Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, aşı üreten ilaç şirketleri arasında hangi aşının daha fazla ölüme sebep olduğuna dair bir tartışma olduğuna dikkati çektiği bugünkü “Aşıdan ölen için 30 Euro tazminat!” başlıklı yazısında, “Türkiye’de medya bu tartışmayla ilgili, sanki gizli bir el yasaklamış gibi hiç haber vermiyor!” eleştirisinde bulundu.

 

Fotoğraf: Reuters

 

Türkiye’de aşılama sürecinin başında imzalatılan “Aşı/izlem bilgilendirme ve rıza belgesi”nde yer alan, “Şahsımın aşısının/izleminin aşı birimi tarafından yapılmasını kabul ettiğimi beyan ederim. Sağlık personeli tarafından oluşabilecek risk ve tehlikeler konusunda gerekli danışmanlık hizmeti verilmiştir. Bu riskler ve tehlikeler hakkında bilgilendirildiğim ve aydınlatıldığım halde kendi özgür irademle aşımın/izlemimin yapılmasına izin veriyorum…” ve “Mevcutta size uygulanan aşının Faz 3 çalışmaları tamamlanmamıştır. Pandemi nedeniyle Faz 3 çalışması tamamlanmadan Sağlık Bakanlığı tarafından ‘acil kullanım onayı’ verilmiştir. Bu nedenle aşı ile ilgili bilimsel veriler yetersizdir. İlk evre, ileri evre yan etkilerinde değişiklik olabilir. Lütfen el yazınızla ‘bu onamı okudum, anladım ve kabul ediyorum’ yazınız imzalayınız” ifadelerini hatırlatan Arslan, devamında şunları kaydetti:

 

 

“Resmen durum budur. Başlangıçta, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Pfizer-Biontek’in sorumluluk kabul etmediğini, bu sebeple anlaşmaya varılamadığını söylemişti. Sonra da anlaşmaya varıldığını açıkladı.

 

‘Anlaşma, şirkete aşı bedeli kadar bir sorumluluk yüklüyor’ denildi ama konunun üzerine giden yok!
Yani aşıdan ölürseniz, yakınlarınıza aşı bedeli kadar tazminat ödenebilir! İki doz aşı bedeli ise 30 küsur Euro! 330 lirayı geçiyor! Hani “üç otuz paraya” derler ya…”

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın.