‘Aydın’ın inciri, kestanesi, zeytini bitti sıra kirazında’

‘Aydın’ın inciri, kestanesi, zeytini bitti sıra kirazında’
20 Nisan 2022 21:31

Kuşadası Rüzgar Enerji (RES) Santraline yardımcı kaynak olacak Güneş Enerji Santrali (GES) projesinin mülkiyeti köylülere ait 300 dönüm tapulu meyve ağaçlarının olduğu arazi üzerine kurulmak istenmesi yöre sakinlerini ayaklandırdı.

 

 

Sözcü’den Latif Sansür’ün haberine göre Aydın’ın Germencik, Kuşadası, Söke ilçeleri ile Kirazlı, Gümüşyeni ve Sazlı mahallelerini (Köyler) içine alan Kuşadası RES projense kaynak oluşturacak olan GES projesi çevreciler, yöre sakinleri ve siyasilerin tepkisini çekti. GES ile ilgili olarak 7 Şubat Pazartesi günü Kirazlı Köyünde yapılacak olan ÇED toplantısı öncesi bölgede tansiyon yükseldi.

Projenin kirazlarıyla ünlü Kirazlı sınırları içinde 300 dönüm tapulu birinci sınıf tarım arazisi ve meyve bahçelerini kapsamasına tepki gösteren yöre sakinleri, sorunun sadece tarım yapan köylülerin değil, yaşamak için gıdaya gereksinimi olan tüm insanların sorunu olduğunu belirterek duyarlı tüm vatandaşları tepki göstermeye, 7 Şubat Pazartesi günü yapılacak olan ÇED toplantısına katılmaya davet etti.

 

 

“AYDIN’IN İNCİRİ, KESTANESİ, ZEYTİNİ BİTTİ SIRA KİRAZINDA”

 

 

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayla dikkatleri bölgeye çekti. Denetlenemeyen Jeotermal Enerji Santralleri ve vahşi işletilen maden ocaklarıyla Aydın’ın inciri, kestanesi ile zeytininin bittiğini belirterek, “Şimdi sıra kirazını yok etmeye mi geldi” diye sordu. Bülbül, bir çok endemik bitki ve hayvan çeşitliliğine ev sahipliği yapan Kirazlı Köyünün rüzgar gülleriyle harap edildiğini dile getirerek şunları söyledi:

“Şimdi de köyün 300 dönüm civarındaki kaliteli kirazların yetiştiği ve tarım yapılan arazilerine GES kurulmak isteniyor. AKP’nin hukuksuz doğa, çevre ve tarım düşmanı politikaları yüzünden bu tarım alanı da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Enerji üretimi kılıfı adı altında 300 dönümlük yere kurulması planlanan sistemin ekosistemi nasıl etkileyeceğini tutun da üretilen enerjinin ne derece ihtiyaçlara cevap vereceği her zaman olduğu gibi tam bir muamma. Aydın artık çevre talanı değil, havasının, suyunun ve toprağının korunmasını istiyor. Devlet yatırımı istiyor. Doğa katliamı değil, temiz hava ve verimli toprak istiyor.”