Bekaroğlu’nun CHP’ye geçmesi fikri ve Numan bey

Bekaroğlu’nun CHP’ye geçmesi fikri ve Numan bey
15 Temmuz 2012 23:10

Numan Kurtulmuş’un AKP’ye geçeceği iyice belli olup da, HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu Kurtulmuş’a kızdığını belli edip, ardından da istifa edince aklıma gelen ilk şey, “Kurtulmuş AKP’ye geçtiyse Bekaroğlu da CHP’ye geçsin, iyi olur” oldu.

 
Az önce de bu fikrin sadece benim değil çok sayıda kişinin aklına geldiğini anladım Halkın Habercisi’ni okuyunca.
 
Hem Bekaroğlu’nu hem Kurtulmuş’u tanıyorum.
 
Kurtulmuş ile yüzyüze tanışmış, Bekaroğlu ile ise, epey sayıda telefon görüşmesi yapmıştım.
 
O zamanlardan tanıdığım bu iki insan hakkında edindiğim izlenimler şöyle:
 
1-Bekaroğlu daha isyankar ruhlu, kişiliği daha bağımsız olarak tekamül etmiş, samimi, tepkisini ortaya koymaktan çekinmeyen, sosyal konularda makul düşünen ve ideolojik olarak saplantılı olmayan birisi, insanda, “bu adam Milli Görüşçü” hissini hiç uyandırmıyor, ki, ben bu izlenimi edineli nerden baksanız bir 5 sene olmuştur
 
2-Numan Kurtulmuş söylemindeki Milli Görüşçü tonu bir yana bırakırsak, kişiliğinin gelişimi esnasında hiç özgür olamadığı, bunu sonradan da aşamadığı, çevre baskısına çok kolayca boyun eğdiği belli olan birisi.
 
Biraz daha açarsam…
 
2009 yerel seçimleri öncesinde HAS Parti henüz Saadet Partisi’nden ayrılmadan önce ve Kurtulmuş halen SP Genel Başkanı iken Fatih’te SP’ye yakın kişilere ait bir büroda Kurtulmuş ile bir röportaj yapmıştım.
 
Numan Kurtulmuş son derece nazik, yumuşak başlı ve insanlara davranışları son derece uygar olan birisi olarak gözüme çarptı.
 
Sorduğum sorulara cevap verirken Nuh Nebi’den kalma G8 gibi Milli Görüş tezlerini anlatırken söyledikleri ile aslında iç dünyasının farklı olduğunu ve kendi saklı ruhunda epeyce de bir sekülerleştiğini düşünmüştüm.
 
Başka bir açıdan da şu vardı…
 
Onunla röportaj yaparken yalnız hiç bırakılmadık.
 
Ben onunla konuşurken arkadaki koltuklara dizilmiş yaşlı yaşlı adamlar vardı.
 
Durum o kadar komikti ki…
 
Adamlar sorularımı ve Kurtulmuş’un verdiği cevapları yakın takibe almışlardı.
 
Bu tür bir davranışı 14 yaşındaki çocuğa bile yapamazsınız, sizi odasından dışarı atıverir.
 
Ama Kurtulmuş bu tabloyu tamamen kabul etmiş ve normal bulurmuş bir havadaydı.
 
Bir ara Kurtulmuş’a, biraz da arkadaki adamları dikkate alarak, “Sizin çevrenizde dinazorların olduğu ve sizi hep baskıladıkları söyleniyor” dedim…
 
Arkadaki adamlar zıpladı…
 
“O ne demek öyle, ne kadar ayıp, dinazor da ne demek” gibi laflar etmeye başladılar.
 
Kurtulmuş soruma kızmadı, hatta hoşuna gitti ama arkadaki adamların hoşuna gidecek bir yüz ifadesi takınmaya çalışarak, “Hiç öyle şey olur mu, yok böyle birşey.” gibi cümleler kurdu.
 
Bluğ çağında baba-dede baskısı altında ezilen, bundan hoşlanmayan ama bunu belli etmesi veya tepki vermesi imkansız kılınmış genç çocuklara benziyordu.
 
Esasen sonradan ayrıldı bu “kötü huylu” yaşlı adamlardan.
 
Ama Kurtulmuş siyasette kendi başına hareket edebilecek veya bir yol oluşturabilecek birisi değil.
 
Bunun için hala daha çok az bağımsız kişiliği.
 
Ve, bir de kanımca Kurtulmuş geçmişte pekala da Refah içindeki yenilikçilerle (sonraki AKP) hareket edebilecek birisiydi.
 
Ama hemen hemen eminim ki, o zaman da çevresindeki bir yaşlı ona AKP’ye geçerse ona çok kızılacağını belli etmiş, Kurtulmuş da çekinmiştir.
 
Sonradan da yavaş yavaş biraz biraz cesaret alıp, Erbakan’ın çocukları ve çevresi faktörünün ortaya çıkardığı zorunluluklar neticesinde önce HAS Parti’ye adımı başarmış, HAS Parti’de yapabileceği özgün birşey olmadığı için de kapağı, kurulmuş mahalleye atmayı düşünmüştür.
 
Ancak…
 
Kurtulmuş AKP’de ne Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa, çıktıktan sonra lider olur ne de partinin ikinci adamı.
 
Onu milletvekili yaparlar ve/veya partide çok önemli olmayan bir yöneticilik görevi verirler.
 
Kurtulmuş’un AKP’ye istenmesinin nedeni AKP’ye karşı Milli Görüş tabanından veya İslamcı anti-elit çevrelerden gelecek tepkileri eritmek; onu lider yapmak veya partiyi onun eline vermek değil.
 
Ki, geçmişte AKP hakkında söykedikleri de zaten başında hep Demokles’in kılıcı olarak kalır.
 
Hülasası Kurtulmuş’un limanı AKP.
 
Bekaroğlu ise, ruhunda belli bir devinim yaşayan ve uygar bir ortama intibakı mümkün birisi olarak neden CHP’de olmasın?
 
Bence iyi olur.


Yazarın Son Yazıları:
Galiba bu iş tutacak
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet