‘Ben alırım’ ifadesi yanlış

‘Ben alırım’ ifadesi yanlış
3 Haziran 2021 14:32

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, akşam Habertürk’deki programında, bu, artık haberlerini bile okumadığım, bini bir para siyasal İslamcı kalıntısı, din devleti kurulsun hayalcisi, güya imam tiplerin Atatürk’e hakaretinden söz ederken, dedi ki, “Ben olsam onu görevden hemen alırdım.”

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Şimdi, bu güya imam benim en fazla midemi bulandırır ama yine de hukuk devleti ilkelerini takip etmek zorunda herkes ve hepimiz her daim hukuk devleti kurallarının bilincinde olmak durumundayız yoksa gider Erdoğan gelir taklidi.

 

 

Muharrem İnce demek istiyor ki, ben Cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydım, onu hemen görevden alırdım.

 

 

Ama bu kurumsal demokrasi düşüncesi değil.

 

 

Cumhurbaşkanı veya muadili başbakan herkesi direkt görevden alamaz.

 

 

Yok, böyle bir şey.

 

 

Görevden almalarda idari hukukun yolu izlenir veya o konuda düzenleme neyse ona göre hareket edilir.

 

 

Yoksa iş şuna döner…

 

 

“Bunu görevden aldım, şunu da aldım, Merkez Bankası Başkanını da aldım, emniyet müdürünü de yarın alı’cam, öteki emniyet müdürüne telefon edip, şu kişiyi bıraktır’ıcam, şu kişiyi tıktır’ıcam, vs. vs.”

 

 

Bu işin sonu gelmez.

 

 

Ülkemizde hükümete talip olan siyasetçilerden artık hukuk devleti dilini ve tutumunu beklemek zorundayız.

 

 

“Ben” ifadesine mesafeli olmak durumundayız.

 

 

Ben alırım, ben aldım, ben yaptım.

 

 

“Eyyyyyy, bennnnn yaparım” devam ettikçe Erdoğan kopyaları yaşar ve bunu istersek bundan çok muzdarip olmaya devam ederiz.

 

 

SEDAT PEKER’İN PROFİLİ

 

 

Bunu daha geniş bir zamanda yazmak isterdim ama geniş bir zaman göremiyorum yakın gelecekte.

 

 

O nedenle özetliyorum….

 

 

Sedat Peker’in konuşmasını hayatımda ilk kez bu yayınladığı videolarda duydum, gördüm.

 

 

Çok şaşırdım çünkü sesi çocuk sesi gibiydi ve çocukken bir konuşma bozukluğu olmuş olduğunu gösteriyordu konuşması.

 

 

Çok şaşırdım. Mafya babası olarak tam resme uymuyordu.

 

 

Sedat Peker özellikle de son yıllarda, muhalefete karşı kullanmış olduğu iğrenç ifadelerden dolayı hepimiz için aslında bir nefret objesi idi.

 

 

Şimdi bu videolarını izlerken, şunları düşündüm…

 

 

1-Videoları yayınlama sebebi kendisini çok kızdırmış olmaları, bu bakımdan tabii ulvi bir çıkış noktası yok

 

 

2-Öte yandan söylediklerini inanarak ifade ediyor, yani uzun yıllardır yaşadıklarından sonra kendisinin de parçası olduğu ilişkiler düzenine tepki duyar hale gelmiş (ben suç örgütü, siz temiz ha, demesinde gerçekten samimiyet var mesela)

 

 

3-Solcuların, Atatürkçülerin vs. desteğini kazanmak onun için çok önemli, bu onda bir gönül ihtiyacı, yani gerçekten onlarla barışmak istiyor. Devamlı olarak geçmişte yaptıkları hakkında özeleştiri yapıyor. Mesela diyor ki, “Biz gençtik, bize vatan, millet, sakarya dediler ve gaza geldik” diyor.

 

 

4-Nazım Hikmet ve Uğur Mumcu’ya olan saygısını dile getiriyor ve bunda samimi

 

 

5-Birçok kişi tetikçi yapılıyor vatan, millet diye, sonra görüyorsunuz ki, asıl mesele kendi çıkarları derken samimi, insan kanı dökmeye çok mesafe almış, bu da görülüyor

 

 

6-Bir yandan kendisini destekleyen klasik tabana, Turan vs. diyerek onların desteğini kaybetmemeye çalışıyor ama rahat olsa solculara çok haksızlık ettik, Hürriyet’i de basarken de çok fena kullanıldık pis bir şekilde, diyecek kıvama gelmiş aslında

 

 

7-Şu anda ne yapacağını bilmiyor, bende bıraktığı izlenim bu, bir çıkış yolu arıyor, ne kadar ileri gitmek istediğinden emin değil, hükümeti daha ne kadar kızdırmak istediğinden emin değil. Zira haliyle korkuları var. Birleşik Arap Emirlikleri gibi ne yapacağının hesaplanması mümkün olmayan bir ülkede neyi ne kadar yapabileceğinden emin değil.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet
Kuyruğundan iyi tutuyor