Bahçeli, Türk milleti için Tayyip kadar tehlikeli

Bahçeli, Türk milleti için Tayyip kadar tehlikeli
13 Ocak 2013 00:48

Çoktandır niyet etmiştim Bahçeli’nin numaralarını yazmaya…


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

14 Ocak’ta bir kısım, kendisine çanak tutucu kurmaylarıyla Silivri esarethanesine Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ  ve kendi partisinin milletvekili Em. Korgeneral Engin Alan’ı ziyarete gideceğini öğrenince bu vesileyle bu konuyu işlemeye karar verdim.

Öncelikle “günaydın” diyorum Sayın Bahçeli’ye.
Sonra da, ”Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” diyorum.

Evet, Bahçeli’nin çok uzun yıllar önce ”Okyanus ötesi”nden kendine verilen görev gereği çevrilen filmde veya sahneye konulan oyunda yeni bir rol üstleniyor.

Bu rol, süper ve seri katil Öcalan ile diğer PKK katillerinin ABD dostu, işbirlikçisi ve BOP eş başkanı Tayyip tarafından affedilme hazırlıkları öncesi milliyetçi, vatansever kitlelerin gazını alma görevidir.

Adama sormazlar mı şimdiye kadar nerede idin?
Sen ”şark kurnazlığı” ile zekamızla mı alay ediyorsun?
Yemezler bu bayağı numaranı Sayın Bahçeli.

Bakın kendisine ”Okyanus ötesi’‘inden verilen bir görev olduğu ve milliyetçi vatanseverlerin gazını alma operasyonu olduğu açık ki,  ”Siz İmralı’ya ben Başbuğ’a giderim” diyor.
Bu ifade tarzı Bahçeli’nin görevini okumamıza yetiyor.

Süper seri katil Öcalan’a karşı Türkiye’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u kullanıyor.
Öcalan için bebek katili demiyor; Türk Milleti ve kahraman Mehmetçik düşmanlarının süper seri katil Öcalan’ı masum ve zavallı göstermek için kullandıkları ”İmralı” sözcüğünü kullanıyor.
Atalarımız ”insan dilinin altında gizlidir” der ki, her fani içlerinde sakladıkları niyetlerini ağızlarından ani çıkan sözcüklerle açığa vururlar.
 
Bahçeli’nin yeni görevi hayırlı uğurlu olsun!

Ben Bahçeli’yi 1970’li yılların başlarından itibaren tanırım.
O tarihler de Ankara’da üniversite öğrencisiydim ve ülkücülerin Cebeci’deki meşhur ”Atatürk Öğrenci Yurdu”nda diğer adıyla Site yurdunda kalırdım ve Bahçeli, Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde yeni ve genç bir asistan olarak çalışıyordu ve çeşitli vesilelerle yurda geliyordu.

O zaman biz ülkücü öğrenciler ağabeyimiz ve büyüğümüz olarak çok saygı gösteriyorduk.

Bahçeli o zamanlar aynı zaman da ülkücü bir yapılanma olan ”Üniversite Akademi ve Yüksekokullar Derneği” kısa adıyla ”ÜMİD-BİR’‘in hem kurucu hem de genel başkanıydı.
Türkiye’nin en karanlık yılları olan 1970’li yıllarda yani anarşi ve terörün kol gezdiği o dönem de gençliğin arasında kimin eli kimin cebinde belli değildi.

MİT’in elemanları hem ülkücülerin hem de sol grupların içlerinde cirit atıyorlardı.
Ve eğitimli bu MİT elemanları öğrenci gruplarının içlerinde görevlerini iyi yapabilmek için önemli görevlere geliyorlardı.

MHP’nin son kurultayında Devlet Bahçeli MİT’e müracaat ederek oranın ne geçmişte ne de şimdi elemanı olmadığına dair belge alınca yukarıdaki anektodları yazma zorunluluğu duydum.
Sanki MİT yaptığı işlevsellik bakımından elemanı olan insanlar için “elemanım değil” demezmiş gibi.

Bu durumu 1960’ların başında Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’ne genel başkan olmak için bağlı bulunduğu mason locasından, mason olmadığına dair belge alıp kullanmasına benzettim.
Bahçeli’ye MİT tarafından verilen ”elemanımız değil” belgesi gibi Süleyman Demirel’e de 33 dereceli mason olduğu halde bağlı olduğu mason locası tarafından, mason değildir belgesi verilmiştir ve karşısındaki diğer milliyetçi genel başkan adayı Sadettin Bilgiç harcanmıştır.
Bahçeli’de MHP’ye çok şaibeli bir şekilde genel başkan olmuştur ve kaybettiği halde ”Kurultay”da ”küresel güçler” tarafından olaylar çıkarılmış, tüzük gereği 45 gün sonra yapılan yeni bir ”Kurultay”da genel başkan seçilmiştir.

