Avrupa polisi ‘iç hesaplaşma’ diyor

Avrupa polisi ‘iç hesaplaşma’ diyor
11 Ocak 2013 00:01

Paris’te PKK’lı kadınların öldürülmesine dair Avrupa basınında çok önemli bilgiler var.

 
Safile USUL H&H YORUM

Birincisi, öldürülen 3 kadının 1 tanesi Paris Kürt Enstitüsü’nün sekreteri. (o da PKK sempatizanı)
 
Diğer, PKK’lı olan iki kadın ise, burası çok önemli, sürekli olarak Paris Kürt Enstitüsü’nde bulunmuyorlar, o anda ziyaret için ordalar.
 
Bir başka önemli nokta, öldürülmelerinin ardından çevrelerinde 3 tane boş kovan bulunuyor, yani ateş edenler tek kurşunla insan öldürme konusunda muhtemelen eğitimli.
 
Öldürülen 3 kadın da Türk vatandaşı.
 
Avrupa basınından devam ediyorum, ki, unutulmaması lazım ki Avrupa polisi birbiri ile ortak çalışır, birbirine karşı açıktır ve bilgi paylaşır, Avrupa basını da kendi ülke polisine akan bilgilerden istifade eder.
 
Deniyor ki haberde, “Kadınlar muhtemelen kendilerini öldüreni/öldürenleri tanıyorlardı. 1. kattaki büro elektronik kapı ile kapalıydı, yani şifresiz veya içerdekilerin onayı olmadan içeri girilmesi pek mümkün değildi.”
 
Bir de, Paris’in Saint Denis mahallesindeki Türk topluluğu ile görüş ayrılıklarından söz ediliyor ancak haberde sözü edilen, “Türk topluluğu” ile aslında Saint Denis’deki Kürtlerden söz edliyor. Saint Denis, Paris’te hem Türklerin hem de Kürtlerin çok yoğun olarak yaşadığı bölge.
 
Haberde bazı Kürt sözcülerin olayı “Türk Gladyosu”na yıktıklarından da söz ediliyor ancak bu sözlere itibar edilmediği ve Avrupa basınının olayı Türkiye ile sürdürülen müzakereler kapsamında iç hesaplaşma olarak gördüğü anlaşılıyor haberlerin dlinden.
 
Burası benim doğrudan tercüme ettiğim bölümdü.
 
Vatan Gazetesi’nde ise, İtalyan La Repubblica’nın, Paris polisinin şimdiye kadar elde edilen bilgiler ışığında olayın bir örgüt içi hesaplaşma olmasının güçlü bir ihtimal olduğunu söylediği bilgisi aktarılıyor.
 
Şimdi dikkatimi çeken bir başka şeye de değindikten sonra Abdullah Gül’ün bugünkü (10 Ocak) açıklamasına geleceğim.
 
PKK’ya yakın internet sitesi Fırat Haber Ajansı’nda Ahmet Türk’ün Nuce isimli bir Kürt tv kanalında söyledikleri anlatılmış.
 
Ahmet Türk buna göre şöyle demiş…
 
“Öcalan’ın bu noktaya uzun bir tartışmadan sonra geldiğini gözlemledim. Ben bu sürecin daha iyi hazırlandığı inancındayım”

 
Bu ifadede çekingen bir savunma var farkındaysanız, yani Öcalan’ı radikal PKK’lılara karşı savunma havası var.
 
Bu savunma havası PKK içindeki farklılıklara bir işaret.
 
Şimdi gelelim Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamaya… Gül bugün yaptığı açıklamada dedi ki…
 
“Bugünkü bölgemizdeki olaylar maalesef bazılarını yanlışa sevkedebilir, bazıları bunu fırsat olarak görebilir. Bölge ülkeleri bundan sonra da terör örgütlerini taşeron olarak kullanmak isteyebilirler. Herkesin aklını başına alması ve düşünmesi lazım.”
 

Gül’ün bu sözlerinde birşeyi net olarak görüyoruz.
 
Hükümet de, Gül de, Hükümet’in yarattığı fırsatlardan (Suriye politikası) PKK’nın en optimum şekilde istifade etmeye devam edeceğini biliyorlar.
 
Bu müzakere dedikleri şeyle seçim dönemini atlatmayı ve de PKK’yı ayrıştırmayı (Öcalan ve ılımlı BDP’lilerle şahin PKK’lıları) hedefliyorlar.
 
Ancak bu öylesine bir yöntem ki…
 
Geçen yazıda da belirttiğim gibi silahları kızıştırmaktan başka bir sonuç vermiyor.
 
Paris olayı da muhtemelen bu tür bir kızışma ile ilgili.


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan