Akşener’den fezleke açıklaması: Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız!

Akşener’den fezleke açıklaması: Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız!
3 Mart 2021 11:32

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.. Meral Akşener, “İYİ Parti Türk yargısının fezlekeye bakar ve gereği neyse onu yapar, konuşulan 9 fezleke halbuki gelen 33 fezleke” dedi.

 

 

 

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Meral Akşener, “İYİ Parti Türk yargısının fezlekeye bakar ve gereği neyse onu yapar, konuşulan 9 fezleke halbuki gelen 33 fezleke” dedi. Akşener açıklamasının devamında, “Twitter fenomeni küçük ortak, tatava yapmayı bıraksın. Ağzına sakız ettiği malum kapatma başvurusunu ne zaman yapacakmış onu söylesin” dedi.

 

 

Akşener’in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

 

 

“Dünün mağdurlarını bugünün mağrur muktedirleri yapan bir hayalet. Biz dün toplusu tüfeklisi önünde eğilmedik bugün elbette yalanlısı dolanlısı önünde de eğilmeyeceğiz. Biz hayaletlerin değil hakikatlerin peşindeyiz. Türkiye’nin acı gerçekleri var. Milletimiz zorluklarla mücadele ediyor. Türkiye’nin bu acı gerçekleri aşacak imkanları var. Bütün mesele bu zenginliği kimin nasıl paylaşacağı. İşler yolundayken müteahhidini ihaleye boğan bu iktidar bütçe dara düştüğünde acısını sırtına yeni vergiler zamlar bindirdiği milletimizden çıkarıyor.

 

 

Dün rahmetli Erbakan hocanın adil düzen gömleğini yırtıp kendi kurdukları düzende sefaya dalanlar bugün işler sarpa sarınca önce 2012 ruhuna o da olmayınca 1994 ruhuna dönmekten bahsediyorlar. İronik olan tam da bu zaten. Çünkü 1994 ruhu dedikleri işte o yırtıp attıkları gömleğin ta kendisi. Geldikleri noktada bu arkadaşlar refah içindeki bu çöküşü durdurmak için kimin gömleğini giyip hangi ruha sarılacakları üzerinde kafa patlatırken bir yandan da seri gündem çalışmaları yapıyorlar. Ama maalesef her ürettikleri gündem ancak üç gün dayanıyor. Çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor.”

 

 

BAHÇELİ’YE YANIT

 
“İYİ Parti o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur çünkü İyi Parti o fezlekelerin önünde biri varsa arkasında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir. Türk yargısının hazırladığı fezlekeye bakar gereği neyse yapar. Konuşulan 9 fezleke halbuki gelen 33 fezleke. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Ancak Twitter fenomeni küçük ortak tatava yapmayı bıraksın, ‘Yapacağım, her an yapabilirim, birazdan yapıyorum…’ diye ağzına sakız ettiği, malum kapatma başvurusunu, ne zaman yapacakmış, onu söylesin. Hızlı olmasa da, ziyadesiyle öfkeli küçük ortak, hamaseti bıraksın, HDP eş genel başkanının, Sayın Erdoğan’la, nasıl kol kola yürüdüklerini anlattığı, Netflix belgeseli kıvamındaki açıklamalara cevap versin. Kürsülerde fırtınalar estirip, icraata gelince, ‘aradığımız kişiye ulaşılamayan’ küçük ortak, boş konuşmayı bıraksın, Uygur kardeşlerimiz için ne düşünüyorlar, Çin zulmü için ne yapacaklar, onu açıklasın. Bu vesileyle, Çin’in, Uygur kardeşlerimize yaptıklarının ‘Soykırım’ olarak tanınması için, Meclis grubumuzun, Yüce Meclis’e vereceği öneriye, Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının da desteğini bekliyoruz. Tabi Sayın Perinçek’ten izin alabilirlerse…”

 

 

FEZLEKE AÇIKLAMASI

 
“Merak ediyorlarmış… İYİ Parti fezlekeler geldiğinde ne yapacakmış?… Elbette, vatandaşı iki yumruk arasında sıkıştıran bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz. Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız. Elbette, siyasi şovun değil, hakkın ve hakikatin yanında duracağız. Bu kadar basit, bu kadar net.”

 

 

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER

 
“Öğretmenlerimiz, bizi bugüne getiren yolun temel taşlarıdır. Vatan savunmasından, yeni Cumhuriyetin kuruluşuna ve yükselişine kadar emekleri vardır. Bu gerçeği görmez, öğretmenlerimizin önemini anlamazsak, bugün memleketi yönetenlerin düştüğü duruma düşer, öğretmenlerimizi, bin bir çileyle baş başa bırakırız. Öğretmenlik mesleğini, ‘kadrolu’, ‘sözleşmeli’, ‘geçici’ gibi, tuhaf sosyal tariflere mahkum eden bugünkü iktidar, on binlerce genç öğretmen kardeşime verdiği sözü, tutmuyor, tutamıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’na göre 107 bin 909, Sayıştay’a göreyse 138 bin öğretmen açığımız varken, sadece, 20 bin öğretmenimizin ataması yapılabildi. Her yıl verilen mezunlarla birlikte, mezun olup da atanamayan gençlerimizin sayısı, 700 bini buluyor. Türkiye’de toplam, 1 milyon 117 bin öğretmenimiz varken, buna yaklaşan sayıda, atanamayan genç öğretmenimizin olmasını kabul edemeyiz.

Böyle plansızlık, böyle sorumsuzluk, böyle iş bilmezlik olmaz. Milyonlarca çocuğumuzun, on binlerce öğretmene daha ihtiyacı olmasına rağmen, maalesef artık ülkemizde, ‘Atanamayan öğretmen’ adlı bir meslek grubu var. Yazıktır, günahtır! Her biri, pırıl pırıl gençlerimiz. Her biri, öğrencileriyle buluşacakları günü iple çekiyor. Her biri, sınıfa girecekleri o ilk günün hayaliyle, yanıp tutuşuyor. Ama, eşe, dosta, kayınçoya, devlette 2, 3, hatta 4 koltuk ayarlayabilen Sayın Erdoğan, nedense gencecik öğretmenlerimize bir kadroyu bile çok görüyor. Koca bir ülkenin gündemini, abuk sabuk konularla meşgul edenler, öğretmenlerimizi bir türlü görmüyor, duymuyor, umursamıyor. Yazıklar olsun.

Buradan, atanmamış olsalar da bizim gönlümüzde, ‘Öğretmen’ olan kardeşlerime sesleniyorum; sizleri görüyoruz, dertlerinizi biliyoruz. Bir meslektaşınız olarak, sizlere söz veriyorum; bu iktidar yapamadı ama, ilk sandıkta biz geleceğiz, biz yapacağız. Öğretmenlerimizin çözülemeyecek derdi yok. Bu ülkenin kaynaklarını, 5 müteahhite değil, sizlerin atamasını yaparak, çocuklarımızın eğitimine aktaracağız. İçiniz rahat olsun.”

 

 

“DAMAT GİTTİ, ‘KAYINPEDERDEN MASALLAR’ TAM GAZ DEVAM EDİYOR”

 
“Sayın Erdoğan, aklını fikrini, bu meselelerin çözümüne yorması gerekirken, kendisi hâlâ milletimize masal anlatıyor. Damat gitti, ‘kayınpederden masallar’ tam gaz devam ediyor. Hafta başındaki kabine toplantısının ardından çıktı ve dedi ki; ‘Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz yok.’ Yanlış duymadınız. Bunu söyleyen, daha dün, milyarlarca lirayı heba etmeyi, ‘itibardan tasarruf olmaz’ diye savunan, aynı Sayın Erdoğan… Allah kimseyi böyle şaşırtmasın. Allah kimseyi böyle yoldan çıkarmasın.”

Siz hiç, ‘israfa tahammülümüz yok’ diyen, ama, 12 uçakla gezen birini duydunuz mu? Siz hiç, ‘israfa tahammülümüz yok’ diyen, ama, kendine saray koleksiyonu yaptıran birini gördünüz mü? Siz hiç ‘İsrafa tahammülümüz yok’ diyen, ama, ultra lüks araç filosuna, her gün yenilerini katan birini gördünüz mü? Alın size en yakın örnek; 17 milyar lira zarar etmiş Türk Hava Yolları’na, 347 adet lüks otomobil kiralamak için, 2 gün sonra ihale yapılacak. Bir kişi de çıkıp, ‘Şirket bu kadar zarar etmiş, millet bu kadar darda, bir süreliğine iki yaşında, üç yaşında arabalarla idare edelim’ demiyor. Lüks arabayı israf görmeyen bu zihniyet, utanmadan çıkıp ‘kamuda israfa tahammülümüz yok’ diyebiliyor. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin.”

 

 

“MİLLETLE İNATLAŞMA”

 
“Pandemi yüküyle dara düşmüş vatandaşına, 53 milyar lira destek vermekle övünen, israf düşmanı Sayın Erdoğan, bunun iki katını, hem de inadına, Kanal İstanbul çılgınlığına yatıracağını söylüyor. Egoya bakar mısınız? Cürete bakar mısınız? Arkadaş, ‘İnadına yapacakmış.’ Bak sayın Erdoğan; madem sen unuttun, ben sana hatırlatayım; Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki; ‘Bir kimseyi, inada kapılmış, çekişmeci ve kendi görüşünü beğenmiş görürsen, bil ki, onun ziyanı tamamdır.’ Milletle inatlaşma Sayın Erdoğan! Millet iradesiyle inatlaşılmaz. Siyaset tarihi, milletiyle inatlaşan şuursuz siyasetçi çöplüğüdür. Milletiyle inatlaşanların sonuna bak, ders çıkar. Ama illaki inat edeceksen; Millete karşı değil, millet için inat et. Mesela, kalkınmada, üretimde, istihdamda inat et. Mesela, adalette, hukukta, demokraside inat et. Mesela, refahta, huzurda, mutlulukta inat et. Mesela, açları tok yapmakta, işsizlikten ağlayan babanın derdine derman olmakta inat et. Mesela, yolsuzlukları bitirmekte, gençlerimizin umutlarını yeşertmekte inat et. Gel, siyasi hayatında bir kez olsun kendi çıkarın için değil, milletinin iyiliği için inat et. Bu sözlerimi yabana atma.”

 

 

“PİYASALARDA KAOS VAR”

 
“Maalesef ihracatçımız bu dönemde malını yükleyip satacak boş konteyner bulamıyor. Piyasalarda ciddi bir kaos var. Siz hiç ekonomiyi yöneten veya Erdoğan’ın ağzından bunları duydunuz mu. Çin konteynerleri kendine yönlendiriyor. Her ülke ihracatçısını korumak için çeşitli tedbirler alırken Erdoğan kılını kıpırdatmıyor. Sayın Erdoğan iki lafın birince yerli ve milli demesini biliyorsun ama iş icraata gelince tam tersini yapıyorsun.”