Benim Genel Başkan adayım

Benim Genel Başkan adayım
31 Ekim 2012 18:14

Milyonların “Seferberlik Buluşması”na, CHP’liler olarak iyi ki de katıldık! Orada pek çok kişi gibi ben de harika bir karşılaştırma yaptım. Bu mitingte Kılıçdaroğlu’nun yerine geçecek bir aday buldum!..


Av.Cemil CAN H&H YORUM

CHP’liler olarak elimizi çabuk tutalım, Atatürk gibi böyle dahi bir çocuk, ancak 100 yılda bir geliyor…
 
Kimden söz ettiğimi hemen söylemiyorum. Tarif edeyim de siz tahmin edin.  Bir kere  Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiç bir eksiği yok, o kadarını söyleyeyim. Fazlası ise pek çok.  Her şeyden önce o bir TESEV üyesi değil. SOROS’çuları akıl hocası olarak el üstünde tutmuyor. Cemaatçilerden  bir tek danışmanı yok. Onları Genel Merkez’e doldurup, tepemize çıkartmıyor. Partinin milyonlarını çar çur ettirmiyor… Üyelere hesap verir, yeri geldiğinde hesabını da sorar… “Hesap uzmanlığını” takma ad olarak kullanmıyor!..
 
Benim genel başkan  adayım, eksiksiz bir Atatürkçüdür. “Tam bağımsızlık” ve “antiemperyalizmi” kendisine şiar etmiştir. Geçmişinden asla utanmıyor, aksine Cumhuriyet Tarihi’mizle övünüyor. Örneğin; İnönü dönemini hiç bir zaman kötülememiş.  Mustafa Kemal’e,  Atatürk demekten de hiç erinmemiş!.. O Atatürk’ü, Dersim’de “Soykırım” yapmakla suçlayanları baş tacı etmiyor!..
 
Benim başkan adayım, elinde bebek katili Abdullah Öcalan’ın “yol haritası” ile kapı kapı dolaşmıyor!.. “Siyasi hayatını sona erdirmek” gibi saçma fikirleri yok!.. Çünkü bu tür fikirler, CHP’nin tabanına rağmen, genel başkanın  bildiğini yapacağını söylemesiyle eş anlamlıdır. Elbete  hiçbir şekilde “kolektif irade”ye saygıyı içermiyor. Benim genel başkan  adayım,  hiç bir yerde teröristlerle mücadele yerine müzakereyi önermiyor!… Fikirleri yerli yerine oturmuştur, kendi içinde tutarlı bir liderdir!..
 
Benim genel başkanı  adayım,  sanki TSK yenilmiş de “ateşkes” ilan edilmiş gibi, Oslo’da yapılan görüşmelere meşruiyet kazandırmak için üstünü başını paralamıyor…
 
Benim genel başkan  adayım, “Biz yargılanmasınlar demiyoruz…” diyerek, “Silivri Hukuku”nu da meşrulaştırmamış!..  Referandumda “hayır” dediği ve daha sonra da AKP’nin  “kırmızıçizgisi” olarak ilan ettiği değişiklikleri, tartışmadan  kabul etmiyor… O masada oturmanın,  yakın geçmişte “hayır” dediği değişikliklere, gerekçesiz olarak  “evet” demek anlamına geldiğini biliyor!..
 
Benim genel başkan adayım, emperyalizmin “tanıtım ve reklam bürosu” haline gelen, “Sosyalist Enternasyonal”e başkan yardımcısı olmaya hiç heveslenmiyor!.. Aynı şekilde emperyalizmin “işgal birliği” görevini yürüten NATO’yu kutsayıp önümüze koymuyor!.. Benim genel başkan adayım, NATO ile uzaktan yakından bir ilgisi olmayan Libya’ya, TSK’nin NATO gücü olarak gönderilmesine “evet” demiyor!..
 
Benim başkan adayım, 29 Ekim 2012’te Birinci Meclis önünde, Türk halkı ile birlikte Cumhuriyet’i  yeniden kurmak için bir miting düzenlenmesine öncülük ediyor. Parsayı toplamak için düzenlenmiş mitinglere iştirak etmiyor!.. Benim genel başkan adayım, mitingi dağıtmak üzere “Biber Gazı ve Tazyikli Su Bakanı”na emir veren Erdoğan’ı, teröristlere karşı ülkesini savunan Esat’a benzeterek, çamları devirmiyor!..
 
Benim başkan adayıma,  BOP içinde kimse bir rol veremez, ona “Gençliğe Söylev” de tarif edilenlerden başka bir  “görev” de teklif edemez!..
 
Benim genel başkan adayım, kendisine dalkavukluk ve kapıkulluğu yapanların sözlerine itibar etmiyor. Dostlarının  eleştirilerden  yararlanıp, onlara küsmüyor!.. Atatürk’ün koltuğunda oturduğunu hiç bir zaman da aklından çıkarmıyor. Onun  gibi dik  duruyor!..
 
Benim genel başkan  adayım, gençtir ama bu yönü bir eksiklik sayılmaz. Çünkü o, Onur Öymen gibi  konusunda uzmanlaşmış kişilerin, deneyimlerinden fazlasıyla yararlanıyor. Hüseyin Aygünleri, Sezgin Tanrıkullarını değil, yurtseverleri yanında tutuyor. Böylece deneyimsizlikle suçlanamıyor!.. Bu nedenle gençliği, onun hanesine artı olarak yazılıyor!..
 
Benim genel başkan adayım, inançlı bir Atatürkçüdür. Yorulmak nedir bilmez, üretkendir, ülkesi için ha bire çalışır durur,  gençliği de arı gibi çalıştırıp, acıları bal eder!..
 
CHP’nin böyle bir genel başkana ne biçim ihtiyacı var!..  
 
Bizi de emekliliğimizde peşinden  koşturacak  böyle biri var!..
Dİ K K A T!…
Künyesini okuyorum:  
Adı: İlker, Soyadı:Yücel…
Şu andaki görevi: Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı…
Görev yeri: 780 bin kilometrekarelik Türk’ün vatanı…

 

Şaşırmadınız değil mi?
Ben de bu teklifi getirdiğim için utanmadım, pişman da değilim!..
 
TGB’nin kahraman üyelerine bir ricada bulunuyorum: Hiç değilse Cumhuriyeti yeniden inşa edene kadar, İlker Yücel’i emaneten bize verin. Eminim, CHP’nin gençliğini de ayağa kaldıracaktır! Uyuşuk Gençlik Kollarımızın üstündeki ölü toprağını süpürüp, bir köşeye ancak o atabilir!..  
 
Atatürkçü nasıl olunur, Kemalizm’e nasıl sahip çıkılır, yurttaşlık nasıl hak edilir, adam gibi adam nasıl olunur, bizimkilere de öğretsin!..  
 
Sonra  emanetinizi geri alırsınız…
Minnettar kalırız, teşekkür ederiz!..


Yazarın Son Yazıları:
‘Bağımsızlık’ mı ‘hırsızlık’ mı?!..
Devletin ‘özel’i olmaz!..
‘Cesaret ödülü’nün bedeli!..