'Barış istiyor musun?' değil; sorulması gereken: 'PKK'nın çözüm formülünü kabul ediyor musun?' olmalı.

'Barış istiyor musun?' değil; sorulması gereken: 'PKK'nın çözüm formülünü kabul ediyor musun?' olmalı.
12 Şubat 2013 10:21

Milliyet Gazetesi’nin usta yazarı Melih Aşık, son günlerde İmralı müzakeresine itiraz edenlerin barış karşıtıymış gibi gösterilmeye çalışıldığından yakınarak, ”barış istiyor musun” yönündeki soruların anlamsız olduğunu, herkesin barışı istediğini, ama asıl sorulması gereken sorunun ”PKK’nın çözüm formülünü kabul ediyor musun” olması gerektiğini kaydetti.

 

 

 

 

 

 

 

İşte o satırlar:

Barış faturası..!
Bazı gazeteler barış kampanyası açtı…

 

 

 

Sanatçılar, aydınlar konuşuyor:
“Kanın durmasını çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz.”
“Şehit aileleri dahil 75 milyon barış istiyor.”
“Gerekirse dağa gider o çocuklan ikna ederim.”

Türkiye’de barış istemeyen kimse olabilir mi?

 

 

Olamaz…
Elbette şehit aileleri dahil herkes barış istemektedir.
O yüzden barış istiyor musun, sorusu anlamsız.
Sorulması gereken soru: “PKK’nın çözüm formülünü kabul ediyor musun?” olmalı...

Ortada tek çözüm formülü var.
O da PKK’nın formülü.

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak önceki gün Antalya’da bir kez daha seslendirdi:
- Dümdüz bir yolumuz var. O da demokratik cumhuriyet, özerk Kürdistan’dır…
Özerk Kürdistan nasıl bir modeldir?

 

 

 

İçeriğinde ne tür talepler var?
Önce bunu ortaya koyun ki, halk öğrensin, görüşünü belirtsin…
Bu bir barış mıdır, teslimiyet mi, halk karar versin.

Barış istiyor musun?
İstiyorum… Öyleyse imzala şu faturayı… Ne var faturada?

Boşver imzanı at hele… Atmazsam ne olur?
Silahlar yine patlar, ayrıca sen barışı baltalamakla suçlanırsın…
Böyle tehdit altında barış olabilir mi?