Batı cephesinde yeni bir şey yok

Batı cephesinde yeni bir şey yok
22 Temmuz 2015 10:38

AKP sadece dışarıda değil, artık içeride de değerli yalnızlığa terk edilmiş durumda. 13 yıldan sonra AKP’nin şifreleri içerde de çözülmüş.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 
Batı Cephesinde Yeni Bir şey Yok (Im Westen nichts Neues) Erich Maria Remarque’nin, kendisinin de katıldığı ve defalarca yaralandığı 1.Dünya Savaşı’nın, insan üzerindeki yıkıcı etkilerini, akıcı ve gerçekçi bir dille anlatan ölümsüz eserinin adıdır.

 
800 kilometre uzunluğundaki cephede, kan banyosunda çarpışan askerlerin de, hiç çarpışmaya girmemiş askerlerin de, nasıl ruhen öldüklerinin anlatıldığı ve esasen savaştan hiç kimsenin, -ruhen öldükleri için- sağ çıkamadığı fikrine vurgu yapan bir eserdir.

 
Bunu neden mi yazdık.

 
13 yıllık AKP iktidarı döneminde yaşanılan kutuplaştırıcı dilin, ülkemizde yarattığı hoşgörüsüzlük iklimini daha iyi tarif edebilmek için.

 
Bu dil zehirledi hepimizi.

 
Ölümleri kendi siyasi düşüncemize göre kutsar olduk.

 
Kendi ölüsüne üzülürken, diğerinin ölüsüne sevinene rastlıyoruz.

 
Kitapta bahsedilen, savaşan tarafların kurmaylarının, askerlerin nefret duygularını uyandırmak için verdikleri siper baskını emirleri gibi, siyasetçilerin de siyasi rakiplerini hasım belleyerek hedef göstermeleri “yaşa ve yaşat” duygumuzu köreltiyor.

 
Ortak bir gelecek inşa etmeye çok az kalmışken, gözümüzü karartan bir hırsla, geleceği yok etmeye çalışır olduk.

 
Katillerin Suruç’ta yaptığı katliama, bizden değiller(!) diye sevinenler; bilesiniz ki, orada ölenler sizsiniz, biziz, hepimiziz.

 
Hala anlamadınız mı? Ruhlarımız ölüyor.

 

 

Koalisyon Kurulabileceği İhtimaline sahiden İnanan Var mı?

 
Sayın Ahmet Davutoğlu yaşanılan katliamla ilgili olarak “ortak tavır” çağrısı yaptı.

 
Sayın Cumhurbaşkanı ise teröre karşı birlik olma çağrısı yaptı.

 
13 Yıllık iktidarları döneminde, ülkeyi savaş koşullarına getirirken bile kimseye danışmayan, hesap vermeyen, deyim yerindeyse kendinden başka herkesi ve kesimi yok sayanlar, özeleştiri yapmadan ortak tavır almaktan bahsederken, neler hissediyorlar insan merak ediyor.

 
Bu çağrıların güvenilir bulunduğunu, samimi bulunduğunu düşünüyorlar mı?

 
İşte bu sorunun cevabı bugün verildi; HAYIR

 
Dün, ülkenin kaderiyle ilgili her politik tavrın sadece kendilerini ilgilendirdiğini ve bunu belirlemekte sadece kendilerinin hakkı olduğunu düşünenler, bugün acı gerçekle karşı karşıyalar.

 
Bu acı gerçek; hiçbir partinin asla AKP ile birlikte davranmayacağı gerçeğidir.

 
Kimse onlara güvenmiyor.

 
Kimse onlarla yürümek istemiyor.

 
Hatta kimse onlarla görünmek istemiyor.
Bakmayın siz hükümet kurma görüşmelerinin yapıldığına.

 
Bakmayın siz, CHP ile yapılan görüşmelerin umut verici olduğunu söyleyenlere.

 
CHP’nin AKP ile bir koalisyon kurabileceğine ihtimal verenler bilmelidirler ki, bu ihtimal güneşin batıdan doğup, doğudan batmasından daha fazla değil.

 
Seçimlerin ortaya çıkardığı koalisyondan kaçmanın bedeli şimdiden –haklı olarak- MHP’ye fatura edildi bile.

 
Fakat MHP bu faturayı tek başına ödemeyecek.

 
İşte CHP; bu faturanın ortak ödeyeni olmak istemediğinden, koalisyondan ve hükümetten kaçıyor görüntüsü vermemek için, reel politiğin gereğini yerine getiriyor, “muş” gibi yapıyor.

 
Yani CHP aslında sadece rol yapıyor.

 
AKP’nin büyük kitleler üzerindeki aldatıcı propaganda gücünü boşa çıkarmaya çalışıyor ve bunda da çok mesafe almışa benziyor.

 
AKP ise var gücüyle koalisyonun kurulması için çaba harcıyor.

 
Çünkü koalisyon AKP için -bazılarının düşündüğünün aksine- aslında en büyük ikramiyeyi kazanmak demek olacaktır.

 
Hatta AKP bunu tek başına iktidar olmaktan daha çekici bile bulabilir.

 
Çünkü CHP ile koalisyon demek, geçmiş 13 yılı ibra etmek demektir.

 
Uykusuz bürokratların derin bir oh çekerek uyuyabilmeleri demektir.

 
Henüz tozlanmamış dosyaların raflarda çürümeye terk edilerek, hesap sorulamazlığın gerçekleşmesi demektir.

 
Kazanılmış mevzilerin sağlamlaştırılması demektir.

 
Bu yüzden AKP koalisyon için bastırırken, “yolsuzlukların üzerine gitmemek, hesap sormamak demek, CHP’yi kapatmak, kapısına kilit vurmak gibi bir şey olur” diyen Sayın Kılıçdaroğlu, -AKP’nin anti propaganda tuzağına da düşmeden- rol yaparak cevap veriyor.

 
AKP sadece dışarıda değil, artık içeride de değerli yalnızlığa terk edilmiş durumda.

 
13 yıldan sonra AKP’nin şifreleri içerde de çözülmüş.

 
Şimdi –henüz fırtınaya dönüşmemiş olan- ektiği rüzgarları biçiyor.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?