu uygulamalar umarım iktidar partisinde de, diğer muhalefet partilerinde de bundan sonra kendi üyelerinin taleplerinin yaşama geçirileceği değişik noktalarda yarışlar haline döner. Onlara da iyi örnek olmaya çalışırız” dedi. Haluk Koç şöyle devam etti:

GENEL BAŞKANLAR PADİŞAH OLMASIN

“Ama Başbakan direniyor. Demoktarikleşme diyorsunuz, ‘benim kendi ihtiyacıma göre demokratikleşme’ diyor. Genel toplumun ihtiyacı sözkonusu değil Başbakan’ın gözünde. ‘Seçim yasaları değişsin, genel başkanlar padişah olmasın’ diyoruz. Bizzat bunu Kemal Kılıçdaroğlu söylüyor. Onun cümlesi. Ama Başbakan bırakın kendi siyasi partisinde tek seçici olmayı, ‘ben hem Cumhnurbaşkanı olayım, hem başbakan yetkilerini kullanayım, hem de siyasi parti genel başkanı yetkilerini kullanayım’ diye bir arayış içersinde. Onun için,  ‘demokrasi-demokratikleşme ve başbakan’ yanyana geldiğinde birbiriyle çok uyumlu kavramlar olmadığı ortaya çıkıyor.”

TÜRKİYE BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR EVİ GİBİ

Ankara’daki roketli saldırı ve terör sonusu hatırlatıldığında, “Terör nerden gelirse gelsin hepimizin ortak bir dille lanetlemesi gereken bir olaydır. Hemen eleştiriye geçecek diyeceksiniz ama, bunları belirtmek zorundayım. Türkiye’de bir istihbarat teşkilatı var” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mayıs sonu, haziran ayının ortalarına kadar insanlar kent duyarlılığı ile demokratik anayasal gösteri yapma haklarını kullandılar. Orantısız bir şiddetle karşılaştılar. 6 yurrttaşımız hayatını kaybetti. 11 gencimizin gözü çıktı. Bir o kadar değişik yerlerden yaralı var. Bugüne kadar tutuklular saçma sapan fezlekeler, sosyal medya ve kamera görüntüleri dahil bir cadı avı başlatıldı Türkiye’de. Diğer yanda Türkiye’nin dağlarında değişik renkli bayraklarla kendi güvenlik güçlerini oluşturup kendi egemenliklerini kurmaya çalışanlar. Diğer yanda elinde roketatar soba borusu almış çarşıdan da evine gidiyor gibi dolaşan insanlar. Yani Türkiye’de birileri cadı avı peşinde koşarken, demokratik haklarını kullanan insanlara gençlere karşı, diğer taraftan asıl yapması gereken işleri yani istihbarat görevini yerine getirmedikleri çok açık. Ankara’nın ortasında elinde bir roketatarla Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı tesisleri vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır. Bunun bahanesi yoktur. Türkiye’nin istihbarat teşkilatı ne yapıyor. İmralı ile Kandil arasında kuryelik mi yapıyor. Başka görevi yok mu. Görevini niye yerine getirmiyor? Türkiye Biri Bizi Gözetliyor evi gibi. Herkes birbirini dinliyor. Muhalefeti dinleme bitti, yurttaşları fişleme bitti, şimdi birbirlerini dinlemeye başladılar. Bunların böcekleri çıkıyor.”

Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün yaptığı konuşma hatırlatıldığında ise, “Bugün Başbakının veciz sözlerinden faydalanamadım. Ben Karayoluyla geldim. Bunu siyasi eksiklik olarak da görmüyorum. Çünkü her gün biteviye biteviye sonsuz sınırsız saçmalama hakkını kullanan bir kişiyi siyaseten cevaplamak, yorumlamak da artık çok güçleşti. Dünyanın hiç bir demoktarik ülkesinde o ülkeyi yönetenler her gün ülkenin büyük televizyon kanallarını, bütün görsel yayın organlarını kendi yaptıkları konuşmalarıyla bunu naklen yayınlamaya mecbur etmezler. Bu hiç bir demokraside yoktur” diye konuştu.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

Haluk Koç, demokratikleşme paketi ile ilgili olarak da şunları söyledi:

“Başbakan bunu geçen hafta açıklayacaktı. Sonra bu hafta başında açıklanacağı söylendi. Şimdi redakte ediyor arkadaşlar denildi. Ay sonunda açıklayacağım dedi. Demek ki pazarlık ettikleri odaklarla henüz pazarlık noktaları bitmemiş. Muhalefetin bir bilgisi yok. Açık söyleyeyim. Sivil toplum kuruluşlarının yok. Üniversitelerin yok. Başbakan sürprizlere hazırlıklı olun. Sihirbaz mısın sen. Torbadan tavşan mı çıkartıyorsun? Konu demokrasi. Ne çıkarsa. Ne çıkacak. Yüzde 10 seçim barajını kaldırabilecek mi? Siyasi partilerdeki lider sultasını, padişahlık yetkilerini kaldıracak siyasi partiler yasasında değişiklik yapabilecek mi? Mümkün mü? Yargının bağımsızlığını sağlayacak adımlar atılabilecek mi? Mümkün mü? Gösteri ve toplantı yürüyüşü yapma hakkında düzenleme yapılabilecek mi? Terör tanımı değişecek mi? Düşünce ve ifade özgürlüğü teminat altına alınabilecek mi? Bunlarla ilgili bir şey yok. Ne var masada? Bir uçta Recep Tayyip Erdoğan, bir uçta İmralı Kandil. Arada da kuryeler. Pazarlık ne masanın üstünde? Başbakanın yakın dönem kendi siyasi çıkarlarını koruyacak bir takım talepler. Öteki ne nihai hedefine varmak için bir iki parça daha de kopartabilirim diye, masanın altından da silahı terörü şantaj olarak tutan bir yapı. Gerçek demokratikleşme nasıl olur. katılımcılıkla olur. Çoğulculukla olur. Tüm meşruiyet içerisindeki siyaset kurumlarının sürece katılımıyla olur. Şeffaf olur. Açık olur net olur. Ben açıklamayacağım siz de bunu yiyeceksiniz. Kral mısın sen?”