Tamamen çürümüşlük o kadar çok ki…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Dün Kılıçdaroğlu’nun abisinin cenazesi vardı.

 

 

Buna rağmen gece boyu Kılıçdaroğlu’nu tartıştı CNN-Türk.

 

 

Dün gece başka bir konu bulabilirlerdi, insanın düşmanı bile bir cenaze arası verir.

 

 

Bunlar kafayı yemiş Kılıçdaroğlu ile. Sağlıksız bir saplantı derdi onlara psikiyatrist ama tabii burda söz konusu olan bireysel değil, siyasal bir olay. Görev başını yemek ve toplumda şüphe ve güvensizlik yaratmak.

 

 

Buna rağmen hala şaşırabiliyorum cenaze gecesi bile Kılıçdaroğlu diye tepinmelerine. Hayret, hayret, siz ananızdan siz babanızdan hiç terbiye görmediniz mi?

 

 

 

ŞUNU DA SÖYLEMEM LAZIM

 

 

Aslı Baykal önceki gün bir açıklama yaptı ve şöyle dedi…

 

 

“Bu yola çıktığım zaman, babama komplo kuran gayrımilli odağın karşıma çıkacağını biliyordum. Görüyorum ki çok aceleciler. Onlarla elbette hesaplaşacağız.”

 

 

Aslı Baykal son günlerde toplam söyledikleri ile birlikte ele alındığında, Kılıçdaroğlu ve CHP’deki çevresini kastediyor.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki birçok kişiyi harika bulduğum söylenemez ama doğruya doğru, eğriye eğri.

 

 

Kılıçdaroğlu, evet, Baykal istifa ettikten sonra Genel Başkan oldu ama….

 

 

Bunu sağlayan ABD veya Fetö veya başka bir şey değildi.

 

 

Bunu yapan Önder Sav idi.

 

 

Önder Sav o dönemde CHP içinde başkan olabilecek kişilerle rekabet duygusu içinde olduğu için, rekabet duygusu gütmediği Kılıçdaroğlu’nun adını gündeme getirdi.

 

 

Ki, Kılıçdaroğlu Şaban Dişli ile alakalı olayları patlattığı için o dönemde artık öne çıkmıştı.

 

 

Fakat Kılıçdaroğlu’nun aklında Genel Başkanlığa talip olmak yoktu.

 

 

Kılıçdaroğlu zaten siyasete de Deniz Baykal’ın ısrarları ile girmişti.

 

 

Aklında, yükseleyim, Genel Başkan olayım, diye bir şey yoktu.

 

 

Ama devlet bürokrasisinden gelmesi ve yolsuzluk gibi şeyleri kolay seçebilecek olması nedeniyle Şaban Dişli olayını o dönemde müthiş bir şekilde patlatınca tanındı.

 

 

Tam o dönemde de Baykal’ın kasetleri ortaya çıkıp, da Baykal istifa edince kim Genel Başkan olacak sorusu ortaya çıktı.

 

 

Ve, o dönem ipler tamamen Önder Sav’ın elindeydi, hatırlayın bir veya geçmişe dönük okuma yapın internetten.

 

 

Ki, Baykal da Kılıçdaroğlu’nu seviyordu ve Şaban Dişli olayından sonra Kılıçdaroğlu’nu muhakkak yükseltecekti, Genel Başkan yapmayacaktı tabii ama ona CHP’ye yüksek bir pozisyonun kapısını açacaktı.

 

 

Ki, ben Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de meşhur olduğu momentumu bizzat yaşamış birisiyim.

 

 

Şaban Dişli olayı patlayınca, Kılıçdaroğlu ile telefonda konuştum.

 

 

Çok sakin bir şekilde bu olayı nasıl keşfettiğini anlattı bana.

 

 

Ve, o anda bir akrabasının yazlığındaydı Kuzey Ege’de.

 

 

Bana dedi ki, sizinle akşam konuşmaya devam edelim ve bana bir ev telefon numarası verdi.

 

 

Ama işte, tam da o gün, ben onunla konuştuktan hemen sonra Kılıçdaroğlu CHP’de patlamıştı ve artık ulaşılmaz olmuştu.

 

 

Ne o gün ulaşabildim ona ne de daha sonraki günlerde.

 

 

Zaten Baykal onu o gün Brüksel’e yolladı.

 

 

Yani, Kılıçdaroğlu’nun yükselişi Baykal ile başladı ama tam da o günlerin arkasından gelen yakın günlerde Baykal istifa edince Baykal devreden çıktı ama bu sefer de ipleri elinde tutan Önder Sav da Baykal gibi Kılıçdaroğlu’na Şaban Dişli olayından dolayı sempati duyduğu ve başka da kimseyi Genel Başkan yapmak istemediği için Kılıçdaroğlu’nun yolunu açtı.

 

 

Yani, tweetter’lerinizde atıp, tutarken, destekli atın, gerçeğe bağlı kalın.

 

 

Nefretlerinizle gerçeği ayırd edecek bir entelektüel kalibre gösterin.

 

 

Bunu yapın önce, bunu yapmayanları ben artık siyaset sahnesinde görmeye dayanamıyorum.

 

 

Kalite… Önce kalite. Fikir namusu, gerçeğe bağlılık vs. vs.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar