Ali Tatar şiir yarışmasının sonuçsuzluğu üzerine

Ali Tatar şiir yarışmasının sonuçsuzluğu üzerine
19 Ocak 2018 08:35

Rahmetli Yarbay Ali Tatar’ı ilk kez tutuklandığında gördüm. Ardından onurlu ölüm haberini aldım ve çok üzüldüm. O günden sonra onun için bir şey yapamamış olmaktan dolayı hep suçluluk duydum. Sonra Değerli Ağabeyi Ahmet Tatar’ı gördüm ekranlarda, ardından onunla anayasa değişikliği referandumu sürecinde omuz omuza mücadele ettim. Ahmet Tatar’ı tanımaktan büyük keyif aldım.

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM
Bir gün Ali Tatar adınadüzenlenen şiir yarışmasını duydum ve hayatımda hiçbir yarışmaya katılmamış olmama rağmen bu yarışmaya katılmak istedim. Böylece Rahmetli Ali Tatar ve değerli ağabeyi için elimden bir şey gelmiş olacaktı. Ancak yarışma sonuçları açıklandığında kendimi ve yarışmaya katılan diğer insanları aşağılayan bir sonuç gördüm. Bu sonucun hem Rahmetli Ali Tatar hem değerli ailesi hem de bizler için ayrı ayrı anlamları var eminim.
Sonuç kısaca bize şöyle bildirildi:
“Gelen dosyalar tasnif edilerek, seçici kurul üyelerine sunuldu ve seçici kurulunun sayın üyeleri, yaptıkları değerlendirme ve toplantı sonrasında değerlendirmeye alınan eserleri, şiir tekniği ve içerik açılarından yetersiz bularak bir sıralamaya tabi tutulmamalarına karar aldı.”
Çok değer verdiğim jüri üyelerinin amatör şairleri şiir tekniği açısından yetersiz bulması kadar doğal bir şey yoktur. Ancak 66 şiirin tamamını içerik açısından yetersiz bulması biraz haddini aşmaktır. Bu üstenci tavrı kınıyorum. Bu tavrın değerli Tatar ailesinden bağımsız olduğunu ve bir eserin ödüle layık görülmemesinin onları da üzdüğünün farkındayım.
Buna rağmen bunları da yazmasam olmazdı.
Ayrıca sizleri şiir tekniği ve içerik açısından yetersiz şiirlerimle baş başa bırakmaktan da utanç duymaktayım.

 

İNSAN KENDİNE TUTSAK
İnsan kendine tutsak
Tecritte tüm düşünceleri
Çaresizlik devşirir hergün
Çoğalan,derinleşen kökleri.

İnsan kendine tutsak
Öfke, hırs, açgözlülükle
Bir hücrede uyanır
Duvarı kendi derisi.

İnsan kendine tutsak
Affedebilse beraat,
Hesapsız sevebilse,
Âşık olsa yürekten
Sonsuz özgür bir hayat.

 

ESKİDEN ANKARA
Ne altına oturacak yüzyıllık çınar vardı burada
Ne uzaklara bakarken gözlerinin önünden geçen gemiler…
Deniz kokusunu burnuna getiren meltemden de eser yoktu
Martıların kanat çırpışları da çığlık çığlığa…

Hayat gürül gürül akmazdı yedi gün yirmi dört saat
Eğlence sürmezdi sabahlara.
Memlekete dair kaygılarla çabucak boşalsa da kadehler
Sohbetler gece boyu sürerdi bitmeyen bir umutla…

Aşklar alev alev yanan yüreklerin çığlıklarıyla başlar
Durmaksızın devam ederdi şairlerin mısralarında.
Metin Altıok’un gülen iğreti yüzüne
Behçet Aysan’ın doktor yüreğine
Ahmet Telli eşlik ederdi Tavukçu’da…

Fedakârlıkla yoğrulmuş, acı dolu ve yırtıcıydı direnişler
Sevişmeler tam aksine sakin ve sabırlıydı bekâr odalarında.
Hep geçmişten miras kalmış olsa da acılar
Öğrenciler bıkmadan coplanırdı sokaklarında…

İnsanların yorgun ruhlarında kara bir hüzün olurdu
Buruk mutluluklar çıksa da ara ara karşılarına.
Yerlerdeki sigara izmaritlerinin son nefesi hep eksik
Deniz, Hüseyin, Yusuf gezerdi yaz bulutlarında…

Suikastları hiç bitmedi aydınlarının
Hablemitoğlu, Üçok, Kışlalı, Aksoy hocalarla
Uğur Mumcu’nun düşleri vardı
Çankaya’nın ıslak kaldırımlarında…

Aşkını beklerdi delikanlı, tertemiz kalpler,
Yürekleri gelecek güzel günler için de çarpardı.
Bu şehirde müthiş tarihi bir geçmiş yoktu belki ama
Mücadele dolu, anlamlı bir akış vardı.

Bu şehirde
Hayat da, aşk da, mücadele de bir farklı, bir duru, bir saftı.
Bu şehirde yaşamak insanı
Bir kara trenin yemekli vagonunda içilen rakı gibi çakırkeyif yapardı.

 

ACITILAN
Acıtılınca insan
başka bir insan tarafından
tuhaf bir bağlılık oluşuyor
gidemiyor acıtılan.

Acıtılınca insan
başka bir insan tarafından
tuhaf bir hal oluşuyor
çok kolay gidebiliyor
bir başka sevdiğinden acıtılan.

Acıtılınca insan
başka bir insan tarafından
acıklı bir hal oluşuyor
acıtılıveriyor acıtılan tarafından
onu hiç acıtmayan…

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…