Aşı reddi ve AKP
29 Ağustos 2024 15:53
CHP’den Bursa Milletvekili Kayıhan Pala bilgi açısından çok değerli bir açıklama yapmış…
Safile USUL H&H YORUM
Buna göre, Sağlık Bakanlığı verilerinin aşı reddi vakalarının hızla arttığını ortaya koymuş..
Pala, yaptığı açıklamada, “2011 yılında 183 olan bu sayı, 2018’de 23 bine ulaşmış durumda. 2024 yılı aile hekimliği performans raporları da durumu daha da vahim bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Bursa gibi büyükşehirlerde aşı reddi vakaları, aylık bazda binleri bulabiliyor. Bursa’da sadece geçtiğimiz Nisan ayında 580, Mayıs ayında ise 1357 aşı reddi vakası kayıtlara geçmiş” demiş.
1 hafta önce de bu kapsamda çok önemli bir haber basına yansımıştı.
Şöyle ki…
Kars’ta bir aile yeni doğan bebeklerinin topuğundan kan alınmasını reddediyor.
Topuk kanı, özellikle de akraba evliliklerinin yaygın olduğu bölgelerde bebeklerde ortaya çıkan kalıtımsal, ölümcül ve/veya zeka geriliği ve engellilik hali yapan hastalıkların hemen doğum sonrasında tespitini sağlayan çok önemli bir halk sağlığı önlemi.
İşte Kars’ta bir aile bunu reddedince, İl Sağlık Müdürü aileye dava açıyor.
Kars Aile Mahkemesi ise, İl Sağlık Müdürlüğü’nün açtığı davayı reddediyor.
Gerekçesinde ise, bu taramanın yapılmasının gerekli olmadığı ve zararlı olduğu gibi bir şeyler söylüyor.
Evet davayı açan Sağlık Bakanlığı AKP’nin elinde.
Ki, bu dünyada herhangi bir sağlık bakanlığı zaten topuk taramasını reddetmez, reddedemez.
Ama AKP aynı zamanda şöyle bir şey yapıyor…
Din sebepli veya kapalı toplumu muhafaza ederek oy almaya devam etmek için toplumun yapısının ve zihniyetinin değişmesini engelleyici politikalar izliyor.
Ki, kadın cinayetlerinin artmasının ve hala daha artma eğiliminde olmasının birinci nedeni de bu, ama bu konuyu ayrıca yazmak lazım.
Onu diyordum….
AKP toplumun değişime kapalı ve dogma eksenli yapısını muhafaza etmeye çalıştığı için, toplumda tipik 3. Dünya sorunları canlılığını koruyor.
Aşı reddi de bunun bir parçası ve temelinde kadere karşı çıkmamak gibi bir güdü var.
Allah verdi, biz karışamayız gibi bir şey.
Bu din temelli kadercilik ki, bu hükümet 20 senedir farkındaysanız, “fıtratında var, kaderse deprem olacaktır” vs. gibi sözlerle gibi yıllarımızı yedi zaten.
Ve, bu iş zamanla minnacık bebeciklerin topuklarına kadar indi..
Bakın topuk kanı almak yoluyla tespit edilen kalıtımsal hastalıklar bir bebeğin, bir çocuğun hayatını cehenneme çevirir.
Ve, hiçbir anne baba, “size ne ben bakarım” da diyemez…
Çünkü anne baba ölürse, ne olacaktır.
Devlet bu konuda gerekli önlemleri almakla mükelleftir.
Sağlığı korumak, tesis etmek ve önlem almak Sağlık Bakanlığı’nın görevidir.
Dolayısıyla da devletin.
Bu durumlar ailelerin kararına bırakılamaz.
Devlet aileyi bırakın, annenin karnındaki bebeği kendi ailesine karşı dahi korumak durumunda kalabilir.
Ama gelin görün ki, tepedeki oy amaçlı kadercilik ve dinsel dogmaların içinde kalınca, bebecikler de topuklarından bağlanıyor ve makro-siyasal tabloya.
Yazarın Son Yazıları:
CHP oy kaybedecek bir konu buldu yine
Oy kaybederler
CHP asla Erdoğan’a göre politika üretmemeli