Başbuğ’un avukatına sordum

Başbuğ’un avukatına sordum
12 Temmuz 2012 17:06

Pazartesi günü için sözü edilen tahliyelerle ilgili haber bekliyorum kaç günden beri.

Sabah açıyorum bilgisayarı, haber yok, öğlen açıyorum yok, akşam açıyorum yok.

Acaba beynim sulandı da, ben mi yanlış anladım demeye başladım dünden beri.

Çünkü geçen hafta sonu yazılan haberlere göre TBMM’den geçen paketten sonra bu pazartesi tutuklu gazeteci, milletvekili ve ordu mensupları için tahliye olabilirdi.

Ve, bu beklenen haberin ne tür bir olaya ilişkin olduğunu anlamak için herkesin kendisini 1 gün kadar bir odaya kilitlemesi yeterli.

O da velev ki, evinizin içinde olsun, değil Silivri’de.

Baktım hala en küçük bir haber yok, İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer’i aradım.

“Hani tahlieyeler ele alınacaktı pazartesi günü, ne oldu?” diye sordum.

İlkay Sezer dedi ki…

“Hakimler önce duruşmalara devam etmek istediklerini, tahliye konusuna ise tutuklama incelemesini yaptıkları gün karar vereceklerini söylediler.”

“Tutuklama incelemesi yapmak nedir?”

“Şöyle; her tutuklu için kanunen ayda bir kez tutukluluk incelemesi yapılması, yani söz konusu tutuklu hala tutuklu kalmalı mı, bırakılabilir mi şeklinde ayda bir kez dosyasının incelenmesi ve yeniden karar verilmesi zorunluluğu var. Bizim dava dosyaları en son olarak 28 Haziran’da incelenmiş ve tahliye çıkmamıştı. Ondan sonra TBMM’den yeni bir yasa geçti. O yasadan sonraki ilk zorunlu inceleme tarihi 28 Temmuz. Dolayısıyla en geç 28 Temmuz’da yeni yasanın etkisinin ve de tahliyelerin olup olmayacağı görülecek.”

İlkay Sezer bunları söyledi, yani tahliye veya tahliyesizlik kararı en geç 28 Temmuz’da verilmek zorunda.

Ancak bir başka duyum daha aldım.

Bir hakim bir tutuklu avukatına önümüzdeki değil, ondan sonraki cuma günü kararı verebileceğini söylemiş.

Hakimin bu dediği olursa, karar 20 Temmuz cuma günü çıkar.

O LEVHA KALICI OLMAZ Kİ!

Ben her yaz İstanbul’dan Tekirdağ üzeri Kuzey Ege’ye gelirim.

Bu sene de geldim.

Otoyollarda sabit ve değişken olmayan yer levhaları vardır.

Ana ve bazı ikincil yerleri işaret ederler.

Tekirdağ, Hayrabolu, Şarköy vs. gibi.

Şimdi…

İstanbul Tekirdağ arasında Silivri Cezaevi var biliyorsunuz.

Bu yaza kadar Silivri cezaevini işaret eden, yola tepeden fikslenmiş ve kalıcılık arz eden bir levha yoktu.

Yolun yanına iliştirilmiş ve üzerinde, “Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları” yazan eğreti bir levha vardı sadece.

Bu yaz ama tepeye, otoyolun ana levhalarından birisi olarak simsiyah yazılı bir levha yapılmış.

Üzerinde “Silivri Ceza ve İnfaz Kampüsü” yazıyordu.

O levhayı gördüm ve içimden dedim ki…

“Ne yani otoyolun tepesine kalıcı olarak kurulmayı mı düşünüyorsun.”

Ki, levha bunu düşünse de…

Öyle bir levha o otoyolda kalıcı olmaz ki…

Zaman denen şey levhaları selekte eder ki…


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı