Bağımsız milli siyaset uşaklar, çıkarcılar ve korkaklar tarafından kuşatılmıştır

Bağımsız milli siyaset uşaklar, çıkarcılar ve korkaklar tarafından kuşatılmıştır
29 Temmuz 2015 15:08

Türkiye adım adım uçuruma doğru hızla yuvarlanmaktadır.

 

 
Bunun nedeni yazının başlığında da ifade ettiğimiz gibi milli siyasetin, emperyal güçlerin uzun vadeli planlamalarıyla ve etkin çalışmalarıyla uşaklar, çıkarcılar ve korkaklar tarafından işgal edilmesinden başka bir şey değildir.

 
Hatta öyle bir hale gelmiştir ki, milli merkez siyaset için yola çıkanlar yapılan siyasal ve algı operasyonları ile anında etkisiz hale getirilmektedirler.

 
Elbette emperyal güçler Türkiye’de her zaman kendi çıkarları için çalışan iktidarların olması için büyük çabalar göstermişlerdir.

 
Ama bu konuda emperyal güçler en büyük verimi RTE’nin 2000 senesinde daha AKP’yi kurmadan 1 yıl önce Avustralya’da bir radyo programı canlı yayınında elikanlı katil Öcalan için ”sayın”, şehitlerimiz için ”kelle” demesinden sonra elde etmişlerdir.

 
Ve herkesin anımsayacağı gibi 1 sene sonra da RTE’nin AKP’sini iktidar koltuğuna oturtmuşlardır.

 
Tabii ki bu 1 senelik bir çalışmanın sonucu değil, öncesindeki çalışmaları ve RTE’nin Amerikalılarla olan görüşmelerini unutmamak gerekir.

 
Daha RTE Başbakan olmadan önce sadece bir parti genel başkanı olarak ”Beyaz Saray”a kabul edilmesi herhalde gözden kaçırılacak bir durum değil.

 
Yıl 2002! Sürprizlerin adamı Bahçeli Ecevit hükümetinde Başbakan yardımcısı; yazın sıcağında Ülkücülerin Erciyes kampından ”3 Kasım’da seçim var” diyerek bombayı patlatıyor ve emperyalizmin emrine girecek olan AKP’nin önünü açıyor.

 
Bunun bir tesadüf olduğunu söyleyecek akıllı insan var mıdır?

 
AKP, seçim yasasının verdiği fırsatla Anayasa’yı bile değiştirecek çoğunlukta Meclis’te.

 
Ve bu seçimde ben de kurucu il başkanı olarak AKP’den milletvekili seçiliyorum.

 
Çiçeği burnunda milletvekili olarak ben de çalışmalarımla bir şeyler yapmak istiyordum.

 
Ama o da ne! Zaman ilerledikçe bir şeylerin ters gittiğini görmeğe başlamıştım.

 
Biz seçim çalışmalarında halka ‘’yoksulluğu’’, ‘’yolsuzluğu’’, ‘’yasakları’’ kaldıracağız diye söz vermiştik.

 
Ama iktidar olduktan sonra her geçen gün bırakın bunların kaldırılması, her geçen süre daha katmerli hale geldiğini görmeye başlamıştım.

 
Burada kamuoyuna ilk defa açıklıyorum; bir AKP milletvekili olmama rağmen o zaman CHP’nin bakanlar hakkında verdiği soruşturma önergelerinin hepsine kabul oyu-bu oylama gizli yapılır-verdim.

 
Milletimin ve yoksulun hakkını korumak benim için görevlerin en ulvisidir.

 
Ayrıca bir anekdot olara anlatıyorum; milletvekili seçildiğim gün anam bana ‘’Devletin 1 kuruşunu yersen sütümü emeğimi sana helal etmem’’ demişti ki, hoş bunu demeseydi de zaten ben öyle olacaktım.

 
Bunları anlatmamdaki asıl amaç şu.

 
Geldiğimiz nokta itibariyle ben yolsuzluk, hırsızlık ve PKK’ya verilen ödünlere dayanamayıp, AKP’den 30 Mart 2005’de istifa ettim.

 
Daha sonra milli merkez siyaseti oluşturmak üzere AKP ve CHP’den ayrılan milletvekilleri ile birlikte Anavatan Partisi’ne katılıp Erkan Mumcu genel başkanlığında grup kurduk ve oldukça etkili çalışmalar yaptık.

 
2007 senesi ve ANAVATAN ile DYP birleşme-ben karşıydım bu birleşmeye ve Mehmet Ağar’ın kalleşlik yapacağını Erkan Mumcu’ya söyledim ama inandıramadım, ne hikmetse-kararı aldı, hemen bir protokol imzalandı.

 
O zaman bu karar kamuoyunda o kadar etkili olmuştu ki yapılan kamuoyu yoklamalarında ortalama yüzde 18 oy oranını gösteriyordu.

 
Eğer iki parti birleşerek seçime gitseydi, şimdi AKP diye bir parti ve RTE fenomeni kalmayacak, çoktan zihinlerden çıkarılacaktı.

 
İşte dananın kuyruğu bundan sonra koptu ve emperyal güçler ile RTE’nin siyasal mühendislikleri ile bu birleşme önlendi.

 
Ortada hiçbir neden yokken Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu tam bir komedi şeklinde karşı karşıya gelmeyerek ekranlarda horoz dövüşüne başladılar.

 
Acaba neden?!!!

 
Onu da siz düşünün.