Tabi bunların hepsi ”küresel güçler”in oyunları.
Adamlar çeşitli ülkeler ve bizim ülkemize oynayacakları oyunlar için 10, 20, 30, 40, 50’şer yıllık planlar yapılır.

BOP eş başkanı, ABD dostu ve işbirlikçisi Tayyip her sıkıştığında Bahçeli bir hızır gibi yardımına koşunca ”küresel güçler”in kurduğu denklemi çok daha iyi anlıyoruz.

2000 senesinde, o zaman Yeniden Doğuş Partisi genel başkanı olan Hasan Celal Güzel’e Erzurum’da Devlet Bahçeli’yi sorduğum da ”MİT’te olduğu söylenir” şeklinde yanıt vermişti.
Ülkelerin istihbarat teşkilatlarının zaman zaman birbirleriyle koordineli çalıştığını ve bazı elemanların yabancı istihbarat teşkilatlarına tam anlamıyla ram olduğunu belirttikten sonra Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin ve milliyetçilerin önünde nasıl bir engel olduğu konusuna bir kısım olumsuz icraatlarını yazarak geçebiliriz.

Bir defa 2002 senesinde, koalisyon hükümetini ilgilendiren ortada hiçbir sorun yokken, ötelerden gelen bir telefonla ülkeyi erken seçime götürerek ”küresel güçler”in taşeronu Tayyip’in yolunu açıp emperyalizmin ”Truva atı” olan AKP’yi iktidar yapan Devlet Bahçeli’dir.
Çünkü, ABD Körfez harekatını yapıp Irak’ı işgal etmesi için işbirlikçi AKP’nin iktidar olması gerekiyordu…
Çünkü Tayyip’le anlaşmışlardı.

Bugünkü Ortadoğu ve Irak’ın haline bakarak Bahçeli’nin yaptığının vahşetini anlayabilirsiniz.

2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin yetkili kurullarına hiç danışmadan ”367 açısından MHP yerini alacaktır” diyerek oylamaya katılıp, bir önceki dönem yurtsever Anavatan milletvekillerinin bu adamlara Türkiye teslim edilmez diye seçmediği AKP ve Tayyip’in adayı Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçtirip ”küresel güçler”in bütün isteklerinin yerine getirilmesine, AKP’nin çıkardığı bütün zararlı yasaların onaylanmasını sağlayıp ülkemizin perişan hale düşmesine neden olan bay Bahçeli’dir.

AKP’nin kapatılma davası sürecinde ‘‘iktidar partisinin kapatılması için açılan davanın sonuçları ve yansımalarının hukuki alanla sınırlı kalmayacağını, bu sürecin çok derin siyasi etkileri olacaktır” diyerek ”anarşi çıkabilir” tehdidini savurarak açıkça Tayyip Erdoğan’a destek vermiştir.

Wikileaks belgeleri yayınlanıp, Tayyip Erdoğan’la ilgili olumsuzluklar ve İsviçre bankalarındaki 8 ayrı hesapta milyar dolarları açığa çıkınca ‘‘Parti olarak yabancı bir ülkedeki internet sitesine dayanarak ve sağladığı bilgilere bel bağlayarak AKP hakkında hüküm vermeyiz ve iç politikamızın malzemesi olarak kullanmayız. AKP ne kadar yanlışa düşse de ve ihanete uzanan hatalar yapsa da bunları biz milletimizden başka kimseyle konuşmayız ve iç politikamıza dışarıdan müdahalelerin yapılmasına kararlılıkla karşı çıkarız” diyen Bahçeli adeta AKP avukatlığı yapmıştır.

”Küresel güç odakları”nın taşeronu milli varlıklarımızı ölmüş eşek ederine yabancılara satan AKP’yi savunmak görevli Devlet Bahçeli’ye düşmüştür.

24 Mart 2011’de en az 50 bin Libyalının öldüğü ”Libya Tezkeresi’‘ne destek vererek AKP’nin ve ABD başta olmak üzere Batılı güçlerin döktükleri kanada ortak olan Devlet Bahçeli’dir.

4 Ekim 2012’de ”Türk devletinin elini güçlü kılmak için Hükümet’e yetki vermek taraftarıyız” diyerek ”Suriye Tezkere”sinin çıkmasını sağlayıp bugün 100 binlerce Suriyeli teröristin yurdumuzda barınmasını sağlayıp, Suriye’de kan dökülme işinde de AKP’ye yardım eden Devlet Bahçeli’dir.