 
Siyasetten çekilen Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu şimdi büyük ticaretler yapıp, bol para kazandıklarının haberlerini alıyoruz.

 
ANAVATAN’dan vatansever 20 ve DYP’den 3 milletvekilinin harcanması karşılığı ticaret acaba çok mu lezzetli?

 
Ve bu arada siyasal mühendisliğin önemli bir ayağı unutulmadı; RTE’yi mağdur göstermek içi o zaman ki Genel Kurmay Başkanı devreye sokulup göstermelik ‘’e-askeri muhtırası’’ hazırlandı, 2007 seçim sonucu AKP eskisinden daha güçlü yüzde 47 ile iktidar.

 
Yaşar Büyükanıt’ın bu iyiliğini unutmadığımızı anımsatalım!

 
Öyle bir siyasal mühendislik yapıldı ki RTE’yi bundan sonra tutana aşk olsun!

 
Askerler, aydınlar, vatanseverler, gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler Silivri zindanlarına gönderildi.

 
Ve rejimi yıkmak için her ne gerekiyorsa yapıldı.

 
Çünkü kısa zaman sonra karşılarında etkisiz ve süskabağı bir muhalefet oluşturuldu.

 
Devlet Bahçeli RTE’nin koruyucu meleği olarak emrine girdi.

 
En milli duruşu olan Deniz Baykal bir alçakça kaset operasyonu ile CHP’nin başından indirilerek yerine PKK ve Kürtçülük sevdalısı Dersimli Kemal getirildi ki RTE için ballı yağlı bir börek oldu.

 
Ve uşak genel başkanlardan sonra çıkarcı, korkak, milli hassasiyetten uzak milletvekilleri CHP ile MHP’yi doldurmaya başladı.

 
CHP’den tüm cumhuriyetçi yurtsever Atatürkçüler, MHP’den ise sözde değil özde milliyetçiler kovuldu, yerlerine genel başkanlarının etraflarında ellerini ovuşturarak arz-ı endam eden çıkarcılar milletvekili oldular.

 
Çünkü emperyal ağaları böyle istiyordu.

 
Ve böyle oldu.

 
Meclis dışında kalan ve sonradan kurulan partilerin genel başkanları ve üstyönetimlerinde bulunanlarda korkaklıkları yüzünden hiçbir varlık gösteremediler.

 
RTE’nin kendilerini kodese tıkacaklarından korktular.

 
Halbuki RTE küresel efendilerinin hazırladığı yöntemlerle tüm muhalefetle psikolojik savaş-şimdi yaptığı gibi-yapıyordu.

 
Türk milleti cesur liderleri sever ve etrafında toplanır.

 
Lider korkmaz, lider riskleri göğüslemek zorundadır, lider pervasızca meydan okuyandır.

 
RTE’nin yandan çarklı yürüyüşüne oy veren bu millet siz gerçek lider olup yürekli olduğunuzu gösterseydiniz bakın nasıl sizin etrafınızda toplanıyordu.

 
Siyasal mühendislik bütün çirkinliği ile devam etmektedir ve Türkiye AKP, CHP, MHP cenderesine sıkışmış vaziyettedir.

 
7 Haziran seçiminde kapana yakalanan RTE ve güruhu Bahçeli’nin operasyonu ile Meclis Başkanlığı AKP’ye kazandırılarak şimdilik kurtulmaları sağlanmıştır.

 
TBMM milli çıkarları düşünen ve korkusuz milletvekillerinden arındırılmıştır.

 
Meclis dışındaki partilerin genel başkanları ve üstyöneticileri hiçbir işe yaramadıkları ve siyasetten çakmadıkları halde hala daha siyaset evciliği oynamaya devam etmektedirler.

 
Adamların oy toplama diye bir kaygıları yok, genel başkan olarak adlarının duyulması ve arada televizyon programlarına çıkmaları herhalde onları tatmin ediyor.

 
Türkiye perişan haldedir ve milli demokratik merkez siyaseti benimseyenlerin buna bir acilen son vermeleri gerekmektedir.

 
Dağınık halde bulunan bu siyasetçiler biran önce bir araya gelmeleri Türkiye’nin kurtuluşu açısından çok önemlidir.

 
RTE ve güruhundan hesap sorsunlar diye CHP ve AKP’ye oy veren kitle hayal kırıklığına uğramıştır.

 
Çünkü CHP ve MHP yetkilileri RTE’ye teslim olmuşlardır.

 
Önceki gün MHP’i Başkanlık Divanı üyelerinin kaçaksarayda RTE’nin karşısında asker gibi dizilmeleri gerçekten ibretlik bir resimdir.

 
AKP’yi iktidardan indirecek olan merkez sağda korkusuz, cesur, deneyimli, bilgili politikacıların kuracağı bir parti olacaktır ki kısa sürede yüzde 20’ye ulaşması hiç zor değildir.

 
Çünkü hem konjonktür uygun hem de bugün TBMM’de bulunan partiler son opsiyonlarını kullanmış ve seçmenin gözünden düşmüşlerdir.

 
Milli demokratik merkez siyasetçileri, milletin menfaatlerini şahsi menfaatlerinin üstünde tutanlar, mangal gibi yürekli siyasetçiler ‘’merkez sağ’’ı kurmak üzere haydin bir araya.

 
‘’Merkez sağ’’da yeni ve güçlü bir parti için siyaset iklimi çok müsait.

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!