AKP’nin çıkardığı ”şike yasası” nedeniyle Parti’nin içi karışınca ”Türkiye’nin bu kadar iç ve dış sorunlarının arttığı bu dönemde, tek başına iktidar olmuş bir partinin kaosa girmesi o partiden ziyade Türkiye’yi zarara sokar’‘ diyerek yine AKP’ye ve BOP eş başkanı Tayyip’e arka çıkanda Bahçeli’dir.

Bir atasözümüzde ‘‘Evi camdan olan, başkasının evini taşlamaz” der ki, bu bana hep Devlet Bahçeli’yi hatırlatır. Devlet Bahçeli’nin bir korkusu var ki her sıkıştığında MHP’yi AKP’nin yedek lastiği gibi kullanır.

Nitekim 2011 genel seçim öncesi Hüseyin Gülerce 25-05-2011’de Zaman gazetesinde ”MHP’ye yönelik kaset operasyonunu kim yapıyor, CHP’yi kimler dizayn ediyorsa, MHP operasyonunu da onlar yapıyor. Devlet Bahçeli’nin kimyası bozulmasaydı ‘Okyanus ötesi’ diye tutturmazdı.

CHP ile kim oynadıysa MHP ile de o oynuyor. CHP’de hedef Baykal’dı, MHP’de de hedef Bahçeli’dir. Daha büyük sarsıntı yapacak kasetler çıkabilir. MHP havlu atmaya, seçimden çekilmeye bile zorlanabilir” yazarak Devlet Bahçeli’yi kıstırıp pıstırmasına rağmen zerre kadar sesi çıkmamış, bunlar iftira diye mahkemeye vermemiş, adeta kabuğuna çekilmiştir.

Yine 2011 genel seçim öncesi Star gazetesinden Ergun Babahan ”MHP’de kaset dalgasının seçime doğru hız kazanacağı iddiası tüm kulislerde dile getiriliyor. Doğrudan Devlet Bahçeli’yi hedef alan bu kasetlerde değişik türde ilişki görüntüleri olduğu iddiası var….”  ifadeleriyle yazarak Devlet Bahçeli’yi iyice köşeye sıkıştırmış ve AKP’nin emre amade tam yedek lastiği yapmıştır.

Özel görevli Devlet Bahçeli ile BOP eş başkanı ve ABD işbirlikçisi Tayyip Erdoğan halkı yanıltmak için sürekli ”horoz dövüşü” yaparlar.

Sıkıştığı her an Bahçeli, Tayyip’in emrindedir.
ABD böyle bir ülke, milliyetçiliği, İslam’ı, ulusalcılığı ve solu kendi içlerinden çıkardıkları adamlara parçalatıp yok ederler.
Bakın bu ülkede Tayyip eliyle İslam’ı emperyalizmin ”Truva Atı” haline getiren ABD, milliyetçiliği de kendi içlerinden çıkardığı Devlet Bahçeli’ye yok ettiriyorlar.

Bunları nasıl yapıyorlar?
Her şeyden önce sosyal bilimlerde şunun tespitini yapmışlar ki, kitleler bir insanı ilk nasıl tanımışlarsa hep o ilk tanıdıkları şekliyle algılama eğilimindeler.

Bu nedenle defolarını dosya ve kasetlerle biriktirip, toplulukların kendi içlerinden çıkardığı liderleri korkutarak istedikleri gibi kullanır ABD.

Devlet Bahçeli, AKP’yi destekleyen olumsuzluklarının MHP’ye vereceği zararı önlemek için her hafta şamatacısı Oktay Vural’ı halkın önüne çıkararak tabanının gazını alıyor.

İyi gaz almalar bay Bahçeli.
Milletin zekası ile alay etmeye hakkın yoktur Bahçeli Efendi.

MHP’nin önündeki tek engel Devlet Bahçeli’dir.
MHP tabanı ve tavanı, Devlet Bahçeli’yi partinin başından bir an önce atmalıdır.
Her MHP’li, milliyetçiliği emperyalizmin hizmetkarlığından kurtarmalıdır.
Bunun yolu olağanüstü bir Kurultay’dır.
Türkiye’nin fazla bir zamanı yoktur.
Ülke bölünmenin eşiğine gelmiştir.
Bu nedenle MHP’nin milliyetçi dik duruşuna gereksinim vardır.

Ülkücülüğü iğdiş eden ve MHP’yi milliyetçilik raylarından, ABD adına çıkaran Devlet Bahçeli genel başkanlıktan derhal uzaklaştırılmalıdır.

Son Kurultay göstermiştir ki, MHP’de bu yönelim ve güç vardır.
Devlet Bahçeli en az Tayyip Erdoğan kadar Türkiye için tehlikelidir.
İş işten geçtikten sonra mı aklınız başınıza gelecek ey MHP’liler?


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!